Ortadoğu’da gerilim tırmanıyor savaş genişliyor
Arap basınında geçtiğimiz hafta Gazze’den İran, Suriye, Lübnan, Yemen ve Irak’a yayılan savaş cepheleri, Abd’nin ‘Filistin devleti’ iddiasının diplomatik bir tuzak olduğu tartışması ve Pakistan’ın da denkleme girmesinin anlamına dair analizler öne çıktı.
Yemen’de Husi mevzilerine yönelik Abd-İngiltere saldırıları geçtiğimiz hafta da öne çıkan gündem maddelerinden biri oldu. İran, üç farklı ülkeye füze saldırıları düzenledi, Pakistan İran topraklarında bazı mevzilere saldırı düzenleyerek denkleme dahil oldu. Bu yazı yazılırken İsrail de Şam’da İran Devrim Muhafızlarına saldırıyordu. Bu gelişmeler ışığında, bölgesel savaşın genişlediğine, bölgesel güç dengelerinin değiştiğine ve yeni denklemlerin ortaya çıktığına dikkat çekiliyor.
ABD HUSİLERİ TERÖR LİSTESİNE ALDI
ABD, çarşamba günü, Kızıldeniz’de uluslararası gemi trafiğine yönelik saldırılar nedeniyle Yemenli Husilerin terör örgütleri listesine yeniden alındığını duyurdu. Amerika’nın bu açıklanmasının hemen ardından Husiler, Kızıldeniz’deki İsrail bağlantılı gemilere yönelik saldırılarına devam etme sözü verdi. Londra merkezli Al Arab gazetesi, “Bu sınıflandırma Husilere büyük bir hizmet sunuyor ve Abd’nin onlara karşı düşmanlığının, Körfez güvenliğini ve Kızıldeniz’deki uluslararası deniz taşımacılığını tehdit eden önceki pozisyonlarından değil, İsrail’le savaşında Hamas’ı destekleme pozisyonlarından kaynaklandığını gösteriyor” şeklinde değerlendirdi.
ABD’NİN ‘FİLİSTİN DEVLETİ’: DİPLOMATİK BİR TUZAK
Her kritik anda Abd’nin “Filistin devletinin kurulması” yönünde önemli mesafe katettiğini açıklaması adetten oldu. Netenyahu bölgede bir Filistin devletinin kurulmasına kesin olarak karşı olduğunu tekrar tekrar söylüyor. ABD Başkanı Biden ise İsrail’i iki devletli çözüm konusunda ikna ettiğini öne sürüyor. Blinken son Ortadoğu turunda, Abbas’a Gazze’yi yönetmeye hazırlık olarak Filistin yönetiminde “reform” çağrısında bulundu. Kudüs Gelecek Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Ahmed Rafiq Awad, “Bölgede güvenlik ve istikrara katkıda bulunabilecek, güvenli ve korunan bir Filistin devleti için işgali sona erdirmekten, yerleşimleri tasfiye etmekten ve coğrafi bütünlükten bahsetmeden, bu otoritenin reformundan bahsetmek, bunun normalleşmeyi kolaylaştırmak ve meşrulaştırmak için başka bir diplomatik tuzak olduğu anlamına gelir” yorumunu yapıyor.
GAZZE SAVAŞINI GENİŞLETMEK VE MEYDANLARIN BİRLİĞİ
İran’ın Irak, Suriye ve ardından Pakistan topraklarında bulunan mevzilere roketli saldırılar düzenlemesi
İran’da bir tutum değişikliğinin işareti olarak yorumlandı. “Direniş Ekseni” destekçisi olarak bilinen Rai Al Youm Yazarı Abdulbari Atwan, “İran liderliği, en güçlü iç kolu olan Devrim Muhafızları aracılığıyla, Gazze savaşını genişletmek ve meydanların birliğini vurgulamak için Amerika ve İsrail’e, doğrudan savaş ilan etmeye karar verdi, başka bir deyişle Yemen’de, Güney Lübnan’da ve Irak’ta olduğu gibi geriden savaş sahnesini yavaş yavaş terk etmeye başladı” tespitini yapıyor. Lübnan merkezli Al Ahbar, “Füzelerin atıldığı yer ile düştüğü yer arasındaki mesafe 1200 kilometreydi. Buna göre İran medyası ve siyasi çevreler, saldırıyı İran’ın İsrail’deki hedeflere doğrudan saldırı yeteneğinin bir işareti olarak gördü” diye yazdı.
PAKİSTAN DA DENKLEME DAHİL OLDU
Pakistan’ın İran’ın kendi topraklarındaki mevzilere düzenlediği saldırılara misilleme olarak İran topraklarında bazı mevzileri vurması hem İran’a hem de Hindistan’a bir mesaj olarak değerlendirildi. Londra merkezli Al Arab gazetesi, “Pakistan’ın hızlı tepkisi ve ardından İran’ı herhangi bir ‘hesapsız maceraya’ karşı açıkça uyarması, İran’a, Pakistan’ın Tahran’ın mezhepsel kaygılarla veya ‘direniş’ sloganları kullanarak vekilleri aracılığıyla hedef almaya veya sızmaya cüret ettiği ülkelerden tamamen farklı olduğuna dair doğrudan bir sinyal gönderdi” yorumunu yaptı.