İş cinayetlerine karşı harekete geçilmeli
Antep’te iş cinayetleri ve iş kazalarının ardı arkası kesilmiyor. Son 3 haftada iş cinayetinde hayatını kaybeden işçi sayısı 7’ye yükseldi. Yaşanan cinayetlerin ardından İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği (İSİG) Meclisinin sunduğu raporlar da bu kentte kırılan ihracat rekorlarının arkasındaki vahim tabloyu ortaya serdi. Yukarıbayır semtindeki işçi durağında konuştuğumuz işçiler de Antep’te yaşanan kaza ve iş cinayetlerindeki artışta iş yerlerinde yeterince önlem alınamaması, ağır çalışma koşulları ve yoğun çalışma saatlerine dikkat çekerek önlem alınması çağrısında bulundu.
’DİKKATLİ OLUN DEMEKLE İŞ KAZALARI ÖNLENİR Mİ?’
Vigos Gıda’da çalışan bir işçi son iki haftada yaşanan iş cinayeti ve kazalara ilişkin Antep’teki fabrikaların genel olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından yetersiz olduğunu belirtti. İşçi, “Zaman zaman denetçiler geliyor fabrikaya. Üretim alanını kontrol ederken bize “Dikkatli olun, tehlikeli şeylere dokunmayın” dedikten sonra müdürle konuşup gidiyor. Bu yeterli mi yani? Dikkatsizlik sonucu, koruyucu ekipman olmaması sebebiyle yaşanan iş kazaları çok fazla” dedi.
’İSİG UZMANLARI APARAT OLARAK KULLANILMASIN’
Bir fabrikada kaynakçı olarak çalışan Ahmet de Vigros Gıda’da çalışan işçiye katılarak, “Genellikle önlem alınmıyor. İşçi sabahın köründe işe gidiyor. Bir de çok çalıştırıyorlar. Uykusuzluk ve yorgunluktan dolayı artıyor işte” şeklinde konuştu.
Bir tekstil fabrikasında çalışan Mustafa’ya ne yapılması gerektiğini sorduğumuzda işçi sağlığı ve iş güvenliğinin artırılması gerektiğini söyledi. Mustafa ayrıca İSİG uzmanlarını fabrikalarda patronların bir aparatı olmaktansa görevlerini yapmaya olanak sağlaması gerektiğini ifade etti.
ELİNE ÜÇ BEŞ KURUŞ GEÇSİN DİYE ÖLEN İŞÇİLER
Şölen Çikolata’da çalışan genç bir kadın işçi ise işçilerin yoğun mesai temposuna ek olarak çalışmak zorunda kalmalarına değiniyor: “Uykusuzluk, dikkatsizlik, az mola ve yoğun çalışma temposu en önemli sebepler. Bunların da temeli geçinememe ve çalışma koşulları. Asgari ücret belirlendi mesela. Ev kirasına, faturalara, gıdaya bu kadar zam gelmişken işçi nasıl geçinsin? Bir ekmeği alırken bile iki kere düşünüyoruz. Haliyle eline üç beş kuruş fazla gelsin diye ek mesai yapıyor, canından oluyor.”
(Küçük Sanayi Geliştirme Teşkilatında) (Küsget) pek çok iş kazasına tanık olduğunu söyleyerek sohbete katılan Mehmet isimli işçi, yaşanan iş cinayetlerine karşı önlem alınması çağrısında bulundu: “Bildiğim parmağı kopuk pek çok işçi vardır. Prese sıkışarak oldu genelde. Sigortasız çalıştırıyorlar bir de önlem mi alacaklar. İş cinayetlerine karşı harekete geçilmeli.”
’CANIMDAN OLMAMAK İÇİN İŞTEN ÇIKTIM’
Uzun yıllar işçilerin mezbaha olarak nitelendirdiği Akınal Sentetik’te çalışıp yaşanan iş cinayeti ve kazalardan sonra “Canımı kaybedemem” diyerek ayrılan bir işçi, “Görev değişikliği sebebiyle kaza ve cinayetler yaşanıyor. Üretim bitince vardiya amiri bir dakika boş durmamızı istemiyor, burada boş kalacağına diğer hatta üretime devam etsin diyerek yolluyor işçiyi. O işçi oradaki makineyi bilir mi, yorgunluktan başına bir iş gelir mi diye düşünmüyor. Yanı başımda eli, kolu kopan; makineye sıkışıp bedeni parçalanarak ölen arkadaşlarım oldu. Ölmek istemediğim için çıktım işten. Hiç vicdanları yok, tek dertleri işçiyi köle gibi çalıştırmak” dedi.
‘BİZİM DE YAŞAMAYA HAKKIMIZ VAR’
Fabrikalardaki ağır çalışma koşulları ve aşırı üretim hırsının iş cinayetleri ve kazalardaki en önemli faktörler olduğunu dile getiren Eyüp ise kaza ve cinayetlerin önüne geçmenin tek yolunun ise işçiye saygı duymaktan, emeğinin karşılığını vermekten geçtiğini söyleyerek, “Bir canımız var. Biz köle değil işçiyiz. Bizim de yaşamaya hakkımız var” dedi.