ÖRGÜTLENMENİN ÖNÜNE GEÇECEK FIRSAT YARATTILAR
TAŞERON işçiye kadro sözü dahi tutulmazken, bir de taşeron işçilerin daha da hak kaybına uğrayacağı gelişmeler yaşanıyor. Avukat Ahmet Ergin, neden taşeron işçiliğin istendiğini, “Taşeronla amaçlanan işçiliği daha ucuza mal etmek, belli yükümlülüklerden, vergi SGK vs. gibi taşeronlar aracılığıyla kurtulmak gibi maddi amaçları var. Aynı zamanda işverenler taşeron uygulamasında işçileri bölüp parçalayıp yöneterek de ucuz işçiliği sağlıyorlar. Sendikal örgütlenmeyi engelleyip vahşi çalışma düzenini hayata geçirebiliyorlar böylelikle. On yıllardır yaygınlaşan ve sürekli geriye giden bir uygulama bu” ifadeleriyle açıkladı.
Ardından, Ergin, katıldığı yargıtay kararları değerlendirme sempozyumlarında karşılaştığı tabloyu şöyle anlatıyor, “Son dönemlerde yargı kararlarının, daha doğrusu iş hukuku alanındaki Yargıtay 9. Hukuk dairesi kararlarının tartışıldığı sempozyumlarda, milli komite Yargıtay kararları değerlendirme toplantılarında kimi akademisyenler eliyle dile getirilen bir tehlike var. O da şu: İş kanunu bakımından, işin bölünmezliği prensibi vardır. Kanun gereği yardımcı işlerin de bölünmemesi gerekiyor. Bazı akademisyenler ve kısmen Yargıtay bunu tüm işlerin bölünebilmesi üzerinden değerlendirmeye ve okumaya başladı. Asıl işi bölmeksizin, zaten özel uzmanlık gerektirdiği gerekçesiyle taşere edebiliyorlar. Alt işi de örneğin a şirketinin güvenlik işini bir tane güvenlik şirketine değil bir kısmı kendi bünyelerinde, bir kısmı a şirketine, bir kısmına b şirketine gibi verilebilir diyorlar. Bu işyerini tamamen bölme ve sendikal örgütlenmeyi imkansız hale getirme adımı aslında. İşçilerin tamamen örgütsüzlüğe, güvencesizliğe mahkum etme adımı. Bu yüzden oldukça önemli bir tehlike. Şöyle düşünelim. Bir yemekhanede taşeron işçiler aynı şirkete bağlı, örgütlenip sendikalaşabilirler. Ama bu uygulama ile, aynı yemekhanede tatlıcı a şirketinden, garsonlar b şirketinden, ana yemekleri yapanlar başka bir şirketten taşere edilirse bu işçilerin örgütlenmesi çok zorlaşacak ve daha çok güvencesizlik içinde kalacaklardır.”