3 Marmara denizi büyüklüğünde sulak alan yok oldu
TÜRKİYE Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla son yıllarda artan kuraklıklara dikkat çekti. Kesici, “Sulak alanlarımız ve suyumuzu tüketirsek ‘büyük kitlesel 6’ncı yok oluş’ kapımızı çalar. Su yoksa insan medeniyeti yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu yok oluşun şakası yok” uyarısında bulundu.
‘SULAK ALANLAR HIZLA KİRLENİYOR VE KURUYOR’
DHA’ nın haberine göre sulak alanların hızlı şekilde kirlendiği ve kuruduğuna işaret eden Dr. Kesici, “Endüstriyel devrimden bu yana bitmeyen tüketim hızı ve bilim dışı yöntemler nedeniyle, sulak alanlar yok olursa hiçbir canlının yaşaması da mümkün olamaz. Kuraklık, iklim krizi, ekosistem bozulmaları gibi insan faaliyetleriyle doğanın çok hızlı bir şekilde değişmesi paralelinde 6’ncı büyük kitlesel yok oluşun çok hızlı bir şekilde yaşanmakta olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. Çünkü su ve sulak alanlar yaşamın olmazsa olmazıdır, iyi yönetilmezse hastalık ve felaket getirirler” diye konuştu.
‘YER ALTI SULARI BESLENEMEZ’
Türkiye’de 1950’den bu yana üç Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alan kaybı yaşandığını kaydeden Dr. Kesici, bu kayıpların iklim krizinin etkilerini de artırdığını söyledi. Dr. Kesici, “Yani suyun iyi yönetilememesi, sulak alanlarda kayıpların giderek artması, iklimin değişmesine neden olmaktadır. Bu olay bir nevi zincirleme reaksiyonlarla sulak alanlarımızın yer altı sularının da beslenememesine neden olmaktadır. İklim değişikliğinde etkili olan karbonun neredeyse yüzde 42’sinin sulak alanlarda depolandığını da unutmamamız gerekir. Sulak alanlar kurudukça, işlevlerini kaybettikçe karbonu depolamayı bırakın, bünyelerindeki karbondioksitin salınmasıyla iki katı ters etki yapmaktadır” dedi. (İSTANBUL)