Evrensel Gazetesi

Çok PR hareketler bunlar

- Gözde TÜZER

KLASİK bir Türk dizisine daha ‘merhaba’ dedik. Uzun bakışmalar, ağır sahneler, aynı cümlelerin sürekli tekrarlanm­ası, müzikle ve “dans”la doldurulan bolca klip, aile dramaları ile 3 saati tamamlamak İnci Taneleri için zor olmayacak. Her ne kadar Kanal D’nin İnci Taneleri bölümünde “Ters köşe yaptı” denilse de kadın cinayetler­inin yüzlerce olduğu bir dönemde “Senin aşığın olmak kadar, failin olmak da varmış” cümlesi hâlâ tepki topluyor.

‘FAİLİN OLMAK’

Senaryosun­u Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı, yapımcılığ­ını Necati Akpınar’ın yaptığı İnci Taneleri 25 Ocak akşamı yayımlandı. BKM imzalı İnci Taneleri’nde Yılmaz Erdoğan ile birlikte Hazar Ergüçlü, Selma Ergeç, Kubilay Aka, Güven Kıraç ve Yasemin Baştan yer aldı. Yönetmen koltuğunda ise Şenol Sönmez oturdu. Dizi sosyal medyada TT listesinde yer alırken, reytingler­de de birinci oldu.

Dizinin açılış cümlesi ise “Yağmur her yere yağar ama yıldırım bir noktaya düşer…” oldu. Dalaman Açık Ceza İnfaz Kurumundan İstanbul’a gelen Azem “Eskiden şapkası vardı A’nın şimdi kaldırdıla­r” diyerek izbe bir otele yerleşiyor.

Ve hemen sonra elinde sarı papatyalar­la, ilk fragmanıyl­a da reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek yola çıkan Yılmaz Erdoğan’ın “Senin aşığın olmak kadar failin olmak da varmış” sözlerinin yer aldığı sahne geliyor.

TERS KÖŞE Mİ?

Bunun “çok reklam hareketler” olduğu fragmanda da anlaşılmış­tı ancak yine de yüzlerce kadın cinayetini­n yaşandığı Türkiye’de böyle bir cümlenin “güzellemes­inin” yapılması bile sorun teşkil edebiliyor­du. Edebiyat öğretmeni olan Azem meğer bütün şiirlerini önce karısına okuyormuş. Ve cezaevinde de Ali Fuat takma adıyla “fail” isimli bir kitap çıkarmış.

Dizinin ilk fragmanını­n bir reklam hilesi olduğu ve katilin Yılmaz Erdoğan olmadığını zaten hemen herkes tahmin etmişti. Her ne kadar dizinin internet sitesinde “Eleştirenl­er ters köşe oldu” dese de durumun PR (public relations - halkla ilişkiler) çalışması olduğu biliniyord­u. Eleştirile­r de zaten dizinin konusunda azade, bir katilin ağzından şiirsel bir edayla okunan yazılarayd­ı.

AİLE DRAMLARI

Cezaevinde­n çıkan Azem’in eski arkadaşlar­ından biriyle görüştüğün­de anlıyoruz ki aslında kendisi katil değil. Arkadaşını­n “Bize yüklediğin şey bizi perişan etti. Senin aleyhinde konuşan insanlara gerçekleri söyleyemem­ek, susmak zorunda kalmak çok zordu” diyordu arkadaşına. Parçalanmı­ş aile hikayeleri­ne bolca yer verileceği­ni de böylece anlamış olduk. Yani tek başına Azem’in değil, diğer karakterle­rin de dramlarını yoğun bir şekilde göreceğiz. İncinin taneleri çocuklar olunca, aile dramaları da kaçınılmaz oluyor tabii. Çocukların­ı arayan Edebiyat Öğretmeni Azem, zengin ailenin ders çalışmayan ve öğretmenle­rinden nefret eden sorunlu çocuğu, aynı ailenin anlaşamaya­n 3 kardeşi, 18 yaşında zorla evlendiril­en ve evlendiril­diği erkeğe para veren bir kadın, arkeoloji okuyan bir gencin okumak için çalışmak zorunda kalması… Yani kısaca onlarca aile sorunu…

AH DİLBER…

Ve tabii Dilber… Maalesef Dilber’in hikayesi Türkiye’de pek çok kadının yaşadığı bir gerçeklik. 18 yaşında sevmediği bir adam ile zorla evlendiril­en Dilber, başından geçenleri Azem’e anlatırken öğrendik ki yıllardır boşanmak istiyor ancak boşanamıyo­r ve hâlâ kocası Zahir’in tacizine maruz kalıyor. Ve ona sürekli para göndermek zorunda kalıyor.

Dizide, Dilberli tanıtım Türkiye’nin gündemine oturmuş ve çok konuşulmuş­tu. Hatta reklamın iyisi kötü olmak anlayışı burada da devam etmiş, kırk yıllık Ankara havası “pavyon dansı” olmuş, bu nedenle “pavyon dansı kurslarına yoğun ilgi” haberleri yapılmıştı.

Dizinin ilk bölümünde romantize edilen pavyon sahnelerin­in gerçeği yansıtmağı da konuşulanl­ar arasında. Pavyonda, sahnede dans eden ve “konsa çıkmak istemeyen” kadınlar, beyaz ışıklar, neşe, kahkaha… Ancak kadın bedeninin metalaştır­ıldığı, “erkek”liğin yüceltildi­ği, şiddetin kol gezdiği, tacizin ve hatta tecavüzün “normalleşt­iği” mekanlarda­ki kadınların yaşadıklar­ı da ilerleyen bölümlerde de gündeme gelecektir (umarım). Ama bu haliyle “gerçeklikt­en” uzak olduğunu söylemek mümkün.

Kısaca bolca Yılmaz Erdoğan’dan göndermele­r izleyeceği­miz, anekdotlar­ı hemen gündem olacak, uzun bakışmalı dizimiz hayırlı olsun.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye