POPÜLERLİK Mİ GAZETECİLİK Mİ?
SONUNDA bu da oldu. ABD medyası bize çok aşina bir “gazetecilik” pratiği ile karşılaştı. Fox Haber kanalı nın eski popüler haber sunucusu Tucker Carlson, Putin’in cevaplarını sorulandırdı. Söyleşi perşembe akşamı yayınlandı ama tantanası çok önceden başla dı. X Platformundan yayın yapan Carlson, Rusya Lideri Viladimir Putin’le söyleşi yapacağını arogan bir şekilde duyurdu, meslektaşlarının buna tenezzül etmediğini oysa iyi gazeteciliğin bunu gerektirdiğini söyleyerek şimşekleri üzerine çekti. Carlson’ın sicili gazetecilik dersi vermeye pek uygun olmadığı gibi pek çok gaze teci Putin’le görüşmek için defalarca başvurduklarını ancak reddedildiklerini açıkladı, yani aslında yalan söylemişti. Sonunda beklenen gün geldi. Putin iki saatlik söyleşinin ilk yarım saatinde Rusya tarihini anlattı. Günümüze geldiğinde ise ABD’YE yüklendi. ABD başkanlarının ülkeyi yönetmediğini, gizli servisin kuk laları olduğunu söyledi. Carlson onaylar şekilde kafa sını sallamaktaydı. Putin’i sıkıştıran hiçbir soru sorma dı. Belki tek istisna 23 Mart’tan bu yana Rusya’da casuslukla suçlanarak gözaltında tutulan Wall Street Journal muhabiri Evan Gershkovich’in durumu ile ilgi liydi. Putin, Gershkovich’in “gizli bilgileri elde ederken suçüstü yakalandığını” ve “ABD özel servisleri için çalıştığını” iddia ederken Carlson “O bir çocuk ve belki bir şekilde yasalarınızı çiğniyordu ama bir casus değil” diyebildi. Gazeteciliğin suç olmadığını söyleyemedi.
Söyleşi 20 milyondan fazla kez izlenmiş. Müthiş bir iletişim başarısı olarak Putin’in hesabına yazılabilir. ABD halkına hitap etti, ‘Ukrayna’ya silah desteği ver meyi keserseniz sorun çözülecek’ dedi, barış görüş melerinde sonuca çok yaklaşılmışken İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson’ın taş koyduğunu söyledi hatta mealen ‘Boris Johnson’ın aklına uyulur mu’ diye dalgasını bile geçti. ABD medyası şimdi Carlson’ı yer den yere vuruyor, ‘niye seçildiği belli oldu’ diyor. Carlson için bu eleştirilerin değeri var mı emin deği lim, sonuçta çok izlendi bu söyleşiyi ücretsiz yayınladı ama bu performansının ona gelir olarak da döneceği açık. Sayıları giderek artan populist-otoriter liderlere kartını uzatmış oldu, e zaten Pulitzer ödülü beklediğini sanmıyorum. Bu arada Zelenski ile de görüşmek iste diğini söyledi ama daha önce hakkında “pezevenk”, “haşere” gibi ifadeler kullandığı için şansını kaybetmiş olabilir.
Platformlar gazeteciliği nasıl dönüştürüyor tartış malarında önemli bir kırılmaydı bu röportaj, zaten bu yola girilmişti de popülerliği gazeteciliğe tercih eden yeni takipçileri de olacaktır.
Yazıyı yazarken “Putin Türkiye’ye geliyor” haberi düştü önüme, ne zamandır merak ediyordum, say dım. 2022’de iki, 2023’te beş farklı tarihte “Putin Türkiye’ye geliyor” haberi yapılmış. 2024 de verimli başladı, ancak gördüğüm kadarıyla beklenen 12 Şubat ziyareti de ertelenmiş. Röportaj için başvu ran oldu mu bilmiyorum, bizde durum daha ziyade Godot’yu bekler gibi…