Asıl mücadele şimdi başlamalı
aklaşık bir aydır 700 bin kamu işçisi geçen yıl mayıs ayında imzalanan kamu çerçeve protokolünün ‘ek zam’, ‘seyyanen ek ödeme’, ‘vergide adalet’ ‘Sözleşmenin ocak ayına çekilmesi’ gibi taleplerle yenilenmesini istiyor. İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Kayseri, Kocaeli gibi illerde askeri iş kolundaki işçilerin öncülüğünde başlayan hareketlilik, Demiryol-İş, Sağlık-İş, Yol-İş, Koop-İş, Tes-İş sendikalarına üye işçilerin de katıldığı, kent meydanlarında yürüyüş ve kitlesel basın açıklamalarıyla devam etti.
Bu eylemler neticesinde Türk-İş ve Hak-İş genel merkezleri hem Çalışma Bakanlığı hem de Türkiye Ağır Sanayi İşveren Sendikası (TÜHİS) yetkilileriyle görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler sonrası Türk-İş ve Hak-İş genel başkanları 700 bin kamu işçisini ilgilendiren ek protokolü, işçilerin taleplerini yok sayarak imzaladı.
Bu protokolle aslında 700 bin kamu işçisine “Biz sizin taleplerini tanımıyoruz, sizi görmüyoruz ve duymuyoruz. Açlıkla terbiye olun, yoksulluktan kırılın” demek istendi. Önceki toplu sözleşmelerde olduğu gibi yine satıldık. Neden mi satıldık? Çünkü Türk-İş ve Hak-İş genel başkanları başta olmak üzere sendika merkezleri tek adam iktidarının payandası olmuş durumdadır.
Y‘MÜCADELECİ ANLAYIŞLA BİR ARAYA GELMELİYİZ’
Peki talepleri karşılanmayan biz kamu işçileri ne yapacağız? Sendika genel merkezinden şubelere kadar, değişim için kolları sıvamanın vakti çoktan geldi de geçiyor bile. Eğer şubelerden başlayarak ilk elden mücadeleci sendikacılık anlayışının hakim olduğu bir platform etrafında bir araya gelmezsek bu sendikacılar bizleri umursamaz ve sözleşme masasında satmaya devam eder. Bu sendikacılar işçilikten uzak bir yaşam sürdürdükleri durumda işçinin derdine de taleplerine çözüm bulmaz. Buradan tüm sendika genel başkanlarına, şube başkanlarına ve yöneticilere şu çağrıyı yapmak istiyorum. Öncelikle ne kadar maaş alıyorsunuz? Ne zamandan beri kravatlı, takım elbiseli sağda solda gezip tozuyorsunuz?
Sendikaları işçilerin öz örgütü du
rumundan çıkarıp, iş takibi yaptığınız bürolar haline döndürdünüz. Kamu işçileri gelinen noktada size açıktan şu çağrıyı yapıyor: Eğer biraz onurunuz varsa istifa etmelisiniz? Eskişehir’de Türasaş Fabrikasında yemekhanede şube başkanının konuşmasına müsaade etmeyen demir yolu işçileri Ergün Atalay’ı istifaya çağırmıştır. İstanbul, Eskişehir ve Kayseri’de Harb-İş’ten istifa tartışmaları ortadadır.
DENEYİMDEN ÇIKARDIĞIMIZ DERSLE HAREKET ETMEYE
Ek protokolde 13. madde gereği tüm sektörlerde her kurumun kendi işverenleriyle görüşmelerinin devam edeceğini açıklamışsınız. Bu maddeye istinaden kamu işçilerinin asıl taleplerinin karşılanması için ne yapacaksınız? Yoksa biz uğraştık tek adam iktidarı muslukları kapatmış mı diyeceksiniz. Bu tabloda işçilerin ço
ğunluğu sizlerin döner koltuklarda oturmanızı istemiyor. Şimdi kamu işçileri olarak tüm iş yerlerinde kendi işçi komitelerimizi kurup hem sendikal bürokrasiyi yıkmak hem de tek adam iktidarına gereken cevabı vermenin tam zamanıdır. Kamu işçilerinin tarihi mücadele tarihidir. Kamu işçileri yaklaşık 30 yıl önce iktidarı değiştirecek eylem ve grevler yapmıştır. Kamu işçilerinin mücadele deneyimlerinden dersler çıkarıp adım atmak için şimdi tam zamanıdır.