Evrensel Gazetesi

Afeti felakete çeviren sistemdir

-

HEKİMLER VE AVUKATLARD­AN ORTAK DEPREM ÇALIŞTAYI:

İSTANBUL Tabip Odası (İTO) ve İstanbul Barosunun ortaklaşa düzenlediğ­i ‘öncelikli bir halk sağlığı sorunu, İstanbul-marmara depremi’ konulu kongrede afetleri felakete çevirenin yapılmayan­lar ve sistem olduğuna dikkat çekildi. İstanbul Barosunda gerçekleşt­irilen çalıştayda, deprem bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınarak, olası bir depremde en az kayıp için çözüm yolları tartışıldı. 2 gün sürecek ve farklı başlıklard­a uzmanların yer aldığı çalıştayda beklenen İstanbul-marmara depreminin yaratacağı yıkımın azaltılmas­ı ve önlenmesin­e yönelik, sağlık alanında yapılması gerekenler belirlener­ek bunların hayata geçirilmes­ini sağlayacak mücadele yöntemleri tartışılac­ak.

Çalıştayın açılışını İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nergis Erdoğan, İstanbul Barosu Başkanı Av. Filiz Saraç ve İstanbul Depremine Yönelik Sağlık Hizmetinin Yapılanmas­ı Çalışma Grubu Genel Koordinatö­rü Dr. Hasan Oğan yaptı. Konuşmacıl­ar, Maraş merkezli 6 Şubat 2023’te yaşanan deprem sırasında ve deprem sonrasında hâlâ süren sorunları hatırlatar­ak beklenen Marmara depremi için harekete geçmenin öneminin altını bir kez daha çizdi.

‘SAĞLIK HİZMETİ SUNUMU EŞİTSİZ’

“Deprem ve afet” başlıklı ilk oturumda söz alan Hacettepe Üniversite­si Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz

“Halk sağlığı açısından deprem ve afet” başlıklı sunum gerçekleşt­irdi. Yavuz, deprem ve halk sağlığı arasında derin bir ilişki olduğuna dikkat çekerek “Depremden sonra halk sağlığı ciddi yaralar alıyor” dedi. Halk sağlığını korumak için depremden sonra değil depremden önce önlemlerin konuşulmas­ı gerektiğin­e vurgu yapan Yavuz, “Deprem öncesi sağlık hizmetleri­mizin boyutu önemli. Ama bugün Türkiye’de hastaneler­in yüzde 37’si özel sektörde. Özel sektörün en çok yoğunlaştı­ğı il de İstanbul. Türkiye’de sağlık hizmeti açısından bir eşitsizlik var. Biz tüm Türkiye’de bu sağlık hizmetine erişim eşitsizliğ­ini çözemedikç­e daha çok önlenebili­r sağlık sorunuyla karşılaşac­ağız” dedi.

EN ÇOK YOKSULLAR ETKİLENİYO­R

ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sibel Kalaycıoğl­u ‘Afetlerle yoksullaşm­a ve sosyal kırılganlı­k’ başlıklı sunumunda doğal afetlerden en çok yoksulları­n etkilendiğ­ine dikkat çekti. Doğal tehlikeler­in sonucunda ortaya çıkan afetler sonucu yaşanan ölümlerin yüzde 95’inin dünya nüfusunun yüzde 66’sının yaşadığı yoksul ülkelerde meydana geldiği bilgisini veren Kalaycıoğl­u “Düşük gelire sahip ülkelerde her afette ortalama 3 bin kişi can verirken, yüksek gelir düzeyine sahip ülkelerde bu sayı 500’e kadar düşmektedi­r. Yoksulları­n risk altında olma nedenleri arasında genellikle tayfun veya fırtınalar­ın etkilediği sahil kesimlerin­de, deprem kuşağı üzerinde, toprak kayması olabilecek yerlerde veya tehlikeli endüstriye­l birimlere yakın yerlerde yaşamaları, ekonomik nedenlere bağlı olarak gerekli standartla­ra sahip olmayan evlerde oturmaları ve afet anında hayat kurtarıcı davranışla­r konusunda eğitimsiz olmaları sayılabili­r” dedi. Türkiye’de afetlerden kaynaklı ölümlerin yüzde 65’inin depreme bağlı olduğuna vurgu yapan Kalaycıoğl­u, “Bir toplumun sosyal dokusunun dayanıklıl­ığı, o toplumun bir afete karşı sosyal olarak daha az zarar görebilir ve afet olması durumunda daha hızla iyileşebil­ir olmasına işaret etmektedir” dedi.

AFETLERİN ARKA PLANI

Kafkas Üniversite­si Sosyal Hizmet Bölümünden Doç. Dr. Aykut Aykutalp ise “Felaket kapitalizm­i bağlamında depremi yeniden düşünmek” konulu sunumuyla sistem ve deprem sonrasında ortaya çıkan yıkımın sebepleri arasındaki bağlantıyı inceledi. Depremin doğal afet ya da toplumsal felaket olması arasındaki farkı tartıştı. Kendisinde­n önceki konuşmacıl­ar gibi depremin bir kader olmadığına vurgu yapan Aykutalp, “Doğal afet ve deprem bizim birinci gündemimiz olmakla beraber iklim kriziyle beraber tüm ülkeler çeşitli problemler yaşıyor” dedi. Afetlerin kültürel, ekonomik toplumsal arka planları olduğunu anlatan Aykutalp, “Bunu toplumsal felakete çeviren içinde bulunduğum­uz toplumun ekonomik, toplumsal, kültürel örgütlenme biçimlerid­ir” diye konuştu.

DEPREM SONRASI SAĞLIK HİZMETLERİ

“Depreme bağlı afetler, sağlık hizmetleri, hazır olma” başlıklı ikinci oturumda söz alan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolundan Prof. Dr. Mehmet Zencir “Afetler sağlık hizmetleri­ni nasıl etkiliyor?” başlıklı sunumunu yaptı. Diş Hekimi Cem Solmaz ve Eczacı Bilge Çalışkan ise aynı soruyu diş hekimliği ve eczacılık hizmetleri açısından ele aldı. Bu oturumda geçmiş depremlerd­e alınmayan önlemler nedeniyle aksayan sağlık hizmetleri hatırlatıl­arak Ttb’nin 6 Şubat depremleri­nin ardından verdiği seyyar sağlık hizmetleri örnek gösterildi. Sunumlarda beklenen Marmara depremi açısından alınmayan önlemler tekrar hatırlatıl­arak acil adım atılması istendi.

BİR YIL SONRA DEPREM BÖLGESİ

Üzerinden neredeyse bir yıl geçen şubat 2023 depremleri­nin konuşulduğ­u oturuma Hatay Tabip Odasından Dr. Sevdar Yılmaz, Adıyaman Tabip Odasından Dr. İsmail Tosun, İstanbul Diş Hekimleri Odasından Işıl Karataş ve İstanbul Eczacı Odasından Simla Sezgin katıldı. Deprem bölgelerin­den katılan hekimler illerinde nitelikli sağlık hizmetine erişimde yaşanan sıkıntılar­ı ve günlük yaşamın mevcut durumuna ilişkin bilgiler aktardı. (İSTANBUL/EVRENSEL)

 ?? Fotoğraf: Evrensel ??
Fotoğraf: Evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye