Deprem sonrasında da sözler tutulmadı
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), AKP iktidarının deprem sonrası kentlerin yeniden ayağa kaldırılması, hayatın normale döndürülmesi doğrultusunda 319 binini 1 yıl içerisinde teslim etmek kaydıyla 650 bin konutun yapılacağı yönündeki vaatlerinin oldukça gerisinde kaldığına dikkat çekti.
İMO tarafından yapılan açıklamada, Marmara depremlerinden bu yana geçen 24 yıllık zaman diliminde atılan adımların, yapılması gerekenlerin yanında son derece zayıf kaldığı vurgulandı. “Son yıllarda Elâzığ ve İzmir’de meydana gelen göreli olarak sınırlı depremlerde bile ortaya çıkan yıkımın boyutları adeta birer uyarı niteliğinde olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda zafiyetler görmezden gelinmiş, sonuçta şubat 2023 depremlerinin büyüklüğü bahane edilerek yüz binlerce konutun yıkımı veya ağır hasarlı hale gelmesi ilahi takdirle izah edilmiştir” denilen açıklamada, “Afet sonrası arama-kurtarma, yardım ulaştırma, beslenme ve acil barınma ihtiyaçlarını karşılama çalışmalarında kamu gücünün sınıfta kaldığı, geçmiş depremlerden ders alınmadığı tüm kamuoyunun malumudur.” ifadesi kullanıldı.
Depremin en çok etkilediği Antakya başta olmak üzere deprem bölgesinde barınma, beslenme, sağlık, hijyen, içme suyu, eğitim gibi en temel insani ihtiyaçlara yönelik sorunların hâlâ devam ettiği vurgulanan açıklamada, yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı yapıların insan hayatını tehlikeye sokmaya devam ettiği, kontrolsüz bir şekilde yürütülen enkaz kaldırma işlemlerinin çevreye ve insan sağlığına zararlar verdiği, enkaz toplama alanları
nın ise içme suyu kaynaklarını kirletmesi bakımından ciddi riskler oluşturduğu belirtildi.
SEÇİM ÖNCESİNDE VERİLEN TAAHHÜTLER ÖTELENDİ
“Afet sonrasının ileriki çalışmalarının ise şeffaflık ve katılımcılık ilkeleri çerçevesinde yürütüldüğünü söylemek pek de mümkün değildir” denilen açıklamada,
“Bir yandan şehirlerin yeniden kurulması, yeni yerleşim alanlarının oluşturulması, konut ve iş yeri ihtiyacının karşılanması konularında seçim öncesi verilen taahhütlerin ötelendiği görülürken, diğer yandan yapılan çalışmalar da sağlıklı kentleşme ve güvenli yapılaşma açısından (yer seçiminden inşa kalitesine kadar) kaygı verici örnekler içermektedir” ifadesi kullanıldı. (HABER MERKEZİ)