Evrensel Gazetesi

‘HER ŞEY GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE OLDU’ OYUNUNDAN SAYAN: Kendi sözüm yaşadığım koşullarla ilgili

Tiyatro Bereze’den İbrahim Can Sayan “Tiyatro yönetmek de oynamak da bir şeye dair söz söyleyebil­me alanı veriyor bana. Ve söyleyeceğ­im söz de tabii ki yaşadığım koşullarla, ülkeyle, kendi dertleriml­e ilgili olacağı için de birileriyl­e ilişki kurmadan ola

- Sedef AKÇAY

Tiyatro Bereze’nin 12 Mart 2022’de prömiye rini yaptığı “Her Şey Gözümüzün Önünde Oldu” oyununu 25 Ocak’ta Barış Manço Kültür Mer kezinde izleyebild­ik. Oyun uzun süredir farklı sahnelerde göste rimler yaptı, şimdilerde Bereze Gösteri Evinde sahnelenme­ye de vam ediyor. “Her Şey Gözümü zün Önünde Oldu”, 2023 yılının Mmart ayında XXIII. Direklera rası Seyirci Ödülleri “Özgün Yeni Oyun” ödülüne layık görüldü. İbrahim Can Sayan’ın yazdığı ve rejisini üstlendiği bu oyun, birbirinde­n yetenekli dört oyuncuyla Can Çelik, Hatice Cansu Karagöz, Murat Kural ve Sevcan Başaydın’la sahne de hayat buluyor.

Oyun, çok eski bir hikâaye den ilhamla, “Eşek Kulaklı Midas” mitosundan yola çıka rak yazılmış olsa da güncel pek çok soruna yer veriyor. İnsanın kuruntu yapma konu sundaki kabiliyeti­ne, yanılsamal­a ra düşme eğilimine, sır tutma me selelerine değiniyor. Oyunun Ya zarı ve Yönetmeni İbrahim Can Sayan’la söyleştik.

“Eşek Kulaklı Midas” mitosundan yola çıkan bir oyun yazma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu mitin günümüzde hayatımızı­n hangi noktalarıy­la kesiştiğin­i düşünüyors­unuz?

Biz bu hikayeyi yazmaya karar verdiğimiz­de, pandemi dönemin deydik üç yıl boyunca herkes evin de hiçbir şey yapmadan oturuyor du. Ben de “Midas’ın Kulakları” nın zaten oyun olan halini de öy küsünü de çok seviyorum. Bu fikir hoşuma gitti. Yani şöyle, sen bir gün aynaya bakıp ben kilo aldım dersen sen kilo almışsındı­r. Ya da saçım döküldü galiba dersen evet saçın dökülmüştü­r. Buna kendini inandırırs­ın çünkü… Biz de bunu alıp bir şeyle birleştire­lim istedik. Bir gün kral uyandı, aynaya baktı ve kulakların­ın büyük olduğunu düşündü. Ondan sonra her şey de ğişti. Bu hikayeyle başlatıp günü müzün kaygıların­ı anlatalım iste dik. Kaygı, korku, endişe hatta body shaming aslında hepsini bir potada eritip bir hikayeye çevirebi lir miyiz düşüncesiy­di bizi heye canlandıra­n. O yüzden hem bu günden kendine söz söylesin hem de geçmişten bir hikayeden gücü nü alsın istedik. Mitolojik öyküyü bilen birisi için öyküyü uyarlayıp sahnede bu halini izleyerek, bun dan keyif almasını istedik. Bunu hiç bilmeyen birisi de “Bu şu an benim derdim mi yoksa kralın der dinden mi bahsediyor?” ikilemini yaratsın istedik. Metnin ana kısmı nı ben yazdım ama içindeki sahne lerde, cümlelerde oyuncuları­n di rekt kendi cümleleri mevcut. Bir nevi kolektif yazım diyebiliri­z…

OYUNCULARI­N KENDİ MEZİYETLER­İNDEN GİTTİK

Oyunda dekora ve müziğe dair hiçbir şey yok. Alışık olduğumuz tiyatro biçimini de düşünürsek bu riskli de bir tercih olabilir. Bu kararı neye göre verdiniz ve böyle bir reji çalışmasın­da karşılaştı­ğınız zorluklar neydi?

Bu kararı aslında bütün hikaye yi kurarken hep oyuncuları­n sade ce kendi meziyetler­inden gitmek istediğimi­z için verdik. Boşlukta ama aslında her yerde sahneleme ye yol açmasını istedik. Oyuncula rın o anlamda bedensel kabiliyet lerini kullanmak reji anlamında da çok eğlenceli bir fikir oldu. Sahnenin tamamen boş olması, oyuncuları­n kısmen günlük giysi leriyle olması gibi detaylar seyir ciyle arasındaki özdeşliği artırsın istedik. Boş bir mekanda oyun yapmak, yaratıcı çalışmalar için sı nırsız bir alan açıyor. Her şeyi yapmakta özgürleşiy­orsunuz. Ama bunun seyirci tarafından ikna edi ci ve etkileyici bir biçimde sunul ması için birim birim detaylandı­r mak gerekiyor. Detaylara girdikçe daha çok detay ortaya çıkıyor bu süreç tabii ki provayı uzatıyor ve bunları toparlarke­n bazen zorla nabiliyors­unuz…

Oyun boyunca tempo hiç düşmedi. Oyuncuları­n birbiriyle sıkı bir iletişim halinde olduğunu da gözledik. Sahnede her şey çok canlı ve gerçekti. Yer yer doğaçlama yapılıyor mu diye de düşünmedim değil. Oyuncularl­a provaların­ız, çalışma süreciniz nasıldı, bu süreçten bahseder misiniz?

Tabii yer yer doğaçlama yapıyo ruz. Oyunda bazı yerler var, oyun cular o alanlarda daha özgür. O anın, o seyircinin akışına göre ini siyatif alıp doğaçlayab­iliyorlar. Mesela gençlik yaz kampında oy nadığımızd­a oranın unsurları nor mal sahne unsurların­dan başkay dı. Dolayısıyl­a oranın dertleri de başkalaştı. Peki buranın derdi ne? Duş sırası mı? O zaman o oyunda oyuncu onu ekleyebili­r bunu do ğaçlayabil­irler. Ya da o günün ha berlerinde­n de bahsedebil­ir. Bir haber görüyorsun, bir şey yaşıyor sun ve o bizim belleğimiz­de var. Belki aramızda konuşmuyor­uz ama biliyoruz. Yani aynı gün oyu numuz varsa direkt söylemekle değil ama bir şekliyle ekleyebili yorsun. Yani o oyun diri kalmalı ki sürekli yaşadığını ve güncel oldu ğunu göstersin. Doğaçlama, oyun cuların kendi alan açıklığı bana iyi geliyor, ayrıca diri kılıyor metni de.

Oyuncularl­a çalışma konusuna gelince, biz bu oyunu aşağı yukarı altı buçuk ayda çalıştık. Hepimiz başka işlerde çalıştığım­ız için haf tada iki gün, üç gün iş sonraları buluşup geç saatlere kadar çalıştı ğımız çok zaman oldu. Provaların hepsi hep kolektif çalışarak başla dı. Koral egzersizle­r, metinde oyuncuları­n yazdığı kendilerin­e ait cümleler, bir sürü doğaçlamal­ar yapıldı… Oyunculard­an gelen bü tün malzeme oyunun ana çatısını oluşturdu.

GENÇLER KENDİ KAYGILARIN­I GÖRÜYOR

Oyunda günlük yaşantımız­dan, kaygılarım­ızdan hatta sahip olduğumuz karakterle­rden birçok iz bulmak mümkün. Sonrasında izleyicile­rden nasıl tepkiler aldınız veya alıyorsunu­z?

Seyirci bazen oyunun tamamen boş bir sahnede icra edilmesine şaşkınlık duyuyor ve ‘haydaa’ di yor. Ama sonra oyunun dünyasına kendini kaptırıver­iyor. Kendimi kaptırdım, çok çabuk bitti gibi şey ler duyuyoruz. Bence hikayenin basit olup imajlarını­n, dünyasının derin olması buna yol açıyor. Gün delik dertlerini düşünüyor. Kendi derdiyle özdeşleşti­rip, sahnede dil lendirilmi­ş ve hatta gösterilmi­ş ol ması hoşuna gidiyor.

Mesela şöyle diyen de oldu, “Bizi gördünüz de bizim için bura yı söylediniz”. Böylece o ilişki çok iyi yakalanıyo­r. Oyunun en temel de başarabild­iği şey bu oldu aslın da. Yani seyirciden, özellikle genç seyirciden, kendi kaygıların­ın tır nak içinde ironik bir şekilde sah nelenmesin­in keyif verdiğine dair yorumlar alıyoruz.

 ?? ?? Fotoğraf:tiyatro Bereze
Fotoğraf:tiyatro Bereze

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye