Fay üstündeki maden hemen kapatılsın!
JMO, Erzincan İliç’te faciaya yol açan madenin diri fay hattı üzerinde bulunduğuna dair uyarılarının görmezden gelindiğini hatırlattı. TMMOB ise “Felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, işletme derhal kapatılmadır” dedi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO), Kanadalı Anagold Madencilik tarafından Erzincan İliç’te işletilen Çöpler Altın Madeninde yaşanan faciaya dair açıklama yaptı. Açıklamada, madenin Türkiye diri fay haritasında aktif olduğu ifade edilen ve Munzur segmenti olarak tanımlanan fay hattının üzerinde olduğu ancak bu fay hattının işletme projeleri hazırlanırken dikkate alınmadığı belirtildi.
Jmo’nun 2022 yılı haziran ayında Çöpler Altın Madeni İşletmesi yığın liçi sahasındaki siyanür karışımı çözelti götüren borularda yaşanan kırılma sonucunda, yığın liçi sahasının hemen doğusundan geçen ve aktif bir fay tarafından (Munzur fay zonu) kontrol edilen Sabırlı Deresi’ne akması nedeniyle bölgede incelemelerde bulunduğu belirtilen açıklamada, “İncelemeler sonucunda, işletme sahası içerisinde MTA Genel Müdürlüğü tarafından 2013 yılında yayımlanan Türkiye diri fay haritasında aktif olduğu ifade edilen ve Munzur segmenti olarak tanımlanan bir fay hattının bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak bu fay hattının işletme projeleri hazırlanırken dikkate alınmadığı, hatta fayın inaktif olduğunun belirtildiği, hazırlanan atık depolama, üretim ve diğer tesis projelerinde 0.30 g ivme değerleri gibi düşük ivme değerleri baz alınarak proje hazırlandığı görülmüştür. Olası büyük bir depremde bu alanda bulunan tesislerin yıkılma riski taşıyabileceği ifade edilerek, hazırlanan ve işletilmekte olan atık depolama tesisi, üretim tesisleri ile açık kazı ve yığın liçi için gerekli tasarım parametrelerinin hem statik, hem de dinamik koşullar (Açık ocakta patlama ile kazı yapılması nedeniyle) dikkate alınarak yeniden yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ifade edilmiştir. Hatta bu durum 74. Türkiye Jeoloji Kurultayı açılış konuşmasında, hem kurultay Başkanı Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu, hem de Oda Yönetim Kurulu başkanımız tarafından ifade edilmiştir” denildi.
‘YIĞIN YÜKSEKLİĞİNİN LİMİTİ AŞMA OLASILIĞI VAR’
Yığın liçinin geçirimsiz bir zemin üzerinde hazırlanan cevher yığını üzerine uygun bir çözücü gönderilerek kazanılacak metalin çözeltiye alınması işlemi olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bu malzeme kaya ortamlara göre oldukça zayıf, gevşek, gözenekli zemin türü gibi davranan yığınlardır. Dolayısıyla bu yığınlar sıvı içermekte ve açık ocaklar ile pasa yığınlarında olduğu gibi sıklıkla stabilite sorunları yaratabilmektedir. O nedenle bu tür alanlar günümüze uzaktan algılama veya uydu görüntü ve teknolojileri ile sürekli izlenmektedir. İliç’te gelişen bu büyük boyutlu kaymanın olası nedenlerinden belki başlıcası, video görüntülerinden görüldüğü gibi, yığın yüksekliğinin fazla olması ve bu nedenle yüksekliğin belirli bir limiti geçmiş olma olasılığı ve yığının içerdiği çözeltinin gözeneklerde yarattığı basıncın yükselmiş olması olabilir. Ayrıca yine malzemenin hareketini gösteren görüntülerden, yığın linçini oluşturan malzemenin kayma sırasında oldukça yüksek bir hızla akan bir zemin gibi davranarak (çamur akması) hareket etmesi de gözenek sıvısı basınçlarının oldukça yüksek olma olasılığının bir göstergesi olabilir. Ayrıca geçtiğimiz hafta içinde bu bölgeye düştüğü belirtilen yağışın, bu malzemenin içine süzülmesiyle malzemenin doygunluk derecesinin artmış olması da kuvvetle muhtemeldir. Videoya alınan kayma sırasında malzemenin oldukça hızlı bir akışla sıvı gibi davrandığı da görülmekte olup, bu davranışın “akma duraysızlığı” şeklinde adlandırılması söz konusudur.”
‘KAZI PATLAMALARININ KAYMAYI TETİKLEYİP TETİKLEMEDİĞİ GÖZ ÖNÜNE ALINMALI’
Yığın liçini oluşturan malzemelerin maruz kalabilecekleri diğer bir duraysızlık türünün de “sıvılaşma” olduğuna işaret edilen açıklamada; “Ancak bu davranışın gelişebilmesi için deprem veya patlatma gibi dinamik bir etkiye de gerek vardır. Bölgede bu ara herhangi büyük bir deprem meydana gelmediği gibi, patlatmanın yapıldığı işletme sahası, yığın liç alanından uzaktadır. Ancak kazı patlatmalarının kaymayı tetikleyip tetiklemediği hususu da göz önüne alınarak gerekli incelemeler yapılmalıdır. Bu nedenle bu duraysızlığın gelişiminde sıvılaşma olgusunun etkileyici bir faktör olma olasılığı düşük olmakla birlikte, söz konusu alanda göz önüne alınmalıdır.
Bir diğer değerlendirilmesi gereken husus ise yığına fazla solüsyon verilerek doygun nem oranı üzerine çıkarılarak duraysızlığa sebep olmuş olabilir” denildi.