Almanya: Mesele mazot değil, yapısal değişim!
ALMANYA’DA, tarımsal mazota uygulanan sübvansiyonların sona ermesi planları protestolara yol açtı ve hükümet planlarından kısmen vazgeçti. 70 yılı aşkın bir süredir uygulanan tarımsal mazot sübvansiyonu başlangıçta planlandığı gibi tek seferde değil, üç yıl içinde aşamalı olarak kaldırılacak. Hükümet, tarım araçları için motorlu taşıtlar vergisi muafiyetinin kaldırılması planından ise tamamen vazgeçti. Alman Köylüler Birliği (DBV) ek yüklerin tamamen geri alınmasından vazgeçmeyeceklerini ve eylemlere devam edeceklerini açıkladı.
Bugün Almanya genelinde sokağa çıkarak uygulanan politikaları protesto eden köylüleri anlamak için son 20-30 yıl içinde büyük bir hızla gerçekleşen yapısal değişimi görmek gerekiyor. İklim değişikliğiyle birlikte dünya genelinde tarımsal alanda su sıkıntısının büyümesi ve tarım alanlarının azalması, büyük yatırım fonlarının gıda şirketleriyle birlikte üretim alanlarına yönelmelerine neden oldu. Sonuçta tarımsal alanın azalması, spekülasyon alanının artması anlamına geliyor.
Kurulan dev şirketler yüksek düzeyde makineleşmiş üretim biçimlerini gündeme getirdiler. Kamuoyu tarafından neredeyse fark edilmeden, son birkaç on yılda tarımda milyonlarca insanı doğrudan etkileyen derin bir değişim yaşandı. Son yıllarda küresel gıda endüstrisindeki şirket birleşmeleri, yutmalar, büyük perakende zincirlerinin artan gücü, üreticiler üzerindeki baskının artmasına neden oldu. Bu şirketlerin özellikle süt ve süt ürünlerine, et ve et ürünlerine uyguladıkları damping fiyatlar nedeniyle bu değişim daha da vahim bir hal aldı. Bu sektörlerdeki birçok çiftlik artık kârlı bir şekilde faaliyet göstermiyor ve önemli bir bölümü çiftliklerini terk etmek zorunda kaldı.
Alman hükümetinin 2019 tarihli son tarım raporuna göre Almanya’da 1950’de yaklaşık 1.6 milyon olan çiftlik sayısı 1980’lerin sonunda 0.7 milyona düşerken bugün 275 bin civarında. 2020’de tarımda istihdam edilen kişi sayısı 580 bin olup, bu sayı Almanya’daki toplam iş gücünün yüzde 1.3’üne tekabül ediyor ve bir önceki yıla göre yüzde 3.2’lik bir düşüşü temsil ediyor. Ancak, tüm gıda zinciri, yani birincil üretimden gıda endüstrisine ve ticaretten tüketiciye kadar tarım sektörü dikkate alındığında, 2020 yılında bu sektörde yaklaşık 4.4 milyon kişi istihdam edilmekteydi. Aynı zamanda, tarımsal verimlilik 1950’lerden bu yana muazzam ölçüde arttı: O dönemde Almanya’da bir çiftçi on kişiyi beslerken, 70 yıl sonra bu sayı 135 kişiye ulaştı. Ancak bu durum çiftçilerin giderek daha fazla para kazanır oldukları anlamına gelmedi! 1950’de ekmek için ödenen dükkan fiyatının yüzde 45’i köylüye kalırken, bu rakam şu anda sadece yüzde 4 dolayında!
KIŞI BAŞINA CIRO
Birçok çiftlikte birden fazla aile üyesi, düzenli bir maaş ödenmeden çalışıyor. Bu nedenle Federal Tarım Bakanlığı nisan 2023’te işçi başına elde edilen ciroyu hesapladı. Buna göre, çiftlikler 2021/2022 mali yılında çalışan başına yaklaşık 43 bin 500 avro kazanmışlar. Bu, tüm çiftlik türleri için ortalama bir değerdir.
Ana faaliyet alanı tarım olan araziler dikkate alındığında, işçi başına 46 bin 118 avro ciro yapılırken tarımı sadece ek iş olarak yapan çiftlikler için bu rakam 19 bin 120 avrodur. Kooperatifler veya anonim şirketler gibi tüzel kişilikler tarafından işletilen çiftliklerde ise bu rakam işçi başına 48 bin 83 avrodur. Bölgesel fark - lılıklara ek olarak, geleneksel ve organik çiftlikler arasında da bir fark vardır: Organik üretim yapılan çiftliklerde işçi başına ortalama 40 bin 392 avro ciro yapılırken, konvansiyonel çiftlikler 49 bin 59 avro gelir elde etmişler.
DEVLET SÜBVANSIYONLARI
Rakamlar biraz daha yakından incelendiğinde, çiftçilerin sübvansiyonların kaldırılmasına neden bu kadar tepki gösterdiği de anlaşılıyor. Tarım Bakanlığının verilerine göre 2020/2021’de, tüm çiftlik türlerinde devletin doğrudan ödemeleri ve sübvansiyonları toplam gelirin yüzde 48.5’ini oluşturuyordu. Ancak, şu anda aşamalı olarak kaldırılmakta olan tarımsal mazot için vergi iadesi, sübvansiyonların yalnızca yüzde beş ila altısını oluşturmaktadır. Bu rakamlara bakıldığında meselenin mazot sübvansiyonu ile sınırlı olmadığı da görülmekte.