SÜPER ZENGİNLER DÜNYAYI KURTARIYOR!
YILA iyi bir başlangıç yaptık! Bir yandan (Almanya’da) Sosyal Demokratlar (SDP), Yeşiller ve Hür Demokratlardan oluşan koalisyon işsizlere karşı savaş açarken, Hristiyan Demokrat Birlik CDU ve Almanya için Alternatif AFD üyeleri Neonazilerle el ele milyonlarca insanın sınır dışı edilmesini planlarken, diğer yandan yüz binlerce kişi SPD, Yeşiller ve CDU’LU politikacılarla, yani sosyal kesinti politikalarıyla Afd’nin yükselişinden büyük ölçüde sorumlu olanlarla yan yana sağa karşı gösteri yapıyor. Bunu kim görebiliyor? Dolayısıyla Davos’ta milyonluk mirasçı Marlene Engelhorn servetinin büyük bir kısmını bağışlayacağını açıkladığında solun sevinmesi hiç de şaşırtıcı değil. Zenginlerden daha yüksek vergi alınmasını talep eden bir inisiyatifin kurucusu Engelhorn, kısa süre önce mirasının 25 milyon avroluk kısmını rastgele seçilecek bir yurttaş konseyi aracılığıyla dağıtacağını açıkladı.
Bu, çalkantılı zamanlarda umut edilen bir atılım değilse nedir? Yoksa öyle değil mi? Bununla birlikte, ben -birileri huysuz olmak zorunda- tam tersi düşünüyorum: Zengin insanların birbirlerini ve kendi kendilerini yemesi kavramı ne yazık ki gerçekte günlük hayata uygun değil.
Birkaç gün önce Davos’taki dünya ekonomik zirvesinde, “Daha fazla ödemekten gurur duyuyorum” adlı bir grup milyoner kendilerini eşitsizliğe karşı şampiyonlar olarak sahneledi. Kendisi de grubun bir parçası olan Engelhorn gibi bu grup da daha adil vergilendirme çağrısında bulunuyor. Açık mektuplarında diğer hususların yanı sıra şu ifadeler yer alıyor “Aşırı eşitsizlikle mücadele etmek için daha fazla (vergi) ödemekten gurur duyarız.”
Mektubun güzel bir okuması, burada söz konusu olan süper zenginlerin eşit bir topluma inanmadıkları ve bu nedenle sadece eşitsizliklerin çok aşırı olduğu yerlerde onları eşitleme eğiliminde olduklarıdır. Ancak kampanyanın sadece adı bile -“Daha fazla ödemekten gurur duyuyorum”- ilerici yüzün arkasında sıradan bir hayırseverlik fikrinin yattığını ortaya koyuyor.
Demokratik görevinizi yerine getirmekten ve servetinizle orantılı olarak adil bir vergi ödemekten gurur duyuyorsanız, başka şeylerden de gurur duyduğunuzu varsaymak zorundayız: Çöpü kendiniz atmak, haftada bir özel jet kullanmamak (iklim: Çooook önemli!) ya da ilişkinizde şiddet kullanmamak. Bu kurallara uymayan herkese ayrıcalık kontrolü yapılacaktır!
Alaycılığı bir kenara bıraksanız bile şu sonuca varabilirsiniz: İnsanların statülerine göre katkıda bulunmaları fikrinin normalliğinden, gönüllü ve gururla itiraf edilen başarıya doğru bir kayma yaşanıyor; bakın, adil vergi payımı ödüyorum. Harika, değil mi?
Davos Grubu örneğinde geçerli olan, Silikon Vadisi’nden zenginlerin iklimin korunması için kampanya yürüttüğü “İklim Acil Durum Fonu” gibi benzer projeler için de geçerlidir: Zenginler ve sol arasındaki ittifaklar kaçınılmaz olarak sermaye egemenliğinin yani kapitalizmin devamlılığı anlamına gelmektedir. Silikon Vadisi’nin yuppileri nasıl zenginliklerinin koşullarının üstesinden gelmeye kararlı değillerse, Davos’un gururlu süper zenginleri de varlıklarının engellendiği bir dünya için kampanya yürütmeyecektir.