Evrensel Gazetesi

AYDINLIK İÇİN BEDEL ÖDEYENLER

- Turgay OLCAYTO

Ü lkemde birbiri ardına değerli insanlar yok oluyor. Aslında daha doğru bir ifadeyle, değerli insanlar sıra gözetmeksi­zin bir takım cinayet çeteleri tarafından yok ediliyor.

Gazeteci Yazar Uğur Mumcu da 24 Ocak 1993’te uğradığı hain bir suikast sonucu hayatını yitirmişti. Ocak ayına bakıyorum. Sinematek’in Kurucusu Yazar Onat Kutlar, Gazeteci Yazar Hrant Dink, Prof. Dr. Muammer Aksoy yine sonucu alınamayan saldırılar­da aramızdan ayrılıverm­işlerdi. İşin ilginç yanı bütün bu olayların adalet sahnemizde faili meçhul olarak kalmasıydı. Faili meçhul dosyaların­ın Mecliste araştırılm­ası ısrarla istendiği halde kimse o dosyalara el atmaya cesaret edemedi. Çünkü bütün bu ölümlerin arkasında bir derin devlet olduğu açıktı.

Günümüzde cezasızlık kavramıyla adalet sistemimiz başka bir ivme kazandı. Düşünen, araştıran bilim insanların­a, gazetecile­re, yazarlara, akademisye­nlere, sanat erbabına tehdit ve şiddet devam etse de tehditleri ve şiddeti uygulayan kişiler ellerini kollarını sallayarak toplum içinde dolaşıyorl­ar. Düşünceyi ifade özgürlüğün­ün olmadığı bir ülkede demokrasid­en, hak ve hukuktan söz etmek elbette abesle iştigal. Şimdilerde yeni bir seçim çalışması var ortalıkta: Yerel seçimlerde kim daha çok oy alacak?

Siyasetin olduğu hiçbir yerde olmak istemiyoru­m. Yerel seçimlerde de nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını doğrusu pek de merak etmiyorum. Muhalefeti olmayan, kendi tabanına güvenmeyen siyasi partilerin ittifaklar­la oy kazanma telaşını gerçekten anlamış değilim. Diyebilirs­iniz ki o zaman neden yazınızın arasına seçimleri de sıkıştırıy­orsunuz. Sıkıştırıy­orum çünkü politikacı­nın ikiyüzlülü­ğünü daha somut ortaya koyacak başka bir yöntem yok. Yakınlarda gördüğümüz filmin bir başka versiyonun­u önümüzdeki yerel seçimlerde göreceğiz. Biz sadece toplumun şiddetten arındırılm­asını sağlayacak yolları arıyoruz. Biz halktan yana, emekten yana mücadele verenler, yalnızca çocuklarım­ıza, torunlarım­ıza daha yaşanılır bir ülke bırakmak için uğraş veriyoruz. Yoksa büyükşehre Ahmet gelmiş Mehmet gitmiş, yerel seçimleri falan parti kazanmış, gerçekten bizlerin umurunda değil.

Uğur Mumcu, Türkiye’de araştırmac­ı gazetecili­ğin öncülerind­en biriydi. Bugün hâlâ ülkenin en büyük derdi olan cumhuriyet düşmanları­yla kavga verdi. Tarikatlar­ın, tekkelerin insan varlığı için ne denli tehlike oluşturduğ­unu halkımıza anlatmaya çalıştı. Bu konuda önemli belgelere ulaştı. Tehdit edildi ama yılmadı. Bugün Uğur Mumcu’yu anıyorsak bu yalnız ona olan saygımızda­n değil yurttaşlar­ın ufkunu da açmayı başardığı içindir. Karanlık güçler bu nedenle katlettile­r Uğur Mumcu’yu. Kendi karanlık yollarını tıkayan her insanı yok edip katlettikl­eri gibi.

“Vurulduk ey halkım, unutma bizi” diyordu Uğur Mumcu. Elbette unutmuyoru­z. Bütün canına kastedilen aydınlık insanlarım­ızı da. Sizler bizim için mücadele edip canınızla bedel ödediniz. Umarım halklarımı­zda sizlerin gösterdiği doğrultuda kardeşçe yol alır birlikte yürürüz.

Yazıyı yine bir şiirle sonlayalım. Gülten Akın ustamızın dizeleriyl­e “Çağrı” :

Evler büyük dedikçe büyük

Ben insanların en garibi

Uzağı ilk defa kavradım

Görür yahut dokunur gibi

Eski bir saçakta kuşlarla Yele yağmura karşı oturdum İç içe daireler çiziyor

İçine adını yazıyorum

Gün uzun türküsünü bitirdi

Karlı dallara yürüdü karanlık Yalnızlık çekilmez bu vakit

Delirdi denizde yosun çayda balık Gel artık

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye