‘DAHA GERİCİ BİR REJİMİN TAŞLARI DÖŞENİYOR’
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Erdoğan yargısının daha gerici-faşist bir rejimin taşlarını örmesine karşı mücadelenin daha kitlesel sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Sol Parti Sözcüsü Önder İşleyen de “Halkın örgütlü ve birleşik mücadelesi bu karanlığa son vermenin tek yoludur” dedi.
Bu kararın tek adam rejimi ile Erdoğan yargısının nasıl işlediğinin bir göstergesi olduğunu söyleyen EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, “Gelinen durumun normalleşmesini kabul etmemek gerekiyor. Bütün demokrasi güçleri, emek örgütleri, dernek ve siyasal yapıların yaşananları normal görmemesi gerekiyor. Ayrıca bu kararı halk nezdinde teşhir etmek de gerekiyor” dedi. 100 binin üzerinde yurttaşın iradesi ile seçilmiş, üstelik hiçbir suç işlemediği gibi halk için mücadele etmiş birinin vekilliğinin düşürülmesinin demokrasi güçlerine verilen bir mesaj olduğunu belirten Aslan, “Buradan demokrasi güçlerine verilen mesaj şu; mücadele etmeyeceksiniz. Erdoğan’a karşı herhangi bir söz söylemeyeceksiniz ve var olan sisteme biat edeceksiniz. Tüm siyasi parti ve emek örgütleriyle Erdoğan yargısına karşı bir arada mücadele etmek gerekiyor. Gerici faşist bir rejimin inşa edilme sürecinde gelinen noktada buradan geriye dönmek üzere demokrasiyi, eşitliği, insan haklarını, barışı ve kardeşliği yeniden tesis etmek için mücadeleyi daha geniş kitleler ile birlikte bir arada sürdürmek şarttır. Bu noktadan sonra geri durmak Erdoğan’ın işine yarar. Mücadeleyi daha geniş kitleler ile sürdürmeliyiz.”
Sol Parti Sözcüsü Önder İşleyen de Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi kararının parlamentonun tabutuna çakılan son çivi olduğunu söyledi. İşleyen şöyle konuştu. “Parlamentonun da Anayasa’nın da mahkemelerin de biçimsel olarak varlıklarını sürdürse de işlevsel olarak anlamını yitirdiği bir tek adam rejimindeyiz. AYM kararının yok sayılarak Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi parlamentonun tabutuna çakılan son çivi oldu. Siyasal İslamcı rejim, şimdi AYM krizinden anayasasız bir sürecin de kapısını sonuna kadar açmış oluyor. Bu şekilde rejimin inşasını derinleştirmeye yönelecek. Bunun karşısında artık mücadele toplumsal muhalefet alanlarında, halkın örgütlü ve birleşik mücadelesi olarak örgütlenebilmesi bu karanlığa son vermenin, özgürlüğün ve demokrasinin kazanılmasının tek yoludur.”