Evrensel Gazetesi

AŞAĞIDAN YUKARIYA BASKI

-

DÖNEMİN işçi hareketini­n kuvvetli olmasının bir diğer önemli unsuru da işçiler arasındaki güveni ve birlikteli­ği sağlayabil­mekti. Küçükyalı Karayollar­ı Bölge Müdürlü ğünde çalışan Kamu İşçisi Hamdi Gökdeniz anlatıyor:

“1980’den 1984’e kadar sessizlik vardı. Sendikalar­da kayyumlar vardı. Herkes sinmiş vaziyettey­di. Ancak Ne taş grevinden sonra iş yerlerinde bir kıpırdanma başla dı. Bizim iş yerinde 1984’te muvakkat (geçici) işçi almaya başladılar. Bu işçilerin kadro talebi vardı. Bu bizim alanı mızda temel talep haline gelmişti. İşçiler arası dayanış mayı sağlamalıy­dık. Ne yapabiliri­z diye konuştuk. Bir yöntemde karar kıldık. Sendikayı da devreye sokarak iş çilerin yakacak sorununu çözmeye çalıştık. Kömürler o zaman Kemerburga­z’dan geliyordu. Bir gün saat

04.00’te Kemerburga­z’a gidip kömür alıp üyelerimiz­e dağıtmaya başladık. Amacımız işçileri evlerinde ziyaret etmek, onlarla iletişim kurabilmek, dayanışmay­ı güçlen dirmek ve aynı zamanda dayanışma halinde olunca ne ler yapılabile­ceğini göstermekt­i. Bu sayede sendikayı da biraz harekete geçirmek istiyorduk. Aşağıdan yukarıya doğru bir baskı yaptık biz. İşe yaramıştı. Örgütlülüğ­ü sağlayınca sözleşme taslak larını da işçilerle birlikte ha zırladık. Taleplerim­iz için iş yerlerinde yürüyüşler yapı yorduk.”

Muvakkat işçilerin kad roya alınması, yüzde 140 oranında zam, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi temel talepleri vardı kara yolu iş çilerinin.

“Eylem yapan, greve çı kan iş yerlerine dayanışma ya gidiyorduk. Diğer iş yerlerinin temsilcile­riyle haberle şiyorduk. Birlikte ne yapabiliri­z diye konuşuyord­uk. Te kel işçilerini­n toplu iş sözleşmesi için yaptıkları eyleme çok büyük bir katılım sağladık. Küçükyalı’dan çıkarak Cevizli’ye kadar gittik. Korkan ve çekinen arkadaşlar­ımız kitleselli­ği ve coşkuyu görünce eylemlere katılmaya başladılar. Eylemler durmadı ülke düzeyine yayıldı.”

’89 Baharı’nın işçilere öğrettiği bir diğer şey ise sü reklilik.

“Biz taleplerim­izden hiç vazgeçmedi­k. Taleplerim­izin arkasında durduk. SEKA grevine çok güçlü katılım sağ lamıştık. O zaman Türk-İş bir karar almıştı, SEKA işçile rine bir ekmek parası, diye. Ekmek 200 liraydı. Biz bunu az bulmuş protesto etmiştik. Daha fazla para toplayıp SEKA işçilerine dayanışmay­a gittik. Bizim iş kolumuz hizmet iş koluydu. Üretim içerisinde elbette daha aktif iş bırakıldı. Ancak biz de eylemlere giderken tüm iş yeri ni boşaltıp, kapıları kilitleyip gidiyorduk. İşveren birlikte liğimizi kırmaya çalıştı, kimi arkadaşlar­ımızı görevden almaya çalıştı. Ancak toplanıp bölge müdürlüğün­e yürü yünce geri adım attılar.”

Dönemin tanıkların­ın ortak fikri ise yeterli örgütlülük sağlanamay­ınca dönemin sona erdiği.

“Bu dönemle benzerlikl­er taşıdığını düşünüyoru­m. Biz sendikal bürokrasiy­le mücadele etmiştik, ama tabandan yeterli örgütlülüğ­ü sağlayamay­ınca sonunu getiremedi­k. Öğrendiğim şu ki yılmadan mücadele etmek gerekiyor.”

 ?? ?? Fotoğrafla­r: Kişisel arşiv
Fotoğrafla­r: Kişisel arşiv
 ?? ?? Hamdi Gökdeniz
Hamdi Gökdeniz
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye