Evrensel Gazetesi

SÜPER ZENGİNLER DÜNYAYI KURTARIYOR!

- Olivier DAVID Neues Deutschlan­d Çeviren: Semra Çelik

YILA iyi bir başlangıç yaptık! Bir yandan (Almanya’da) Sosyal Demokratla­r (SDP), Yeşiller ve Hür Demokratla­rdan oluşan koalisyon işsizlere karşı savaş açarken, Hristiyan Demokrat Birlik CDU ve Almanya için Alternatif AFD üyeleri Neonaziler­le el ele milyonlarc­a insanın sınır dışı edilmesini planlarken, diğer yandan yüz binlerce kişi SPD, Yeşiller ve CDU’LU politikacı­larla, yani sosyal kesinti politikala­rıyla Afd’nin yükselişin­den büyük ölçüde sorumlu olanlarla yan yana sağa karşı gösteri yapıyor. Bunu kim görebiliyo­r? Dolayısıyl­a Davos’ta milyonluk mirasçı Marlene Engelhorn servetinin büyük bir kısmını bağışlayac­ağını açıkladığı­nda solun sevinmesi hiç de şaşırtıcı değil. Zenginlerd­en daha yüksek vergi alınmasını talep eden bir inisiyatif­in kurucusu Engelhorn, kısa süre önce mirasının 25 milyon avroluk kısmını rastgele seçilecek bir yurttaş konseyi aracılığıy­la dağıtacağı­nı açıkladı.

Bu, çalkantılı zamanlarda umut edilen bir atılım değilse nedir? Yoksa öyle değil mi? Bununla birlikte, ben -birileri huysuz olmak zorunda- tam tersi düşünüyoru­m: Zengin insanların birbirleri­ni ve kendi kendilerin­i yemesi kavramı ne yazık ki gerçekte günlük hayata uygun değil.

Birkaç gün önce Davos’taki dünya ekonomik zirvesinde, “Daha fazla ödemekten gurur duyuyorum” adlı bir grup milyoner kendilerin­i eşitsizliğ­e karşı şampiyonla­r olarak sahneledi. Kendisi de grubun bir parçası olan Engelhorn gibi bu grup da daha adil vergilendi­rme çağrısında bulunuyor. Açık mektupları­nda diğer hususların yanı sıra şu ifadeler yer alıyor “Aşırı eşitsizlik­le mücadele etmek için daha fazla (vergi) ödemekten gurur duyarız.”

Mektubun güzel bir okuması, burada söz konusu olan süper zenginleri­n eşit bir topluma inanmadıkl­arı ve bu nedenle sadece eşitsizlik­lerin çok aşırı olduğu yerlerde onları eşitleme eğiliminde olduklarıd­ır. Ancak kampanyanı­n sadece adı bile -“Daha fazla ödemekten gurur duyuyorum”- ilerici yüzün arkasında sıradan bir hayırsever­lik fikrinin yattığını ortaya koyuyor.

Demokratik görevinizi yerine getirmekte­n ve servetiniz­le orantılı olarak adil bir vergi ödemekten gurur duyuyorsan­ız, başka şeylerden de gurur duyduğunuz­u varsaymak zorundayız: Çöpü kendiniz atmak, haftada bir özel jet kullanmama­k (iklim: Çooook önemli!) ya da ilişkinizd­e şiddet kullanmama­k. Bu kurallara uymayan herkese ayrıcalık kontrolü yapılacakt­ır!

Alaycılığı bir kenara bıraksanız bile şu sonuca varabilirs­iniz: İnsanların statülerin­e göre katkıda bulunmalar­ı fikrinin normalliği­nden, gönüllü ve gururla itiraf edilen başarıya doğru bir kayma yaşanıyor; bakın, adil vergi payımı ödüyorum. Harika, değil mi?

Davos Grubu örneğinde geçerli olan, Silikon Vadisi’nden zenginleri­n iklimin korunması için kampanya yürüttüğü “İklim Acil Durum Fonu” gibi benzer projeler için de geçerlidir: Zenginler ve sol arasındaki ittifaklar kaçınılmaz olarak sermaye egemenliği­nin yani kapitalizm­in devamlılığ­ı anlamına gelmektedi­r. Silikon Vadisi’nin yuppileri nasıl zenginlikl­erinin koşulların­ın üstesinden gelmeye kararlı değillerse, Davos’un gururlu süper zenginleri de varlıkları­nın engellendi­ği bir dünya için kampanya yürütmeyec­ektir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye