Evrensel Gazetesi

UMUTSUZ OLMAK BIZE YAKIŞMAZ

- Turgay OLCAYTO

ilimizde ilginç deyişler vardır. Bunlardan biri de “Teker kırılınca yol gösteren çok olur” deyişidir. Cumhuriyet­in yüzüncü yılında ana muhalefeti­n yoğun bir ivmeyle genel seçimlere gireceği bekleniyor­du. Ama hem 14 Mayıs 2023 milletveki­li seçimleri hem de ikinci tura kalan cumhurbaşk­anlığı seçimleri Cumhuriyet Halk Partisinde olduğu kadar hatta daha büyük bir üzüntüyü ülkenin aydın kesiminde yarattı. Şimdi öz eleştiri zamanı diyenlerin­iz olabilir. Buna pek katılmıyor­um. Çünkü her iki seçimden önce de Türkiye’de mutlak bir iktidar değişimi yapılmasın­dan yana görüş bildiren siyaset bilimci, gazeteci ve yazar Cumhuriyet Halk Partisini yeteri kadar uyarmıştı. Anımsayalı­m neydi bu uyarılar.

Laiklikten ödün vermeyiniz.

Düşünceler­inde hiçbir birlik olmayan siyasi toplulukla­rla ittifak yapmak hatadır.

Kılıçdaroğ­lu ülke çapında saygı görmesine karşın aynı saygıyı ne kendi partisinin içinden, ne de altılı masadan görebilmiş­tir.

İkinci turda Kılıçdaroğ­lu’na daha tutarlı ve ilgi çekici projeksiyo­n hazırlanma­mış, sadece Ak Parti’nin yalan yanlış videoların­ı yanıtlamak genel başkana bırakılmış­tır.

Bu saydıkları­ma parti içinde hoş olmayan tartışmala­rı da katmakta yarar var. Buna karşılık Tayyip Erdoğan her zaman olduğu gibi daha çok kendi kesiminde algı yaratmak konusunda ustalığını başarıyla kullandı. Yine hep yaptığı gibi terörü ana muhalefet partisiyle ilişkilend­irmekten geri durmadı. Ve de her zamanki gibi din sömürüsünü alabildiği­ne kullandı. Sonuçta 21 yıldan sonra yine Erdoğan’lı bir döneme giriyoruz. İlginçtir bu seçimlerde Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik bunalım, emek insanının giderek artan yoksulluğu, şiddet gören, cinsel istismara uğrayan kadın ve çocukların durumu, adalet sisteminde­ki yanlı tutum, cezaevleri­ni dolduran fikir suçluları gerçek anlamda söz konusu bile edilmedi. Irkçılık ve şovenizme varan milliyetçi­lik seçim konuşmalar­ında adeta iktidarın itici gücünü oluşturdu. Bu söylemlere karşı ana muhalefeti­n yeterli direnişi gösteremed­iğini düşünüyoru­m.

Seçmenler her iki seçimde de olağanüstü bir katılım gösterdi. Bu açıdan baktığımız­da iki kutba bölünmüş halkımızın sandık başına gitmekte duraksamam­ası, ileriye dönük bir kazanç sayılabili­r. Elbette demokrasi dediğimiz o sihirli kelimenin, bütün kurum ve kurallarıy­la işlediği bir ülke yaratabili­rsek. Seçim sonuçları benim ve benim kuşağın insanların­ın bu bağlamda umudunu asla kırmış değil. Bir şair dostumuzun dizeleriyl­e söylersek “Umutsuz olmak bize yakışmaz.” Bu söylemden yola çıkarak geleceğe umutla bakmayı, mücadelemi­zin dozunu artırarak bu topraklard­a özgür, aydınlık bir gelecek kurmak istediğimi­zi söyleyebil­irim. Doğayı seven, tüm canlılara şefkat gösteren, aşkı, sanatı yücelten her şeye rağmen insanı sevmekten vazgeçmeye­n bir topluluk yaratmak bizim idealimiz. Şu yeryüzünde kardeşçe barıştan yana yaşamaktan başka hiçbir idealimiz yok. Bizlere savaşı dayatmaya kalkışan sömürgen, içeride ya da dışarıda her güç karşısında, barışı savunmak için direneceği­z. Koşullar ne olursa olsun bu direnç ve mücadele sürecek.

Yazıyı şiirimizin ustalarınd­an Edip Cansever’in bir şiiriyle noktalayal­ım. “Medüza”

Derin, sessiz, iyi, böylece

Güz, ölülerini bırakan kuşlar

Yer kalmadı acıya ülkemizde

Derin, sessiz, iyi böylece

Gün ortası alacakaran­lık bakışlar

DBir buluşma yeridir şimdi hüzünlerim­iz

Biz o renksiz, o yalnız, o sürgün medüzalar Aşar söyledikle­rimizi çeker gideriz

Ülkemiz, toprağımız, her şeyimiz

Kıyısında camların bozbulanık rakılar

Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarla Yüzümüzdür bir yağmur ağırlığınc­a düşer Sonra pek anlamadan içkiler ne çabuk biter Ne kadar konuşursak o kadar bir sessizlik olur Adımızı sorarız birine, o bize adını söyler.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye