‘Yerellerden demokrasi talebini yükselteceğiz’
DEMOKRASİ Için Birlik (DIB), Yerel Demokrasi Konferansını bu hafta sonu yapılacak. Otoriter yönetime karşı yerellerden demokrasi talebini yükseltmek amacıyla konferansı yapacaklarını belirten Yazar Ayşegül Devecioğlu, “Söz bizim, karar bizim’ diyeceğimiz bir tartışmanın, örgütlenmenin parçası olmak önemli. Herkesi bu açıdan dahil olmaya, bundan sonraki çalışmalara da yer almaya davet ediyoruz” dedi.
11 Şubat’ta toplanacak Konferans öncesinde, 10 Şubat günü Sevgi Soysal Kültür Evi’nde atölye raportörlerinin bütün raporlar üzerinde yapacağı çalışmalarla sonuç bildirgesinin taslağı tamamlanacak. Konferans günü ise atölye raporlarının ve sonuç bildirgesinin salona sunulmasıyla sürecek.
‘KENTLER SERMAYEYE GÖRE BİÇİMLENDİRİLİYOR’
Konferans Hazırlık Komisyonundan
Yazar Ayşegül Devecioğlu, “Bu konferans kritik siyasi sürece oturuyor. Konferansı başından beri bu siyasi sürece müdahalenin bir aracı olarak düşündük. Can Atalay sürecinin gösterdiği Türkiye Anayasa’sız bir seçime doğru gidiyor. Göstermelik bir hal aldı seçimler. Yine kayyumlar da bunun bir sonucu. Bu antidemokratik uygulamalara karşı ortak mücadele zemini yaratılabilir mi düşüncesi vardı. Yerel yönetimleri artık kentlerin tamamen sermayenin ihtiyacına göre biçimlendirildiği bir ortamda yapıyoruz.
Bu temel noktalardan yola çıkarak mümkün olduğunca toplumdaki her kesimin bu sürece katkılarını alabileceğimiz bir hazırlık öngördük” dedi.
Yerel merkez ilişkilerinin demokratik biçimde yeniden düzenlenmesi, kent hakkı- katılım, ekolojik yerel yönetimler, halkçı ve toplumcu yerel yönetim, herkesin kenti ve toplumsal cinsiyet alanında atölyeler gerçekleştirdiklerini ve bu süreçte atölyelerin online olarak toplandığını aktaran Devecioğlu, Konferansın, otoriter yönetime karşı yerellerden bir demokrasi ve yeni bir yönetim talebini yükseltmek amacı taşıdığını söyledi. Devecioğlu, “Konferans süresince yapılan bütün tartışmaları ve bu kurumsal zenginliği kalıcı bir hale getirmeyi de tartışacağız. Bu sadece bir yerel yönetim nasıl oluru tartışmak değil. Ülkenizin içinde bulunduğu bu koşullarda aslında kendi hayatımızı ele alacağız. ‘Söz bizim, karar bizim’ diyeceğimiz bir tartışmanın, örgütlenmenin parçası olmak önemli. Herkesi bu açıdan dahil olmaya, bundan sonraki çalışmalara da yer almaya davet ediyoruz” diye konuştu.