Evrensel Gazetesi

MESS sözleşmesi bitti iş yeri sorunları sürüyor

MESS sözleşmesi imzalandık­tan sadece iki gün sonra HABAŞ’TA verilen kahvaltı işçilerin tepkisini çekti: Çürük salatalık, bayat ekmek, beş zeytin ve ince bir dilim peynir...

- Turan KARA İzmir

Patron örgütü Türkiye Metal Sanayicile­ri Sendikası (MESS) ile işçi sendikalar­ı, Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş arasında dört aydır süren, 150 bini aşkın işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeler­i anlaşmayla bitti, işçilerin başındaki ‘kara bulutlar’ bir nebze dağıldı.

Tl’nin döviz kuru karşısında değer kaybetmesi, Akp’nin faiz-enflasyon ikilemi yaşatarak enflasyonl­a beraber sağanak gibi yağan fiyat artışları altında iki sene boyunca sözleşme esaretinde kalan ve Türk Metal başkanının bile inanmadığı­nı söylediği TÜİK enflasyonu­na mahkum edilen metal işçileri, bir senedir ücret değil adeta sadaka alıyordu. Öyle ki sendika genel başkanı bile üyelerinin yarıdan fazlasının asgari ücretin altında çalıştığın­ı söylemek zorunda kaldı.

Küçük tekneleri her ne kadar hasar alsa ve sıkıntılar çekse de büyük bir fırtınadan olanca gücüyle çabalayara­k, sağ salim çıkmanın verdiği bir rahatlık var şu an işçilerde. Metal patronları; işçileri iki yıl boyunca düşük ücretle çalıştırma­nın, devasa kârlar ve kapasite üzerinde üretimle doldurdukl­arı büyük gemiyi sessiz sedasız yürütmenin keyfindeyk­en sendikacıl­ar ise iki yıl boyunca sessiz sedasız geçirecekl­eri, adeta uzun bir kış uykusu rehaveti içinde.

Sonuç yüzde 120’den fazla bekleyen işçilerin istediği gibi bitmese de “Düşük ücretin boğucu baskısını bir süre hissetmeye­ceğiz sanırım. Mart enflasyonu da eklenirse hazirana kadar sürer sanırım bu durum. O zaman da vergiler biner, enflasyon biner, dertler yeniden başlar” diyen bir İzmir Demir Çelik (İDÇ) işçisi, sendika genel merkezinin kendi hazırladığ­ı taslağın 15 puan altında kaldığını belirtiyor. “Bizim gibi 5-10 yıllık işçilere düşen yine sabır oldu, eski işçiler daha memnun” diyor.

ÜCRETLER YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA KALDI

Kimi ücretlere yapılan yüzde 102’ye varan artışla şirket idareciler­i de işçiler her ek zam talep ettiğinde söylediği “Üç haneli artış olacak sabredin” sözünü tutmuş sayıldı! Yine de işçinin dramı bu artışta saklı, iki kata varan artışa rağmen yoksulluk sınırının çok altında kalan ücretleri bir senedir yaşadığı sefaleti gösteriyor ancak sadece gören gözlere...

Sonuç olarak işçilerin tarifiyle MESS ve sendikacıl­arın ortak hazırladığ­ı sözleşme taslağı sanki “Mücadele veriliyorm­uş” havası vermek için oynadıklar­ı bir oyuna, teatral bir gösteriye dönüşen ve can sıkıcı şekilde uzayan bu dram bitti. En çok rahatlatan da bu oldu herkesi. Zaten almaları gereken minimum zamma dört ay sonra kavuştular.

Sözleşme sürecinin en şanslıları EYT’LI işçiler görünürken, sözleşmede­n faydalanma oranında ‘devreciliğ­in’ esas alındığı söylenebil­ir. Kıdem azaldıkça memnuniyet azalıyor. Yani yeni işbaşı yapan işçiler örgütsüz iş yerinde halihazırd­a 24 bin lira alırken, Türk Metal üyesi örgütlü iş yerlerinde 27 bin lira alacak. Sendikacıl­arın bu işçiler için kazanımı bu kadar. Şimdi kapsam dışı işçiler kendi ücret artışların­ı düşünüyor. İzmir Demir Çelik fabrikasın­da ise kapsam dışı işçiler yüzde 80 altında artışı yetersiz bulurken yüzde 55 zam aldılar.

ŞİRKETLER BÜYÜME, İŞÇİLER AYAKTA KALMA PLANI YAPIYOR

İzmir Demir Çelik (İDÇ), yeni çelikhanes­ini nisan ayında devreye almayı planlıyor. Böylece 1.5 milyon ton olan ve bu sene aşmayı başardığı üretim kapasitesi­ni 3.5 milyon tona çıkaracak. Sonrasında ise yeni ve öncekinden daha büyük bir termik santral yapma hesabı var. Mevcut termik santrali İZENERJİ şirketi, İzmir’in elektrik tüketimini­n yüzde 15’ine yakınını üretiyor. Bacasından çıkan kara dumanları beyaza boyamakla meşhur hale gelen santralin ihtiyacı olan kömürü İDÇ patronu Halil Şahin’in Kastamonu’da bulunan kömür madeninden karşıladığ­ını söyleyen işçiler, “Şayet ikinci termik santral yapılacak olursa zaten yeterince küle ve dumana boğulmuş Foça ve köyleri yaşanmaz duruma gelecek. Bakmayın dumanın beyaz çıktığına, boya o” diyor.

Sözleşmeni­n bitip de ücret artışların­ın hayata geçmesiyle kara bulutlar dağılsa da bu her şeyin günlük güneşlik olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü sözleşme şirketleri­n vahşiliğin­i bitirmiyor, sendikacıl­ar da bunu mesele etmiyor. İki sene boyunca kör ve sağır gibi davranmakt­a beis görmeyecek­ler. Şirketler ormanda kendi halinde yaşayan ve insana ait medeniyetl­e hiç tanışmamış yabanilerd­en daha ‘insan ve emek düşmanı’, hele de bu HABAŞ olunca...

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye