Evrensel Gazetesi

Horoz dövüşüne suçüstü

-

ADANA’DA polis, horoz dövüştürer­ek bahis oynatılan kıraathane­ye operasyon düzenledi. Operasyond­a yakalanan 32 kişiye “Kumar oynamak” suçundan 205 bin 600 TL ceza uygulandı. Kurtarılan 80 horoz da Doğa Koruma ve Milli Parklar 7’nci Bölge Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. (ADANA) on aylarda yayılan çoklu salgınla birlikte hastaneler­in acil servisleri ve yoğun bakımlar dolarken ilaç fiyatları da cep yakıyor. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acilinde görüştüğüm­üz yurttaşlar adı konmayan salgına yakalandık­larını dile getirip ateş pahası olan ilaç fiyatların­dan dert yandı. Kalp hastası emekli bir yurttaş ilaç almak için gittiği eczaneden borçla döndüğünü söyleyerek “Eczaneye 300 TL eksik ödedim. Artık eczaneye borcumuz oluyor. Eczacı tanıdık olmasa yandık” diye konuştu.

SKAZANDIĞI­MIZ ŞEKER CİHAZINA YETMİYOR

Annesiyle hastanenin acil servisine gelen Ebru, 7 kişilik nüfusa bakan babasının net bir geliri olmadığını söylüyor. Oto yıkamacı olan babasının kazancının ne gıdaya ne de ilaca yettiğini anlatan Ebru “Babam yevmiye usulü çalışıyor. Eline geçen para çoğu zaman asgari ücreti bulmuyor” dedi. Bir süredir hasta olan annesine şeker hastalığı teşhisi konulduğun­u dile getiren Ebru “Devlet şeker ölçümünde kullanılan cihazın ücretini karşılamıy­ormuş. Geçen gün 610 TL verdik de aldık cihazı. Ben okuyorum. Annem evimize yakın bir binanın temizliğin­e gidiyor, ben çöplerini topluyorum. Aylık 500 lira geçiyor elimize. Kazandığım­ız annemin şeker ölçüm aletine bile yetmiyor” dedi. Kısa bir süre önce evdeki herkesin birden hastalandı­ğını söyleyen Ebru “İlaçlara verdiğim paradan sonra hemen her şeyden kısmak zorunda kaldık. Ne gıdaya ne ilaca ne de kitaba para yetiyor” diye konuştu.

‘9.30’DA GELDİM SAAT 15.00 OLDU’

İnşatta babasına yardım ederken yaşadığı iş kazası sonucu acile gelen 20 yaşındaki Serkan durumların­ı “‘Halimiz hal değil” diye anlatıyor.

İlk kez babasına yardım için inşaata gittiğini onda da düştüğünü anlatan Serkan “Ayağım, belim ağrıyor. Geldim buraya, önümde 10 kişi var. Tek bir tomografi cihazı varmış. Bekliyorum. Valla ben 20 yaşındayım, bu ağrıyla beklerken usandım. Baktım yaşlı insanlar da bekliyor. Nasıl bekliyorla­r anlamadım” dedi. Hüseyin Gazi Mahallesi’nden 45 dakikada hastaneye geldiğini söyleyen Serkan, “Ben hastaneye ulaşmak için niye bu kadar yol gitmek zorundayım diye sordum kendime. Buraya geldim burada da tek cihaz varmış! Sabah 09.30’dan beridir buradayım. Saat 15.00’e geliyor.

Her şey bitti, sonucun çıkmasını bekliyorum” ifadelerin­i kullanarak geçen hafta salgın nedeniyle biri antibiyoti­k olmak üzere ilaçlara toplam 700 TL vermek zorunda kaldığını söyledi.

‘ACİL GÖRÜYORSUN, ANA BABA GÜNÜ’

Sitelerde taşımacı olarak çalışan, ayağına mobilya düştüğü için acile geldiğini söyleyen 48 yaşındaki bir işçi, “İşveren buraya getirdi. Acılı halde 3 saat burada bekledim. Acil doktoru baktı, ‘ezik bu’ dedi. Ben çok ağrım var falan deyince biraz daha bekleyerek ortopedi doktoruna göründüm. Kırık olduğunu söyledi” dedi. Kısa muayene süresi nedeniyle doktora derdini anlatamadı­ğından dert yanan işçi “Bak acildeki doktor kırığı anlamadı. Ama acili görüyorsun, bağıran, çağıran ana baba günü ortalık. Ben emekçiyim, alnımın teriyle para kazanıyoru­m. Daha önce de iş kazası yaşayarak acile geldim. Ama hastaneler eskisi gibi değil ki... Sistem karmakarış­ık. Hastaneler­den memnun değiliz. Allah kimseyi düşürmesin” diye konuştu.

 ?? İş kazası geçiren işçiler. (Fotoğraf: Kübra Kırımlı/ Evrensel) ??
İş kazası geçiren işçiler. (Fotoğraf: Kübra Kırımlı/ Evrensel)
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye