AMERİKA KIZILDENİZ’DE ‘KENDİNİ SAVUNUYOR’!
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Yemen’deki Ensarullah (Husi) grubuna “nefsi müdafaa için” Kızıl
- deniz’deki gemilere ateşlenmeye hazır iki gemisavar seyir füzesini hedef alan saldırılar düzenlediğini du
- yurdu, ardından dört insansız hava aracı ve yedi se
- yir füzesine saldırı düzenlendi.
Bu, Fransa, İtalya ve Yunanistan olmak üzere üç Avrupa ülkesinin, komutanı bir Yunan amirali olacak olan bir savaş gemisini Kızıldeniz’e göndermek için Avrupa Birliği tarafından onaylanan bir girişime katı
- lacaklarını duyurmasıyla aynı zamana denk geldi.
Medya kaynaklarının ortaya çıkardığına göre, Amerika’nın Yemen’e yönelik “savunma” saldırıları konusu Beyaz Saray’da tartışma konusuydu. Top
- lantı sırasında, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Washington’un Husi grubunu terör örgütü olarak sı
- nıflandırmasının, Yemen’deki üst düzey liderlerin öl
- dürülmesi de dahil olmak üzere, ona karşı büyük bir saldırı başlatmak için kullanılmasına yönelik bir öne
- ri sundu.
Amerika’nın başkenti Washington, Yemen’in baş
- kenti Sana’ya 11 bin 435 kilometre uzaklıkta ve bir uçak yolcusunun birinciden ikinciye ulaşması yakla
- şık 15 saat sürüyor. Amerika, Atlantik Okyanusu, Af
- rika kıtası ve Asya kıtasında bulunan Arap Yarıma
- dası ile Yemen’den ayrılan Amerika kıtasındadır.
ABD, coğrafi olarak kendi sınırları içinde olmayan “Kızıldeniz’deki ticaret hareketini koruma” bahane
- siyle “Refahın Koruyucusu” adını verdiği bir ittifak kurdu. Kızıldeniz’e sınırı olan hiçbir ülke bu ittifaka katılmayı kabul etmedi. “Kızıldeniz’de ticareti koru
- ma” hikayesi, İsrail’e giden gemilerin İsrail’e ulaşma
- sını engellemeye çalışan Husi hareketinin Filistinlile
- re duyduğu sempatiye karşı koymak ve İsrail imha makinesini savunmak için ortaya çıktı.
Aktif ABD kuvvetlerinin sayısı 1 milyon 400 bin
- den fazla subay ve askerden oluşuyor ve bütçesi yaklaşık 839 milyar dolar, 5 bin 244 nükleer savaş başlığına sahip ve 70’ten fazla ülkede 800 askeri üs
- sü var. Buna karşılık Rusya, İngiltere ve Fransa’nın ise yalnızca 30 kadar üssü var.
Husi hareketi, 2004 yılında Ali Abdullah Salih reji
- mine karşı çıkan ilk savaş sırasında Saada şehrinde başladı. 2014’te Sana’yı kontrol altına almasına, hü
- kümetler ve bakanlıklar kurmasına, silahlı adamları
- nın sayısının yüz binlerce olduğu yönündeki söylen
- tilere rağmen hâlâ Yemen konusunda tartışan bir
- çok taraf arasında yer alıyor. Abd’nin mevcut çatış
- ma sırasında çalışanlarının maaşlarının ulaşmasını engellemekle tehdit etmesi ise çok manidar. Amerikan ve İngiliz güçlerinin Yemen’e gerçek
- leştirdiği baskınlar şu ana kadar Husilerin askeri ka
- biliyetlerini felce uğratamadığı gibi, hareketin İsrail’e giden gemilere uyguladığı yasağın etkisini de durdu
- ramadı. Gerçekte olan şey, Yemen’in Amerikan ve İngiliz gemilerine yönelik saldırılarının yol açtığı çat
- lağı gidermeyi amaçlayan misilleme operasyonları olduğudur.
Dünyanın en büyük ateş gücüne sahip olan Amerika’nın, iç savaş, açlık ve yoksulluk çeken bir ülkedeki bir grubun saldırısına karşı kendini savun
- ması, şaşkınlık ve ironi uyandıran bir paradokstur. Küstahlığın en kibirli biçimlerini ilan etmede, en kor
- kunç öldürme ve yok etme makinelerine sahip ol
- mada ve aynı zamanda mağduriyet iddiasında bu
- lunmada sadece İsrail onunla boy ölçüşebilir!