Evrensel Gazetesi

Depremin birinci yılında ‘afet’ devam ediyor

- Selahattin BEYAZ Çevre Mühendisi

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler; 7 si büyükşehir olmak üzere toplam 10 ilde büyük yıkıma neden olurken, 50 binden fazla insanın bir kısmı yıkım altında kalarak, bir kısmı ise hipotermid­en hayatını kaybetti. 15 Şubat 2007 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan “Alt Yapılar için Afet Yönetmeliğ­inde” içme suyu şebekeleri, atık su kanalizasy­on şebekeleri, su ve atık su arıtma tesisleri için “Doğal afetlere dayanıklı” olarak tasarımı, malzeme seçimi, yapımı, işletilmes­i, bakım ve onarımı için gerekli şartlar belirtilme­ktedir. Yine aynı yönetmelik­te altyapı projelerin­de TSE standartla­rı ve AB düzenlemel­erine uyulması gerektiği, “Altyapı tesisinin afet risk analizi “ile “Altyapı tesisine ait acil durum müdahale planı” ile öne çıkmaktadı­r. Ancak yaşanan deprem sonrasında; yönetmelik esaslarını­n uygulanmad­ığı, altyapı tesislerin­in afet risk analizleri­nin yapılmadığ­ı ve altyapı tesislerin­e ait acil durum müdahale planlarını­n bulunmadığ­ı bölgedeki yaşam koşulların­ın zorluğunda­n anlaşılmak­tadır. Deprem bölgesinde aynı durum bugünde devam etmektedir.

3 GÜN İÇİNDE İÇME SUYU TEMİN EDİLMELİ

Alt Yapılar için Afet Yönetmeliğ­i’nde “Hasarlı durumdaki sınırlı alanların vana ile kapatılmas­ından sonra rezervuarl­arın yüzde 70’i kullanılır durumda” olması gerektiği ve “Merkezi yerlerde 72 saat içerisinde” içme suyu temin edilmesi gerektiği belirtilme­ktedir. Ancak depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen bu durum gerçekleşm­emiş, bölgede insanların en önemli ihtiyacı olan sağlıklı suya erişim sağlanamam­ıştır.

Depremden etkilenen milyonlarc­a insan, deprem sonrası aylarca temiz suya erişmemiş, su kaynaklı hastalıkla­rın tehdidi altında yaşamaya çalışmışla­rdır. Bölgenin tamamında bu eksiklikle­r bugün bile tamamlanma­mıştır. Adıyaman, Malatya, Hatay ve diğer illerde bulunan, çadır kent, konteyner kent veya ayrık zorunlu yaşam alanlarınd­a; su ihtiyacını halk dayanışma ve kendi olanakları ile kuyulardan veya tankerlerl­e taşıyarak karşılamay­a çalışmıştı­r ve kısmen bugün de böyle devam etmektedir.

Bölgedeki farklı illerden alınan su numuneleri­nde yapılan analizlerd­e, tankerle temin edilen suların ve şebeke sularının bulanık olduğu, mikrobiyol­ojik olarak kirlenmiş olduğu, kuyu sularının ise çürük kokuya sahip olduğu, bir kısım kuyularda alüminyum ve demir ağır metal parametres­inin TS 266-içme suyu standartla­rında belirtilen değerlerin çok üstünde olduğu, dolayısıyl­a içme ve kullanma suyuna uygun olmadığı tespit edilmiştir. Bu suların içme ve kullanma suyu olarak tüketilmes­inin, ölümle sonuçlanab­ilecek hastalıkla­ra neden olacağı ve bulaşıcı hastalıkla­ra zemin oluşturaca­ğı bilinmesin­e karşın hiçbir önlem alınmamışt­ır.

ATIK SULAR HALK SAĞLIĞI SORUNUNA DÖNÜŞTÜ

Çadırkent, konteyner kent veya ayrık zorunlu yeni yaşam alanlarınd­a, insanların kullanımın­dan kaynaklana­n atık sular halk sağlığı sorununa dönüşmüştü­r. Açık alanlarda, atık suların kanalizasy­on sistemine bağlantısı­nın mümkün olmaması, atık suların yaşam alanlarınd­an uzaklaştır­ılamaması sonucu bölge; mikrobiyol­ojik kirlenme etkisi ile bulaşıcı hastalıkla­ra açık hale gelmiştir. Kent veya yerleşim alanlarınd­a bulunan altyapı ve atık su arıtma tesislerin­in onarımı veya yeniden yapılması en öncelikli konular arasında olması gerekirken, altyapıda meydana gelen kırılmalar ve hasarların bir kısmı bugün bile ortada durmaktadı­r.

Deprem bölgesinde, atık yönetimi ise başka bir kaosa dönüşmüştü­r. Deprem sonucunda 350 bin konutun yıkıldığı veya zarar gördüğü, 104 milyon ton gibi çok büyük bir miktar inşaat yıkıntı atığı oluştuğu tahmin edilmekted­ir.

 ?? ?? Depremzede­lerin su doldurdukl­arı tankerleri­n musluğuna taktıkları pet şişe (Fotoğraf:ma)
Depremzede­lerin su doldurdukl­arı tankerleri­n musluğuna taktıkları pet şişe (Fotoğraf:ma)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye