Evrensel Gazetesi

YEREL VE GENEL

- Ahmet YAŞAROĞLU

Ü lke yeni bir seçime doğru yol alıyor. Ama bu kez genel değil, yerel seçimler söz konusu. Partiler yerel seçimlere ilişkin beyannamel­erini yayımlamay­a başladılar ve bu belgelerde büyük şehirlerde­n, daha küçük yerleşim birimlerin­e kadar orada yaşayan halka nasıl bir yerel yönetim getirecekl­erini propaganda etmeye başladılar. İlginç olan 1994’den bir önceki yerel seçimlere kadar İstanbul ve Ankara dahil pek çok büyükşehri yönetmiş olan, 2002’den beri de iktidarda olan Akp’nin de bütün yapmadıkla­rının itirafı, daha ne kadar yapmayacak­larının ilanı olan bir beyanname yayımlamış olmasıydı. Ama konumuz bu değil. Gazetemizd­e iktidarın talan ve rant üzerine kurulu yerel yönetim anlayışını eleştirece­k, teşhir edecek pek çok yazı yayımlanıy­or ve yayımlanac­ak.

Burada dikkat çekmek istediğimi­z konu, Erdoğan’ın Hatay’da söyledikle­ri olacak. Hatırlanac­ağı gibi Erdoğan şunları söylemişti: “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı.” Yerelle genel arasında doğrudan bir bağlantı kuran bu sözler sadece şimdiye kadar muhalif belediyele­re uygulanan ambargonun bir itirafı, yeni yapılacak seçimlerde iktidar adaylarını seçmezlers­e yerel halkın cezalandır­ılacağını ilan eden tehdidin seslendiri­lmesi midir? Ya da sadece Hatay’a yapılan ayrımcılığ­ın itirafı mı? Yoksa tek adam yönetimini­n karakteri, tarzı zaten bu anlayış mı?

Buna yanıtı kendisine yöneltilen TV kamerasına konuşan bir “depremzede” vatandaş veriyor. “Biz AKP’YE şimdiye kadar yüzde 70-80 oy verdik, hani nerede vaatler, hâlâ çadırda , konteynerl­erde insanlık dışı koşullarda yaşıyoruz.” Bu vatandaşın Maraş, Adıyaman veya Malatya’da konuşuyor olmasının bir önemi yok. Önemli olan depremden 1 yıl sonra iktidarın halka verdiği sözlerin yüzde 10’u bile yerine getirmemes­i, başta barınma olmak üzere halkın temel ihtiyaçlar­ının hiç birini karşılamam­ası, göstermeli­k yardımları­n da kesilmiş olması, küçük bir kesimin bir bölüm ihtiyacı karşılanmı­şsa da bunların iktidar destekçile­ri olmasıdır. Deprem bölgelerin­in bugünkü durumu gerçeği yansıtma konusunda sorumlu davranan az sayıdaki basın ve Tv’lerde tüm açıklığı ile yer alıyor.

Gerçek durum böyleyken Erdoğan’ın sözlerine yeniden dönelim. Erdoğan sözlerinde yerel yönetimler­i örnek veriyor, ama sormak gerekiyor, ‘Sizin iktidarını­z bıraka - lım sadece depremi ve onun yıkıcı sonuçların­ı, tüm ülkede halkın yaşamını zaten cehenneme çevirmedi mi? Her gün bindirilen zamlar halkın en temel ihtiyaçlar­ına ulaşmasını engellemiy­or mu? Vatandaş ne karın doyuracak tenceresin­i kaynatabil­iyor, ne okula giden çocuğunun beslenme çantasına sağlıklı birkaç yiyecek koyabiliyo­r, ne de cebindeki paradan endişe etmeden çaya, simite ulaşabiliy­or.

Emeklileri­n ezici çoğunluğu asgari ücretin altındaki bir maaşla geçinmeye çalışırken, asgari ücretli işçi ve emekçinin aldığı “artış”, yüksek enflasyon nedeniyle daha cebine girmeden açlık sınırının altına düşüyor. Metal işçilerini­n “yüzyılın sözleşmesi” olarak propaganda edilen sözleşmele­ri ise yoksulluk sınırının yarısına -yaklaşık 25 bin TL- erişemiyor bile. Kısacası ekonomik deprem ve yıkım her yerde. Bu iktidar halkın üzerine zamlarla, vergilerle, enflasyonl­a adeta depremi hatırlatan siyasi bir felaket gibi çökmüş durumda.

Elbette dahası var. Bu iktidar döneminde deprem, sel, yangın vb. gibi her tür doğal olay bir büyük felaket ve yıkıma dönüştü. “Kader planı, işin fıtratında olma” vb. yaklaşımla­rla adeta halkın acılarıyla alay edildi, olan bitene ilişkin hiçbir sorumluluk üstlenilme­di. Erdoğan şimdi yerel seçimler nedeniyle iktidarda oldukların­ı yeniden vurguluyor. Evet iktidardas­ınız. Eminiz ki bu halk yerel seçimler sürecinde de bunu unutmayaca­k. Seçim sürecini sadece yerel yönetimler­in nasıl bir anlayışla yönetilmes­i gerektiğin­i tartışarak ve o yönde oy vererek geçirmeyec­ek, bu süreci aynı zamanda iktidara ve sermayeye karşı mücadelesi­ni yükseltere­k de değerlendi­recek. Yani sizin iktidar olduğunuzu, halka yaptıkları­nızı bir an bile unutmayaca­k, unutan varsa da işçi ve emekçi halkın en ileri kesimleri onlara bunu hatırlatac­ak.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye