KÜBA’DAN ARJANTİN’E BÖLGEDEN NOTLAR
Ş ili’de başkent Santiago’nun batısında yer alan liman kentleri Valparaiso ve Viña del Mar’ı etkile yen orman yangınları büyük ölçüde kontrol altına alınmış olsa da yangınlar arkasında ülkenin son on yıllardır yaşadığı en büyük felaketi olarak nitelendi rilebilecek bir enkaz bıraktı. Biyolojik koruma alanı böl gesindeki hektarlarca ormanlık alanın yanında, 51 kişi nin öldüğü, 6 bine yakın evin ve onlarca fabrikanın zarar gördüğü bu yangınların sebepleri üzerine spekü lasyonlar da kaçınılmaz oldu. Özellikle içişleri bakanı ve hükümet yetkililerinin yangınların bazı bölgelerde farklı noktalarda eş zamanlı olarak başlamasının bu yangınların bilinçli bir biçimde insan eli ile çıkarılmış olma ihtimalinin araştırıldığını sıkça belirtmelerine yol açtı. Hükümet yangın alanlarına giden bazı yolların açılması ve yangından etkilenen yerleşim yerlerine tekrar ulaşımın sağlanması ile yangınlarda hayatını kaybedenlerin sayısının daha da artmasını bekliyor.
Komşu ülke Arjantin’de ise Milei Hükümeti üçüncü ayına girerken omnibüs yasa olarak adlandırılan torba yasanın Kongreden geçirilmesinin sancıları yaşanıyor. Kongrenin alt odası olan Temsilciler Meclisinde Milei’in Kongreye gönderdiği yasanın bir kısmı değiştirilmiş olan yeni versiyonu, geçtiğimiz hafta kabul edildi. Kongrenin çevresinde yoğunlaşan protestolara ise polis ve jandarma kuvvetleri sert bir biçimde müdaha lede bulundular. Göstericilere biber gazı ve tazyikli su ile müdahalenin yanında plastik mermilerle de müda hale eden polisler aynı zamanda olayları takip eden birçok gazetecinin de plastik mermilerle yaralanması na sebep oldular. Milei, reformlarına karşı direnişe müsamaha etmeyeceği vaadini yerine getiriyormuş gibi duruyor.
Ekonomik sorunların derinleştiği bir başka ülke olarak ise Küba karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz hafta ülkede en çok nefret edilen birkaç kişiden biri olarak tanımlanan Ekonomi ve Planlama Bakanı Alejandro Gil görevden alınarak yerine Merkez Bankası Başkanı Joaquin Alonso Vazquez atandı. Kovid 19 salgını ile turizm gelirlerinden mahrum kalarak ekonomik sorun ların derinleştiği adada 2021’den beri uygulanan eko nominin yeniden yapılandırılması planının da başarısız olduğu görülüyor. Enflasyondaki artışın ve bazı temel gıda maddelerinde yaşanılan kıtlığın yanında petrol fiyatlarındaki yükseliş ada halkı için yaşam şartlarını daha da güç hale getirmeye devam ediyor. Ülke eko nomisinin sorunlarının bir başka sorumlusu olan Abd’nin adaya uyguladığı blokajın ise yumuşama ihti mali yok, çünkü ABD başkanlık seçimlerine gidiyor ve Kübalı rejim karşıtı göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı Florida gibi eyaletler hayati konumdalar.
ABD ise seçim sürecinde Trump yanlısı siyasetin göçmen krizi ve güvenlik üzerinden tekrar kuvvetlen diği bir ortama tekrar girmiş bulunuyor. Biden yöneti minin daha sert bir göçmen politikası taleplerini yatış tırması gerekiyor. Bu arada Venezuela ile olan ilişkiler de Venezuela’da yaşanan başkanlık seçimlerine paralel olarak gerilmeye devam ediyor. Muhalefetin ortak adayı olan Maria Corina Machado’nun seçimlere girme sine izin vermeyeceği sinyallerini veren Maduro yöneti mine karşı ABD dışişleri nisan ayında tekrar petrol yaptırımlarına geri dönüleceği ilan etti. Her ne kadar Maduro bunun ulusal bağımsızlığa karşı bir saldırı olduğunu ilan etse de ülkedeki ekonomik durum açı sından ABD yaptırımlarının kaldırılması hayati bir öneme sahip.
El Salvador’da ise sonuçları zaten belli olan baş kanlık seçimleri gerçekleşti. Belki de sonuçlarda tek merak edilecek olan konu Genç Başkan Nayib Bukele’nin oyların yüzde 80’inden fazlasını alıp alama dığı olacak. FMLN’NIN içinden bir belediye başkanı ola rak çıkan, partisinden ayrıldıktan sonra ise El Salvador’un klasik sol ve sağ siyasetini tam anlamı ile oyun dışına çıkaran Bukele özellikle aşırı güvenlikçi politikaları ile önemli bir toplumsal destek elde etmiş bulunuyor. Bukele insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı açısından sert bir biçimde eleştiriliyor olsa da, ülkedeki narko çetelerin mega hapishanelerde sorgusuz sualsiz biçimde etkisiz hale getirilmiş olması ve ülkedeki şiddet ve ölüm olaylarının hızla azalması toplumun büyük bir kısmının koşulsuz desteğini almasını da beraberinde getirdi. Anayasal olarak mümkün olmasa da Bukele’nin bu popülerliği tekrar seçilmesinin de kaçınılmaz bir biçimde önünü açtı. Bu durum ise tüm bölgede bir ‘Bukele’ modelini çok çekici bir hale getiriyor.