Evrensel Gazetesi

YADIRGI VE ÖZDEMİR HAKİKAT OZANLARINI­N DÜNYASINA DAVET EDİYOR: Ozanların izinden bir hakikat yolculuğu

Adile Yadırgı, kadın ozanlar için, “Ozan olup okuma yazması olmayanlar var. Hayranlık uyandıran, cinsiyet ayrımcılığ­ına karşı, dünya meseleleri ile ilgili şiirler yazan kadınlar var” diyor.

- Şerif KARATAŞ İstanbul

olo ve grup çalışmalar­ıyla tanınan Müzisyenle­r Adile Yadırgı ve Ulaş Özdemir, kendi yöreleri Kayseri ve Maraş’tan yola çıkarak hakikat ozanlarını­n izinden gidiyorlar. Yadırgı’nın sesi ve Özdemir’in geçmişten yankılanan kadim saz tınıları, “Gahi saz gahi söz” diyerek birlikteli­ğe başladı.

İkili 29 Ocak’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi­ne bağlı Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezinde sahne aldı. Konser öncesinde Adile Yadırgı ve Ulaş Özdemir ile konuştuk. Adile Yadırgı ile aynı kuşaktan oldukların­ı ve benzer bir geçmişleri oldukların­ı söyleyen Ulaş Özdemir, “İkimiz de müzik eğitimi aldık. İlk albümümü 1998’de yaptım. Tabii ben kendi bölgem Maraş’ın müziklerin­i araştırıp çalıyordum. Film, dizi müzikleri olmak üzere başka çalışmalar da yaptım. Yurt dışında da çalışmalar­ım vardı” diyor.

20 yıla yakın bir süredir bir arkadaşlık­larının olduğunu anlatan Özdemir, “Benim bu coğrafyayl­a bağım hiç kopmadı. Ailem hâlâ Maraş’ta. Adile ile Maraşlılık ya da Kayserilil­ilk dışında dünyaya bakış olarak da aynı yerdeyiz. Çünkü bu camianın içinde olup aynı meseleleri konuşabile­ceğin, derdini dinleyeceğ­in çok fazla insan olmayabili­yor. Kendi adıma, birlikte müzik yapmak için sadece müzikal uyum değil düşünsel olarak da dünyaya bakışta da bir uyum olmalı” ifadelerin­i kullanıyor. Ardından Yadırgı söze giriyor: “Ulaş’ı yıllar önce Beyoğlu’da yapacağım bir konserime davet etmiştim. 2012 yılı olması gerekiyor. Ulaş, sazıyla, tavrıyla farklı biridir, yakın hissederdi­m hep o zamanlarda­n da. Konserimde çaldı ve birlikte bir deyiş söylemişti­k.”

10 YILDA BİR UYANDIRILA­N GELENEK

S‘HATAY’DAKİ FESTİVAL VESİLE OLDU’

6 Şubat Maraş depremleri­nden sonra, 2023 Eeylül ayında Hatay Samandağ’da yapılacak bir uluslarara­sı bir festival için Yadırgı’yı aradığını belirtiyor Özdemir: “Yurt dışından müzisyenle­ri buraya getiren festivali deprem bölgesine taşıma projesi vardı. Bana da söz ettiler. ‘Orada bir kadın arkadaşla çalmak ister misiniz?’ diye sordular. Çünkü hep erkek katılımcıl­ar vardı. Benim de aklıma hemen Adile geldi. Onunla hep konuşuyord­uk zaten birlikte çalalım diye. Bu festival ona vesile oldu.” Özdemir, deprem nedeniyle orada icra ettikleri eserlerin biraz daha farklı olduğunu, daha sonra çalıştıkla­rı eserleri ise ilk kez İstanbul’da sahneye taşıdıklar­ını da söylüyor. Adile Yadırgı, Özdemir’in yaptığı çalışmalar­ı işaret ederek, “Zaten arkadaşlığ­ımız dışında da mecburen takip etmem gereken bir akademisye­n. Kendi kişisel müzikal gelişimim için de çok önemli. Hani onunla arkadaş olmak da şans gibi bir şey aslında... Bizim İç Toroslar dediğimiz, Binboğalar dediğimiz bölge hakkında çok şey bilmiyordu­m. Orada doğdum. Birkaç aylıkken Ankara’ya yerleşmişi­z. Köy ile alakam sadece 20 yılda bir kez bir ziyaret ya da bir cenaze olduğu zaman gitmek. Ulaş’ın Maraş’taki bağı hiç kopmamış. Kendi yöresine ait kültürün içinden yoğrulmuş ve doğal olarak o bölgeyi araştırıyo­r, bu konuda birçok kaynağı derleyip yayına hazırlıyor” diyor.

İKİLİ DİLLİ BİR GELENEK

Yaşanan asimilasyo­na da değiniyor Yadırgı: “Balıkesir’de yaşadık çok uzun bir süre. Bambaşka coğrafyala­r… Ulaş benim kaynağım oldu açıkçası. Zaten insanlar da ‘Yörenden, bizim aşıklık geleneğind­en, deyişlerde­n, nefeslerde­n neden okumuyorsu­n?’ diye soruyorlar­dı. İki dilli, Kürtçe ve Türkçe bir gelenek bu. Uzak olmak bambaşka bir şey. Fakat çocukluğum­dan bugüne duyduğum sesler, söyleme geleneği bu hakikat ozanlarını­n geleneği aslında. Kökten bağlı olmak dediğimiz şey bu geçmiş. Ayrı olmak pek mümkün değil. Bu zamana kadar iki tane albüm yayımladım diğer tekliler dışında. Her zaman türküler ağırlıktay­dı farklı bölgelerde­n, ama bu buluşma oraya da kaynaklık edecek ve yeni çalışmalar­ıma daha çok yansıyacak gibi. Ulaş her zaman yol gösterici oldu.”

‘KADIN OZANLIK GELENEĞİ GÜÇLÜ’

Adile Yadırgı repertuvar­ında her zaman hakikat ozanlarına yer verdiğini hatırlatar­ak, yaptıkları ilk konserin kendisi için çok bambaşka bir anlam ifade ettiğini söylüyor. Sözü Yadırgı’ya bırakıyoru­z: “Bölgemiz Kayseri, Sarız bu geleneğin gerçek temsilcile­rini yetiştiren yer, bunu biliyordum.

Benim akrabaları­mdan bu söyleme geleneğind­en olanlar da var. Ama bu akşamki repertuvar­ı araştırırk­en kaynaklara biraz daha baktık, okumalar yaptık. Hakikat ozanları dediğimiz kaynağın biraz kendi köyüm Kırkısrak ve çevresinin olduğunu görünce daha da gurur verici bir duyguyla yaklaştım. Bu bilgiyle kendimi biraz fazla sorumlu ve biraz da geç kalmış hissederek, bu projeyi yapalım diye çok heyecanlan­dım.” Yöredeki kadın ozanlık geleneğini­n de güçlü olduğuna dikkat çeken Yadırgı, “Orada öyle bir gelenek var ki bütün erkek sahnesine giren kadın roller var ve bunlar çok bilgili, görgülü, çok kültürlü ve etrafındak­i insanlara erkan öğreten, yol gösteren kadınlar… Ozan olup okuma yazması olmayanlar var hatta aralarında. Hayranlık uyandıran, cinsiyet ayrımcılığ­ına karşı, dünya meseleleri ile ilgili şiirler yazan kadınlar var.” “Yaşadıklar­ı dönemde bu ulu bilge kadınlarda­n el almış erkek ozanlar, hakikatçı gelenekten ozanlar da çok” diyen Yadırgı öne çıkan bazı isimleri söylüyor: “Afe Ana (Elif Kamalak), Zeliha Ana (Zeliha Çelebi), Kul Latife, Hatun Ana (Hatun Aksoy)...”

Hakikat ozanlarını­n yolunu devam ettirmeyi düşündükle­rini de söyleyen Yadırgı, “Ama hayat ne kadar izin verir bilemiyoru­m” diyor. Özdemir de ellerinden geldiği kadarıyla ozanların izini sürdürmeyi düşündükle­rini ifade ediyor.

HAKIKAT ozanlarını­n geleneğini­n gü nümüzdeki durumuyla ilgili Ulaş Özde mir şunları söylüyor: “Çok uzun bir süre bizim yöremizin eserleri, Muhabbet seri sinde Arif Sağ, Yavuz Top gibi icracılar ya da Sabahat Akkiraz gibi çok sayıda usta müzisyen tarafından albümlerde okundu. 2000’li yıllarda bu sefer yeni kuşaklar o repertuvar­ı tekrar çalmaya başladı. Ondan sonra daha da genç ku şaklar tekrar icra etmeyi sürdürdüle­r. Benim doktora tezimde de bu konu var: Zakirlik yapan, yani cemevlerin­de bağla ma çalıp söyleyen, işin çalıp söyleme dı şındaki diğer boyutlarıy­la da ilgili yurt içi ve dışında yeni bir kuşak var. Bunun için Alevi olan var, olma yanı var. O bildik standart bağlama nın, standart icranın dışına çıkıp çalmaya çalışan bir kuşak… Sonunda dönüp do laşıp onlar da bizim yöreye bakıyorlar. Çünkü bu bölge hem aşıklar, ozanlar hem dedeler hem de icra cılar açısından çok çok zengin. Her on yılda bir yeniden uyandırılı­yor o repertu var, kaynak çok fazla.”

Maraş merkezli depremlerd­en kay naklı bir kırılma olduğunu ama bunun geleneğin devam etmesini engelleme yeceğini belirten Özdemir, yurt dışında yaşayan ozanları hatırlatar­ak, “Gelenek deyince de illa da bölgeyi düşünmeye lim” diyor. Hakikat ozanları vurgusunu da Özdemir, “Birbirine bağlanan bir ağ lar silsilesi” olarak açıyor. Farklı bir şe kilde birbirini beslemiş kuşakları işaret eden, içlerinde Alevi’si, Sünni’si farklı inançlarda­n insanların olduğunu ekli yor: “Ermeni olup işte Türkçe yazanı var. Türk olup Kürtçe yazanı var. Böyle acayip bir dünya. Son 150- 200 yıldır popüler kültürü de çok güçlü bir şekil de etkilemiş bir damar. Tekrardan o da marı deşmek istiyoruz. O da sevgi ve muhabbet üstüne kurulu… Ozanlığı da beslemiş bir gelenek ya da dünyaya ba kış açısı diyebiliri­z. Tabii orada birtakım kabulleri de toplumsal olarak ya da er kan olarak tersine çeviren bir şeyler de var. Mesela kadının yeri gibi… Bu se beple dışarıdan bakanların bir takım olumsuz şeyler atfetmeler­ine karşın aslında içerisinde çok güçlü sevgi ve muhabbet var. 150 -200 yılı kültürel olarak besleyen ve popüler müzikte Türkiye’de ve yurt dışında aklınıza gele cek ne kadar isim varsa onları da bes leyen damarlarda­n bir tanesi bu. Bura daki ilişkiler ve muhabbet silsile boyun ca devam etmiş.”

 ?? ?? Fotoğraf: Bilgin Metin Yadırgı
Fotoğraf: Bilgin Metin Yadırgı
 ?? ?? Fotoğraf: Baran Özdemir
Fotoğraf: Baran Özdemir

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye