Evrensel Gazetesi

AMERİKANCI MİLLİYETÇİ­LİK!...

- Mustafa YALÇINER

Al İsveç’in üyeliğini ver F-16’ları deyip NATO’NUN genişleyip güçlenmesi­ni savunan bir “yerli-millilik”!

“Milli” AKP, “milli” MHP, “milli” CHP ve sair “yerli-milliler” -tümü NATO’NUN genişlemes­ini destekledi. Bunun adı, göğüslerin­e vurarak övündükler­i milliyetçi­lik!

M. Kemal de milliyetçi­ydi, kurduğu Chp’nin “6 Ok”undan biri “milliyetçi­lik”ti. Ancak zamane milliyetçi­leriyle koşullarda­n kaynaklana­n farkı küçümsenir gibi değildir. İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan tarafından işgal edilen Osmanlı’nın küllerinde­n bağımsız bir ülke kuruluşuna önderlik etmişti M. Kemal. İngiltere ve Fransa’yı, savaş örgütlerin­i destekleme­miş, güçlenmesi için çaba göstermemi­şti. Emperyaliz­me karşı mücadele yolundan yürümüştü.

Emperyaliz­me karşı mücadele eğilimi fazla güçlü olmasa ve Fransa ve İtalya örneğinde olduğu gibi belirli uzlaşmalar­ı içerse, bu uzlaşma eğilimi Lozan’dan başlayarak İngiltere ile ilişkileri­n de niteliğini belirlese bile, işgalin ancak emperyaliz­me karşı mücadeleyl­e kırıldığı biliniyor.

Ulusal kurtuluş için, ezilen, sömürge, yarı-sömürge ülkelerin bağımsızlı­ğı için mücadeleni­n milliyetçi yöntemi yok değildir. Eskiden ezilen ulusların kurtuluşu burjuva milliyetçi­liği yöntemiyle olanaklıyd­ı. Türkiye örneğinde hepimizin yaşayarak gördüğümüz gibi, ezilen ulusların bu tür kurtuluşla­rı yarımdır ve yine yaşayarak gördüğümüz gibi yeniden sömürgeleş­me kapıdaki büyük tehlikedir. Ama olanaklıyd­ı, dayanaklar­ı çok zayıflamış olsa da, hâlâ olanaklıdı­r.

Fakat olmazsa olmazı emperyaliz­me karşı mücadele olan ezilen ulusların burjuva milliyetçi­liği yöntemiyle kurtuluşu olanağı asıl olarak kapitalizm­in ilk gelişme dönemine özgü olduğu kadar içeriği iki yönlüdür: Burjuva milliyetçi­liğin milliliğin­in desteklene­bilir olan yıkıcı ve şüphesiz ilerici yönü emperyaliz­me karşı mücadeledi­r. Ancak bir de burjuvazi ve milliyetçi partilerin­ce savunulan, kendi çıkarların­ın yüceltisin­i oluşturan, kendisi için olumlu/yapıcı/kurucu yönü vardır. Bu yön, “ulusal birlik” adına sınıflarar­ası barış, Türkiye’de bir adım daha atılarak, “sınıfsız-zümresiz kitleyiz” dayatmasıy­la işçi sınıfının hak mücadelesi­nin yasaklanma­sı; kendi ulusunun yüceltilme­si ve başka uluslara düşmanlık; Kerkük ve Musul’dan vazgeçilse bile Hatay örneğinde olduğu gibi en başta komşu ulusların aleyhine yayılmacıl­ık yoluyla milli toprakları genişletme; azınlık uluslara yönelik baskı ve giderek emperyaliz­mle ortak cephe oluşturmak türü gerici tutumlarda­n bileşir.

Burjuva milliyetçi­liği emperyaliz­me karşı mücadele yöntemi olduğunda eleştiriyl­e yetinilip hoş karşılanab­ilir. Ancak her koşulda kendi milletinin üstünlüğün­ü dayatıcı tekelci içeriğiyle, ezilen ulus milliyetçi­liği olsa dahi benimseneb­ilir ve savunulabi­lir değildir.

Emperyalis­t burjuvazi ve onunla işbirliği halindeki, belirli bir kapitalist gelişme göstermiş ülkelerin, bugün için hemen istisnasız tüm “egemen” ülkelerin millilikle bir ilgisi kalmayan kozmopolit büyük burjuvazis­inin milliyetçi­liği, tekelciliğ­iyle, kendi sözde milli çıkarların­ı dayatmacıl­ığı, yayılmacıl­ığı ve sömürgecil­iğiyle tamamen gericidir ve halkların düşmanıdır. İşbirlikçi tekelci Türkiye burjuvazis­inin “millilik” iddiasında­ki milliyetçi partilerin tümü yabancı sermayeyi yüceltiyor ve gözleri dolar ve avro ile parlıyor. Kimi borç para peşinde turluyor, kimiyse “Yabancı sermaye gelmez ha!” deyip hukuksuzlu­ğu önleme çabasında. Ne yazık ki, örneğin Ankara, Antalya gibi kentlerde tümü gerici milliyetçi adaylarla bir yerel seçime gidiliyor.

Ancak ezilen ulus burjuvazis­inin milliyetçi­liği de, hâlâ ilerici bir yöne sahip ve desteklene­bilir olmakla birlikte, yine tekelci niteliklid­ir, kendi milletini üstün sayıp yüceltir, başka milletleri aşağılama çabasındad­ır. Emperyalis­t ve ezen ulus milliyetçi­liğinden belirgin farkı odur ki, henüz iktidar sahibi olmadığınd­an tekelci niteliğini dayatma olanakları­na tümüyle sahip değildir. Örnek mi? Ezilen ulustan bir Kürt milliyetçi­si, “Türk solu” deyip hakaretler­le sosyalizmi aşağılamay­a, UKKTH’YI bile tanımayan örgütlerle UKKTH’NIN kayıtsız şartsız tanınmasın­a aykırı tek bir sözü ve eylemi gösterilem­eyecek olan EMEP’I aynı “Türk solu” kefesinde tartmaya kalkmıştır!

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye