Çok çalışıyoruz ama geçinemiyoruz
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “gururumuz” diye rek övündüğü şehir hastanele rinde çalışan işçiler çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşma sından şikayetçi. Eskişehir Şe hir Hastanesinde Akfen’e bağlı Euroclean şirketi bünyesinde taşıma, yönlendirme, temizlik, sekreterlik, tıbbi atık ve güven lik birimlerinde çalışan işçiler, her işin birbirinden zor olduğu nu söylüyor. Çalışan sayısının az olduğunu, şef ve müdürler den sürekli baskı gördüklerini anlatan işçiler, “Çok çalışıyo ruz, baskı görüyoruz, bunun karşılığında asgari ücret alıyo ruz, geçinemiyoruz” diyor.
‘ALDIĞIMIZ KURU ASGARİ ÜCRET’
Aldığı ücretin büyük bir bö lümünün kiraya gittiğini ifade eden bir işçi, “İkramiyedir, bay ram harçlığıdır, herhangi bir sosyal hakkımız yok. Bayram larda bile çalışıyoruz ama kuru asgari ücret alıyoruz. Fabrika larda bayram çalışmasının kar şılığı en az bire bir buçuk ama bizde bire bir” diyor.
“Aldığımız üç kuruş para onu da gününde ödemiyorlar” diyen işçi şöyle devam ediyor: “Her ayın 20’sinde yatması ge rekiyor maaşımız ama biz ço ğunlukla ayın son gününde alı yoruz, hatta bazen diğer aya sarkıyor. Koşullar böyle olun ca işçi de durmuyor. Çok sık işçi sirkülasyonu oluyor. Gelen dayanamayıp bırakıp gidiyor. Bir gün çalışıp bırakan bile gördüm.”
‘BASKI BİTMEK BİLMİYOR’
Ücretlerin gecikmesinin kendileri için kredi kartı borç larının artması ve kredileri tak sitlerinin aksaması anlamına geldiğini belirten bir işçi de “Daha önce taşımacılar ücret lerinin geç yatması nedeniyle iş bırakmışlardı. Hastane önünde toplanmışlardı. İşçiler iş bıra kınca cumartesi günü olduğu halde hemen maaşları yattı. Demek ki isterlerse yatırabili yorlar” diyor.
İşçi, yaşadıkları önemli so runlardan birinin de bitmek bilmeyen baskılar olduğunu an latıyor: “İşçi sayısı gittikçe aza lıyor. Daha çok işi daha az işçi yapıyor yani. Öyle olunca so runlar da çıkıyor. Şefler, mü dürler baskı yapıyorlar o du rumlarda. Yukarıdan aşağıya müthiş bir baskı sistemi var. En aşağıda biz olduğumuz için bu baskıdan en çok biz etkileniyo ruz. İşe başladığımız saatlerden iş bitimine kadar şefler devamlı ensemizde hadi hadi diyorlar. Hakarete varacak sözler söylü yorlar. Bazen raporlu arkadaş larımız oluyor, eksik çalıştığı mız zamanlar oluyor. Bu za manlarda bile bir anlayış göste rilmiyor.”
‘FOTOĞRAF ÇEKİP ŞEFE YOLLUYORUZ’
Kendi kısmında bir gün tek başına çalışmak zorunda kaldı ğını aktaran işçi şunları söylü yor: “21 tuvaletin temizliğini sadece ben yapmıştım ve bü tün bölümü de tek başıma te mizlemiştim. Burada işçi eksi ği olduğu belli. Bir işçinin üze rine bu kadar iş yüklenmemesi lazım. SLA sistemi (hizmet se viyesi sözleşmesi) uygulanıyor. Bu iş yerindeki stresimizi ikiye katlıyor. Sürekli telefonla ileti şim halindeyiz. Temizliği bitiri yoruz, temizlediğimiz bölgenin farklı açılardan fotoğraflarını çekiyoruz, şefimize gönderiyo ruz. Beğenmezse bir daha te mizliyoruz. Özel gereksinimli bir arkadaşımıza dahi baskı yapılıyor. Şefler bu arkadaşı mıza ‘Mop paspas da yapacak sın’ dediler. Eğer yapmadığı takdirde yerini değiştirebile ceklerini, hatta işten çıkarmak için uğraşacaklarını söylediler. Hiçbir işçi arkadaşımızın bir gram değeri yok orada. Bunun farkındayız. Ama bizler de in sanız ve insan gibi muamele görmek istiyoruz.”
Servis sıkıntısı da yaşadıkla rını vurgulayan başka bir işçi de “Kimsenin sabit bir servisi yok. Resmen boş servis bul sak da binsek diye bakıyoruz. Servis dolunca başka servis gönderiyorlar. Üç beş kere servis değiştirdiğimiz oluyor. Bir düzen yok. Yemekler de doyurucu değil” diyor.
Bütün haksızlıkların far kında olduklarını söyleyen bir başka işçi de “Şimdilik sesi mizi çıkaramıyoruz. Hepimi zin borcu var, okuyan çocuk larımız var, evi kira olan var. Tüm bunları düşününce asga ri ücret bile alıyor olsak işsiz kalma riskini göze alamıyo ruz” diyor.