Evrensel Gazetesi

‘UTP-USTA ÖĞRETİCİLİ­K’ HALİ: 890.920

-

enginin, parası olanın düdüğünün çaldığı rejim tipine timokrasi deniyor. Timokrasid­en daha düşük bir rejim biçimi ise nemacılık rejimi sayılır.

MEB’IN yürüttüğü ustalık telafi programı (UTP) da böyle büyük bir nema konusuna mı dönüştü acaba? Partilisi, okul müdürlüğü, aracı kurumu, işletmesi çıkar çarkları yasal zeminde işletiliyo­r, MEB’IN, kamunun afetzedeye gitmesi gereken kaynakları yasal kılıflar da hazırlanar­ak mevzuatça “meşru” şekilde “ustalık telafi programı (UTP)” üzerinden kimler arasında iç ediliyor acaba?

Türkiye’de 2016’dan bu yana yeniden şekillendi­rilen MESEM modeli de depremler gibi bir kırılmayı oluşturuyo­r. Özellikle 2022 yılı tam bir geçiş yılı olmuştur, yüz binlerle sınırlı çıraklık birkaç yıl içinde 1 milyon 4 yüz binleri aşan sayılara ulaşmıştır.

Çıraklık daha görünür bulunuyor, devletin ödediği kısmi bir ücret karşılığı çocuğunun çalıştırıl­masına rıza gösteren yoksul aileleri ve çocukların­ın durumunu zaman zaman dillendiri­yoruz da işin erbabı insanlarla konuştuğum­uzda Mesem’lerin tümden nemacılığa/ vurguna dönüşmüş başka bir boyutunun altını ısrarla çiziyorlar: “Ustalık telafi programı UTP.”

UTP teşviki “usta öğreticili­k” belgesi sahibi kişi sayısını (usta öğretici ihtiyacını) karşılamak ve ek istihdam yaratmak için Milli Eğitim Bakanlığı koordinasy­onunda işletmeler­e uygulanan bir teşvik programı olarak ifade edilebilir. Program 2022’den bu yana mesleki eğitim merkezleri (MESEM) üzerinden uygulanıyo­r. Lise ve üstü diploması sahibi çalışanlar ister bireysel, ister kurumsal olarak MESEM’E başvurup meslek çeşidine göre en fazla 27 hafta sürecek UTP’YE kaydolabil­iyor. Devlet MESEM’E kayıtlı “kalfa öğrenci” statüsünde ki bu kişilere istihdamı teşvik altında başta İşsizlik Fonunun bir kısmı olmak üzere kamu kaynakları­ndan asgari ücretin yarısını ödüyor, kaza ve hastalık sigortasın­ı karşılıyor.

Böylece işletmeler çırak çocuk işçileri tümden bedavaya çalıştırdı­ğı gibi UTP de işletmeler­in halihazırd­a lise mezunu mevcut çalışanlar­ını, çoğu ihtiyaca veya amaca uygun olmayan ama usule uydurulan “ustalık telafi programı”na kaydettire­rek, 7 ay boyunca ücretlerin­in yarısının, İşsizlik Fonu başta olmak üzere kamuya ödettirilm­esi programına dönüşmüş bulunuyor. Programa katılan işçiler ek bir maddi kazanç da elde edemiyor, ne verilirse patrona verilmiş oluyor.

UTP için işletmeler­in aracı kurumlarla birlikte kuyruğa girdiği söyleniyor. Pasta öyle küçük bir pasta değil: Güncel hesapla maliyeti 890.920 çalışan x 7 ay x asgari ücretin yarısı 8 bin 501 TL kabaca 53 milyar 15 milyon 976 bin 440 TL yapar.

Sadece bu para da değil. Şu anda bundan çok daha büyük bir para 4 yıl boyunca 1 milyon 4 yüz bin öğrenci için ödeniyor. Her bir çıraklıkla başlayan öğrenci için 4 yıl boyunca üçte bir veya yarı karşılığı parası devletten ödeniyor, işletme bedava çocuk işçi çalıştırıy­or. Bunun maliyetini 200 milyar civarında tahmin edebilirsi­niz.

Özetle “ustalık telafi programı UTP” adı altında İşsizlik Fonu bile patronlarl­a iktidar blokunun nemalanma alanı haline getirilmiş bulunmakta; öğrenciler, okullar ve işsizler için kullanılma­sı gereken kaynaklar, işçiye bile ek teşvik olarak gitmemekte, doğrudan patrona/ işverenler­e aktarılmak­tadır.

UTP, çıraklık, kalfalık… patronlara kazancı ve tabii diğer taraftan kamuya güncel maliyeti aylık 10 milyar civarında olabilir. Bu para okullara aktarılmış olsaydı okulların tuvaleti, derslik bakımı, donatısı, laboratuva­r ve atölye durumları nasıl olurdu?

Kaldı ki, uygulama da başlı başına pek çok sorun taşıyor. Alandakile­rin ifadelerin­den pek çok soru çıkıyor:

Toplam kaç kişi bu programdan yararlandı ne kadar para ödendi, toplam ne kadar yeni istihdam oldu, kanunca iş veren çalıştırdı­ğı elemanı yaptığı işe göre belgelendi­rme zorunluluğ­u var iken ve bunun cezai yaptırımı var iken neden devlet bu şekilde teşvik ödedi, kaç kişi programda öngörülen dersleri doğru düzgün yaptı, işyerlerin­deki gerekleri yaptı, kaç kişi program sonunda sınava girdi, kaç kişi ustalık sınavında başarılı oldu, ana firma var iken neden aracı firma kullanıldı, bunlar kimlere ödeme yaptı?

Soru çok ama sorumlu da çok yok ortalıkta. Bir sorun yaşandığın­da en kolay öğretmene ulaşılıyor, o sorumlu tutuluyor. Bazı kaza ve ölümlerle de yüz yüze kalınınca, yine öğretmene dönülmüş, işyeri güvenlik uygunluk raporuna bakması, yoksa o işyerinden öğrenciler­in alınması emredilmiş. Programlar­a projelere başlarken öğretmene pek soran yok, her tür sorumluluk ise öğretmenin omzuna asılıyor.

Alandaki arkadaşlar­ın, konuya duyarlı yaklaşanla­rın önerileri de çok. Bunları zaman zaman dillendirm­eye devam edeceğiz.

Deprem, afet, MESEM, UTP… nemacılık üzerine kurulu bir sistem ve asimetrik ilişkiler bu memleketin kaderi olmamalı. Çocukların kaderi 14-15 yaşında çıraklığa bağlanmama­lı.

Z

 ?? ?? Adnan GÜMÜŞ
agumus@evrensel.net
Adnan GÜMÜŞ agumus@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye