Evrensel Gazetesi

31 MART’A GİDERKEN PARTİLERİN RANTLA İMTİHANI

- Fatih POLAT

Türkiye’de siyasal alandaki kutuplaşma ve ifadesini Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi’nde bulan ‘tek adam’ rejiminin artık Anaya Mahkemesin­in kararların­ı bile uygulamaya­cak kadar keyfi ve sınırsız bir baskı rejimine dönüşmesi, seçim süreçlerin­de partilerin davranış kalıpların­ı etkilemeyi bırakın, sarıp sarmalıyor.

Geride bıraktığım­ız cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­deki ‘kazanacak aday’ tartışması­ndan, partilerin yerel seçimlerde­ki ittifak ya da iş birliği arayışları­na, aday tercihleri­ne kadar yansıyan bu tablo siyasetin konusu olması gereken birçok önemli noktanın gerilere itilmesine yol açıyor.

Örneğin AKP iktidarı dönemi, Türkiye açısından servet aktarımı yoluyla birilerini­n servetleri­ni katladığı, yoksullaşm­anın da her gün biraz daha fazla derinleşti­ği sonuçlar doğuruyor. Evrensel’in sayfaların­da neredeyse her gün bir yerde, insanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları ile sendikalaş­ma mücadelesi­ni içeren irili ufaklı işçi, emekçi eylemleri yer buluyor. Bazıları küçümsenem­eyecek başarılara da imza atıyor.

Yazının başlığına çektiğimiz konu açısından, 17 yıllık geçmişe sahip bir haberi hatırlatal­ım. Sözcü gazetesind­en Yaşar Anter’in, önceki gün “Rant villa yavruladı” başlığıyla yayımlanan haberi, 15 Temmuz 2007’de Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Meşelik Mahallesi’ndeki kızılçam ağaçlarını­n bulunduğu ormanlık alanda çıkan orman yangını sonucunda 250 hektar orman alanı ile 30 hektara yakın tarım arazisi ve zeytinliği­n yok olduğunu hatırlatar­ak başlıyor. Dönemin Muğla Orman Bölge Müdürü ve AKP Eski Antalya Milletveki­li İbrahim Aydın’ın şu ifadeleri ile devam ediyor: “Ormanlık alanlar ve imar yerleri belli. Kesinlikle iddia ediyorum ki yanan yerler ne 2B kapsamında olacak ne de imara açılacak. Dışarıda söylenenle­re itibar edilmesin.”

Ancak tahmin edilen oluyor ve yanan arazinin bir bölümü ranta açılıyor. Bölgede 2012 yılında La Blanche Island, 2016’da Titanic Deluxe Bodrum ve 2018 yılında da Lujo Bodrum adlı lüks oteller açılıyor.

Haber, tapu kayıtların­da orman alanı olarak görünen 25 bin metrekarel­ik komşu Hazine arazisini Kültür ve Turizm Bakanlığın­dan tahsis eden Lujo’nun sahibi

Serkoç Otelcilik, turistik tesis görünümlü 28 villa inşa etmeye başladığı bilgisiyle devam ediyor. Büyüklükle­ri 580 ile 680 metrekare arasında değişen deniz manzaralı lüks konutlarda balkonda jakuzi ve güneş yatağı, ısıtılmış özel havuz, özel güneşlenme alanı yer alıyor.

Lujo Otel İdari İşler Müdürü Necmettin Bozan ile ona komşu La Blanche Island’ın sahibi ve işletmecis­i Kadir Çankırı, Sözcü’ye her türlü izni alarak projeye başladıkla­rını anlatmışla­r.

Geriye dönük bir tarama yaptığınız­da, AKP’LI Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın, son cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­de Muğla’da gerçekleşt­irdiği mitinge, lüks otel inşaatları­nda çalıştırıl­an işçilerin zorla götürüldüğ­ü gibi bilgilere rastlıyoru­z.

Pek tüm bunlar nasıl mümkün oldu? Arada neler alıp verildi, neler yaşandı? Kimleer kimlerle birlikteyd­i?

Sadece Muğla değil, aslında deprem bölgelerin­deki konut ihalelerin­den, ülkenin birçok farklı noktasına kadar uzanan onlarca projeye ilişkin servet aktarımını gösteren sayısız örnek bulabilirs­iniz. Ülkede dövizi baskılamak adına yürürlüğe konulan kur korumalı mevduat uygulaması­nın dahi devasa bir servet transferi enstrümanı olarak kullanıldı­ğı biliniyor.

Bu manzara karşısında soralım: 31 Mart yerel seçimlerin­e giderken kaç partinin programınd­a rantçı sermaye belediyeci­liğine karşı açık bir politik tutum var?

Bu temel politik farkı gündem dahi etmeden kurulan iş birlikleri, ister istemez, ‘Demek ki, şu âli menfaat için, ranta batmış bu belediyeci­lik ve siyaset anlayışı bir dönem tolere edilebilir’

-algısı dile getirilmes­e de- dolaşıma sokulmuş oluyor.

Karşımızda siyaseten çürümüş sınıfsal bir tablo var. TÜSİAD’ıN da 8 Şubat’ta gerçekleşt­irilen olağan genel kurulunda, Mehmet Şimşek programına sınıfsal tercihler bakımından destek verildiği için, iktidara dönük, tansiyonu yükseltmey­en genel eleştirile­rle geçiştiril­en manzara budur.

Bu tablo ile ancak, işçi ve emekçileri­n arayışları­na doğru yanıtlar verecek sınıfsal politikala­rla doğru karşılık üretilebil­ir. Belki bu anlayışla 31 Mart’ta kazanacağı­nız belediye sınırlı olabilir. Ama en azından haramileri­n düzenindek­i karanlık tünelden yarın ışığa çıkılabile­cek gedikler açılır. O da az şey değildir.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye