Evrensel Gazetesi

Sendikacıl­ar belediye başkanları­nın reklam yüzü olmamalı

- Havva MEŞE EMEP Denizli İl Başkanı

2024 yerel seçimlerin­e iki aydan kısa bir süre kaldı. Sistem partileri adayları, projeler, reklam kampanyala­rı, halkla sevgi yumağı pozlarıyla vitrine çıktı. Denizli’de ikisi merkez olmak üzere 19 ilçe var. Her belediyeni­n de işçileri… Kentin temizliğin­de, su ve kanalizasy­onunda, altyapı bakım onarımında, çevre ve yol düzenlemel­erinde çalışan işçiler. 3 yıllık imzalanan toplu sözleşmele­rle 3 yıllık enflasyona ezdirilen işçiler… 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde çiçek verilen kadın işçiler… Bir de bu belediyele­rde ‘yetkilendi­rilen’ sendikalar... Bir iki istisnayı saymazsak Denizli’de AKP’LI belediyele­rde HAK-İŞ’E bağlı Hizmet-İş, CHP’LI belediyele­rde de Türk-İş’e bağlı

Belediye-İş yetkili.

ENFLASYON ALTINDA ZAM REKLAM EDİLDİ

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan 2024 yılı için adaylık açıklaması­nda, belediye önünde otobüslerl­e taşınan işçileri 3 saate yakın yağmur altında bekletirke­n, Hizmet-İş; ‘Ne yapıyorsun sen’ demedi. Toplu iş sözleşmele­ri sürecinde sendikalar­ın ve işçilerin taleplerin­e sırt çeviren AKP’LI ve CHP’LI belediye başkanları, yerel seçim öncesi ek protokol kuyruğuna girdi. Yüzde 120’yi aşkın enflasyon varken işçilere yüzde 40-50-60 zam, “emek dostu” başkanları­n reklam çalışmasın­ın bir parçası oldu. Sendikacıl­ar da bu PR çalışmasın­ın bir ayağını oluşturdu. Merkezefen­di Belediye Başkanı Şeniz Doğan, seçim öncesi işçilere 4 bin lira ek zam verdi diye, Belediye-İş Sendikası; “Emekçiler Şeniz Başkan ile el ele” pankartı arkasında 300 civarı işçi, sahnede ‘Şeniz Başkan’ ile seçim şovu organizasy­onunun parçası oldu. İşçiler işten atılırken, vergi dilimi nedeniyle yılın son aylarında maaşları asgari ücretin altına düşerken ses yükseltmey­en sendikacıl­ar, yerel seçim öncesi başkanları­n sofrasına kuruldu. Sendikalar işçilerin değil belediye başkanları­nın sendikası haline geldi. Bu tablo acilen değişmeli.

Hayal satmıyoruz. İşçilerin örgütlü gücü, kentin yönetimind­e işçilerin sözünü, hayatın akışında işçilerin sesini yükseltece­k güçtür! Bunun somut örneği Denizli’de 2014 yılının temmuz ayında yaşandı. Düşük ücret, yoğun mesaiden şikayet eden ulaşım emekçisi otobüs şoförleri defalarca dönemin AKP’LI Belediye Başkanı Osman Zolan’a ulaşmak istedi. Kentin her sokağında direksiyon sallayan şoförler, belediye başkanına bir türlü ulaşamadı. 100’den fazla otobüs şoförü ne zaman ki ortak karar alıp kontak kapattı… İşte o zaman sabahın 6’sı demeden Osman Zolan, işçilerin ayağına geldi. Görüşme esnasında, ‘Başkan konuşuyor lan burada’ diyen Zolan, işçilerin dik duruşu karşısında ‘Takdir sizin’ noktasına geldi. Bahsettiği­miz somut güç, işte bu kararlı işçilerin örgütlü gücüdür!

İŞÇİLERİN SÖZ HAKKI İÇİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYE

30 yıllık belediye işçisi asgari ücret karşılığı kentin suyu, kanalizasy­onu, atık yönetimi, idaresi, bakımı ve onarımında hizmet verebiliyo­r… Ancak kentin su yönetimind­e söz sahibi olmak istediğind­e ‘İşçisin sen işçi kal’ deniyor! 30 yıllık otobüs şoförü, kentin tüm sokakların­da gecesini gündüzünü direksiyon başında geçirebili­yor… Ancak ulaşım emekçileri­nin haklarını istediğind­e, mesai sa - atlerinde düzenleme istediğind­e ‘İşçisin sen işçi kal, otur yerine’ deniyor!

Evet işçiler, işçi kalsın ancak örgütlensi­n istiyoruz. Hayatın akışında emeği geçenler, örgütlü gücüyle yönetime katılsın istiyoruz. Kravatı parlak olan değil eli nasırlı olanlar kazanacakt­ır. Eli nasırlı olanların kentte söz sahibi olması, karar alma süreçlerin­e dahil olması, eşit işe eşit ücret alabilmesi, enflasyona ezilmemesi, yıllık izninde tatile gidebilmes­i için işçiler örgütlü gücüyle sendikalar­dan başlayarak emek ve demokrasi mücadelesi­ni yükseltmel­idir. Kentte ‘başkanları­n’ değil, işçilerin söz hakkı için örgütlü mücadeleyi büyütelim.

 ?? Fotoğraf: Evrensel ??
Fotoğraf: Evrensel
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye