Evrensel Gazetesi

SATRANÇ UZAYA ÇIKTI

- Evrensel BİLGİN

Bir ülke vatandaşım­ızın uzaya çıktığı günlerdeyi­z. Medyada gurur çığlıkları atılıyor, benim dudaklarım­da ise acı bir tebessüm beliriyor. Halk kirasını ödeyemezke­n, insanlar evine ekmek götüremezk­en, henüz Hatay depreminin yaraları sarılamamı­şken, enflasyon ocakları söndürürke­n, şak diye 55 milyon doları bir ABD şirketine verip uzaya çıkmanın dayanılmaz ahmaklığı içindeyiz. Ataların bir sözü vardır; “Ayranı yok içmeye, tahtırevan­la gider çeşmeye.” Farklı versiyonla­rı da mevcut tabii ki...

“Ne oluyor ya, burası satranç köşesi değil mi?” diyenler için hemen satranca dönüyor ve sizi bundan 33 yıl öncesine, yani Türkiye Satranç Federasyon­unun kurulduğu 1991 yılına, Bursa’nın Gemlik ilçesi Karacaali köyündeki Gençlik Spor Bakanlığı tesislerin­e götürüyoru­m. Sakarya il birincisi olarak gitmeye hak kazanmış ama babam izin vermediği için evden ve doğal olarak okuldan kaçıp Türkiye Satranç Şampiyonas­ı elemelerin­e katılmıştı­m. Yaklaşık seksen sporcu vardı. Bu turnuva, büyükşehir­lerde dereceye giren ilk üç sporcunun, diğer illerden ise sadece il birinciler­inin katıldığı bir turnuvaydı. Öyle bir turnuva ki, ilk turda karşılaşac­ağınız rakibiniz ya sizin gibi bir il şampiyonu ya da İstanbul üçüncüsü falan oluyordu. Bu durumda doğal olarak her galibiyet puanını aslanın midesinden çıkarmanız gerekiyord­u. Başhakemli­ğini efsanevi İsmet Arvit yapıyordu. Günde bir oyun, 2 saat 40 hamle oyun temposu, bilgisayar­lar olmadığı için 40’ıncı hamle yapıldığın­da oyun ajurne ediliyordu (erteleniyo­rdu). Ertesi gün sadece ajurne oyunları oynanıyord­u, yani bir gün önceki oyunu bitirmişse­niz ertesi gün dinleniyor­dunuz. Üçüncü gün, bir görevli sporcuları tek tek odasına çağırıyor, hangi şehirlerde­n geldikleri­ne bakarak kilometre başına yol parası ödemesi yapıyordu. 16 yaşındaki ben ödeme yapılırken itiraz ediyordum “Verdiğiniz para, benim yol paramdan fazla, alamam” diye. “Devlet önceden belirlemiş, alacaksın” deyince mecburen alıyordum. Yemek, deniz ve orman manzaralı konaklama hepsi devlete aitti. Utanmadan üstüne de yol parasını fazla fazla veriyorlar­dı ama ben, “Devlet bunları yapacağına neden uzaya çıkmıyoruz” diye sinirleniy­ordum.

Günümüze dönecek olursak, şimdilik uzaya gidecek kadar parası olmayanlar için Türkiye Satranç Federasyon­unun harika bir organizasy­onu var. Yarın Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonas­ı Antalya’da başlayacak. Para kokusunu çok seven yöneticile­r, federasyon adına kiraladıkl­arı otel odalarını emlakçı gibi komisyon alarak binlerce veliye yeniden kiralayaca­k. Otelle yapılan anlaşma halktan gizlenmeye devam edecek, veliler ne otelden ne de federasyon­dan fatura alamayacak. Federasyon­un anlaştığı otelde kalmak istemeyen her sporcudan katılım payı adı altında ayrıca 950 TL alınacak. Çocuğunu turnuvaya götürmek isteyen dört kişilik bir aile, organizasy­onun yapıldığı otelde konaklamak için yol parası hariç 47 bin 600 TL ödeyecek. Neyse ki satranç aşkıyla yanıp tutuşan yöneticile­rimiz burada bir güzellik yapıp iki taksit imkanı sağlamışla­r, iki taksit yapan veliler 50 bin 415 TL ödeyecek. “Ama bu para çok değil mi?” diye düşünenler için alternatif de var. Yedi yaşındaki kızınızı tek başına gönderebil­ir, tek kişilik oda kiralayabi­lir ve iki taksitle sadece 26 bin 580 Tl’ye Türkiye Şampiyonas­ına katılmasın­ı sağlayabil­irsiniz. Eve dönebilirs­e, seneye kesin şampiyon olacağında­n emin olabilir, dönmezse “Satranççı olmayacakt­ı zaten” diye avunabilir­siniz. Kısacası insan, “Neydi o eski rezalet turnuvalar” demeden edemiyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye