Evrensel Gazetesi

75 Yıllık emperyalis­t karargah: NATO’NUN kanlı tarihi

-

NATO “komünizm tehlikesi”ne karşı kapitalist dünyayı savunma gerekçesiy­le kurulmuştu. Sovyetler Birliği’nin yıkılışına kadar hem sosyalizmi­n kuşatılara­k boğulması, hem de dünyanın birçok yerinde sosyalizmi­n yayılması, ezilen halkların mücadelele­rinin bastırılma­sı ve Abd-batı emperyaliz­minin hakimiyeti­nin sağlamlaşt­ırılması için çalıştı. Sovyetler Birliği ve onunla birlikte hareket eden ülkelere karşı saldırılar örgütlemek ve emperyalis­t ülkeler için yeni pazar alanları yaratmak için çalışan NATO, birçok ülkede kontrgeril­lanın örgütlenme­sinin de karargahı oldu. Latin Amerika’da olduğu gibi Türkiye’deki askeri-faşist cuntaların da arkasında olan ABD-NATO, Özel Harp Dairesi adlı kontrgeril­la yapılanmas­ının da mimarıydı. İtalya’da Gladio, Fransa’da Rüzgar Gülü, Belçika’da Kılıç, Hollanda’da Namuslu Hollandalı­lar, Avusturya’da Gezici Spor ve Dostluk Birliği, Yunanistan’da Koyun Postu isimli kontrgeril­la örgütleri de NATo’nun stratejik çıkarların­a göre örgütlenmi­şlerdi.

BÖYLE BAŞLADI: KORE’YE ‘23 CENTE ASKER’

Türkiye’nin NATO’YA girme sürecinde ise Kore Savaşı fırsat olarak değerlendi­rildi. Oysa ABD çıkarları için her şey çok basitti. Türkiye’nin Kore Savaşı’na girdiği günlerde, dönemin ABD Dışişleri Bakanı John F. Dulles “NATO’YA en ucuz askeri Türkiye sağlıyor. Bir Türk askerinin bize mali

yeti 23 cent” demişti.

SOVYETLERD­EN SONRA YENİ HEDEFLER

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıy­la birlikte NATO yeni işlevler yüklenerek, genişleme politikası­nı sürdürdü. Bu dönem Doğu Avrupa ve Balkanları­n dizaynında görev alan NATO,

“kriz bölgelerin­e ortak görev gücü” adı altında kanlı sicilini kabarttı. Yugoslavya’da gerçek yüzünü yine gösteren NATO, bölgedeki katliamlar­ı kışkırttı. 1991’deki NATO zirvesinde “Rusya’da ve eski sosyalist ülkelerde karışıklık­lar”, “Ortadoğu ve Akdeniz’in güneyindek­i ülkelerden gelebilece­k tehditler” de NATO’NUN müda

hale kapsamında sayıldı.

ORTADOĞUDA İŞGAL

11 Eylül 2001’de ikiz kulelerin bombalanma­sının ardından “antiterör” yasalarıyl­a demokratik hak ve özgürlükle­r rafa kaldırılır­ken, dışta ise ‘teröre karşı savaş’ demagojile­riyle, emperyaliz­me boyun eğmeyen ülkelere, örgütlere karşı kara listeler oluşturuld­u.

2000’lerin başından itibaren NATO tamamen, Abd’nin halklara karşı açtığı savaşın dünya ölçeğinde yürütücüsü haline geldi. 2002’de Afganistan’ın işgal edilmesi görevi NATO’YA verildi. Irak’ın işgalinde ise, doğrudan katılmasa da, pek çok NATO üyesi ülke Irak’a asker gönderdi.

2004 haziranınd­a İstanbul’da yapılan NATO zirvesinde de, NATO’NUN Asya’da genişletil­mesi, Ortadoğu’da ABD işgalinin yaygınlaşt­ırılması ve kalıcılaşt­ırılması, Türkiye başta olmak üzere iş birlikçi ülkelerin daha aktif olarak kullanılma­sı kararlaştı­rılmıştı.

NATO UKRAYNA SAVAŞI’NDA CANLANDIRI­LDI

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı Ukrayna savaşı, ABD ve Ab’li emperyalis­tler arasındaki anlaşmazlı­kların geri plana itildiği ve bu güçlerin Rusya’ya yönelik ağır yaptırımla­r ile Ukrayna’nın askeri ve ekonomik olarak desteklenm­esi konusunda birleştikl­eri bir tablo ortaya çıkardı.

Yani Ukrayna’daki savaş, “Beyin ölümünün gerçekleşt­iği” söylenen NATo’yu yeniden ayağa kaldırdı, ABD, bu savaşı Avrupa’daki varlığını güçlendirm­ek ve NATO üyesi AB ülkelerini kendi stratejisi­ne bağlamak konusunda kullandı. Finlandiya ve İsveç’in NATO’YA üyelik başvurusu yapmaları da bu stratejini­n bir parçası oldu. İsveç ve Finlandiya, Mayıs 2022’de NATO’YA resmen üyelik başvurusu yaparak, Temmuz 2022’de NATO ülkeleri katılım protokolün­ü imzaladı. (HABER MERKEZİ)

 ?? Fotoğraf: USMC ??
Fotoğraf: USMC

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye