‘Afeti felakete çeviren sistemdir’
TÜRK Tabipler Birliğine (TTB) bağlı İstanbul Tabip Odası (İTO) ve İstanbul Barosu tarafından 20-21 Ocak tarihlerinde düzenlenen “Öncelikli Bir Halk Sağlığı Sorunu, İstanbul - Marmara Depremi” konulu kongre, dün sona erdi. İstanbul Barosunda gerçekleştirilen etkinliğin ikinci gününde “İstanbul depremi ve olası sonuçları”, “Deprem, afet ve çalışma ortamı” ve “Deprem ve çözümsel yaklaşımlar” başlıklı paneller düzenlendi.
‘6 SENEMİZ KALMIŞ OLABİLİR’
“İstanbul depremi ve olası sonuçları” panelinde ilk konuşmayı TTB Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolundan Uzm. Dr. Seçkin Kara, “Beklenen İstanbul depremi ve kriz yönetimi” konusu ile yaptı. 6 Şubat depremlerinde Ttb’nin kriz masasında görev alan Kara, depremin ardından iktidarın insanların bölgeye gidişleri engellediğini ve kamu kurumlarının ise bölgeye vaktinde ulaşamadığını vurguladı. Krizin uzamasına neden olan etkenleri anlatan Kara, “6 Şubat depremlerinde iletişim ağlarında büyük bir problem çıkmamış olması şanstır ancak bildiğiniz gibi bir bant daralmasına gidildi, bu da krizi uzatan nedenlerden biri” dedi.
Deprem öncesinde alınmayan önlemlerin can kaybını artırdığını anlatan Kara, AFAD’ıN deprem bölgesinde kentlerin afet durumunda birbiriyle kardeş şehir ilan ettiğini hatırlatarak “Bu majör bir hatadır ve krizi uzatmıştır” diye konuştu. 1999 depreminden sonra önlem alınmadığını, rantiye mimaride artış olduğunu, imar affı uygulamasına devam edildiğini vurgulayan Kara, “2000 yılında yapılan bir araştırmaya göre 30 sene içerisinde 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem olma riski yüzde 60. Yani son 6 senemiz kaldı” dedi.
‘KİMLİKLENDİRME EKİBİ KURULMALI’
Ardından konuşma yapan Adli Tıp Uzmanları Derneğinden Uzm. Dr. Miraç Özdemir de “Kitlesel felaketlerde adli tıp hizmetleri” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Depremin ikinci gününden itibaren Maraş’ta olan Özdemir, adli tıbbın deprem ardından kimliklendirme, defin, kanıtların araştırılması gibi görevleri olduğunu anlattı. “Felaket kurbanlarının kimliklendirilmesi” ekibinin kitlesel afetler için çok önemli olduğunu, Türkiye’de böyle bir ekibin henüz kurulmadığını ifade etti. Depremin ardından kayıp çocuklara da değinen Özdemir, kimliklendirme işleminin bunun önüne geçilmesinde kritik olduğunu söyledi.
Türk Yoğun Bakım Derneğinden Prof. Dr. Serdar Epözdemir ise “Hastanelerdeki yoğun bakım üniteleri depreme hazır mı?” konulu sunumu gerçekleştirdi. Bir afetin felakete dönüp dönmemesinin toplumsal hazırlığa bağlı olduğunu anlatan Epözdemir, afetten her zaman en fazla yoksulların etkilendiğini ifade etti. Yoğun bakım yatak sayısının yüzde 35’inin özel sektöre ait olduğunu anlatan Epözdemir, “Yoğun bakım ünitesi çalışanlarının eğitimi çoğu hastanede yetersizdir” dedi. Ardından Türkiye Psikiyatri Derneğinden Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, “Deprem ve toplumda yarattığı ruhsal sorunlar” sunumunu yaptı.
ÇEŞİTLİ SUNUMLARLA DEVAM ETTİ
“Deprem, afet ve çalışma ortamı” konulu panelin oturum başkanlığını Av. Alev Akbay yaptı. Oturumda İstanbul Barosu Sağlık Hukuku Merkezinden Av. Ayşe
Nur Yüzbaşıoğlu, “Deprem sonrası sağlık hakkı ve idarenin sorumluluğu” sunumu gerçekleştirdi. SES Şişli Şubesinden Hemşire Ferdane Çakır deprem durumlarında sağlık çalışanlarının durumunu anlattı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kutlu ise “Deprem ve halk sağlığının gizli yüzü, iş yerleri” başlıklı sunumunu yaptı.
Etkinliğin son oturumu “Deprem ve çözümsel yaklaşımlar” konulu panel oldu. Oturum başkanlığını Tekirdağ Tabip Odası Başkanı Dr. Şenol Özcan’ın yaptığı oturumda İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Pelin Giritlioğlu, “Olası İstanbul depremi ve kentsel dirençlilik” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Elektronik Mühendisi S. Uğur Bayraktar “Acil durumlarda tıbbi teknoloji yöntemleri” sunumunu, Geomatik Mühendisi Prof. Dr. Himmet Karaman ise “Mekansal bilgi sisteminin afetlere yönelik tasarımı” sunumunu gerçekleştirdi. (İSTANBUL/EVRENSEL)