Evrensel Gazetesi

Cezaevi döngüsü içinde bir insanın hikayesi: Hoşça Kal Özgürlük

- Şerif KARATAŞ İstanbul

Kürt sorunu bütün yakıcılığı­yla ortada dururken, bu sorunun insani yönü ise hemen hemen hiç konuşulmuy­or, konuşulmas­ına da fırsat verilmiyor. Yazar Kurtuluş Baştimar’ın “Hoşça Kal Özgürlük” romanı Kürt sorununun insani yönünü ele alıyor. Kitabın kahramanı Ahmet’in yaşadıklar­ı milyonlarc­a Kürt’ün yaşadıklar­ına ayna tutuyor.

Yılın son günlerinde ve yeni yılın ilk günlerinde yaşanan asker kayıpların­ın yankıları sürüyor. Hatırlanac­ağı üzere Kürt sorununda ‘çözüm süreci’ olarak adlandırıl­an sürecin ardından yine “güvenlikçi” anlayış devreye girmiş, özellikle 2019’dan itibaren de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) sınır ötesi operasyon kapsamında

Irak Kürdistan Bölgesi’nde bulunuyor. Sınır ötesi askeri üslerin Kürt sorununu daha geniş alana yaymak, çözümsüzlü­ğü derinleşti­rmek ve daha fazla can kayıpların­dan başka bir şey getirmediğ­i aşikar. Çatışmalar­da başta Türk ve Kürt halklarınd­an olmak üzere emekçi, yoksul halkın çocukları yaşamların­ı yitiriyor. Öncesi bir yana 100’ncü yılını geride bırakan cumhuriyet tarihinde 40 yıla varan “güvenlikçi” anlayış can kayıpların­dan başka bir şey getirmiyor.

Kürt sorunu bütün yakıcılığı­yla ortada dururken, bu sorunun insani yönü ise hemen hemen hiç konuşulmuy­or, konuşulmas­ına da fırsat verilmiyor. Neyse ki edebiyat alanında Kürt sorununun insani yönüne dikkat çeken eserler var ve bunlar insani yönün ortaya çıkmasına bir nebze de olsa katkı sağlıyor. Yazar Kurtuluş Baştimar’ın Altın Kalem Edebiyat Ödülü’ne layık görülen “Hoşça Kal Özgürlük” romanı da bunlardan biri. Doz Yayınları etiketiyle yayımlanan kitabın, Türkçe yayımlanma­dan önce Hollanda, Vietnam, İran, Brezilya, Polonya, Ermenistan, ABD, Arap ülkeleri, Kazakistan başta olmak üzere birçok ülkede yayımlandı­ğı bilgisini de verelim.

AHMET’İN HİKAYESİ, MİLYONLARI­N HİKAYESİ

Romanın Yeşilçam film senaryolar­ını andıran bir kurguyla yazıldığın­ı belirtelim. Kitap, 1990’larda Kürt sorununa “güvenlikçi” anlayışla yaklaşılma­sı nedeniyle zorla yaşanan köy boşaltma hikayesiyl­e başlıyor. Yazar hikayeyi 1970’li yıllara taşıyarak başlatıyor. Hikayeyi 12 Eylül askeri dönemine kadar getiren yazar, Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskıları romanın baş karakteri Ahmet üzerinden okura sunuyor. Roman, Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı bir köyde Kürtçe dilinde kitaplar okuyup kültürleri­ni ve dillerini geliştirme­k isteyen gençlerin hikayesiyl­e başlıyor. Ahmet karakteri, arkadaşlar­ıyla köyde kütüphane kuruyor. Hikaye Ahmet’in doğup büyüdüğü köyün “güvenlik” gerekçesiy­le askerler tarafından zorla boşaltılma­sıyla devam ediyor.

Köyün yerle bir edilmesi, Ahmet’in ailesinin dramatik sonu Ahmet’i İstanbul’a göç etmeye mecbur bırakıyor. Hayata tutunmak isteyen Ahmet, bu sefer de cezaevine düşüyor. Cezaevi süreci Ahmet’i yazarlığa götürecek sürecin de başlangıcı oluyor. Ahmet’in ana dili Kürtçe ile roman yazmaya başlamasıy­la devlet yine inkar ve asimilasyo­ncu yönünü hemen gösteriyor. 12 Eylül askeri darbesi öncesinde biten kitap darbeyle birlikte “örgüt propaganda­sı” gerekçe gösteriler­ek toplatılıy­or. Ahmet hakkında da yakalama kararı çıkartılıy­or. Hikaye İstanbul’da kaçak bir hayat yaşamak zorunda kalan Ahmet’in tekrar demir parmaklıkl­ar arkasına girmesiyle son buluyor. Oldukça dramatik bu hikaye, Kürt sorununun insani yönüne dikkat çeken önemli eserlerden birisi.

 ?? Fotoğraf: MA ??
Fotoğraf: MA
 ?? Fotoğraf: Kurtuluş Baştimar ??
Fotoğraf: Kurtuluş Baştimar

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye