Halkın çoğu 2000 öncesinde inşa edilmiş binalarda yaşıyor
İLKE Vakfı TODAM tarafından hazırlanan toplumun görünümü 2023 raporu 81 ilin ekonomiden eğitime, sağlıktan hukuka sosyoekonomik görünümünü ele aldı.
Alan izleme raporları kapsamındaki “toplumun görünümü 2023: Kent ve konut” raporu Dr. Elyesa Koytak editörlüğünde hazırlandı. Raporun odak konusu olan kent ve konut meselesinin sosyal ve ekonomik boyutları mercek altına alındı.
Dr. Elyesa Koytak konuya dair açıklamalarda bulundu: “Eğitim ve istihdama yeni katılan gençler açısından da sorunlar baş gösterdi. Bu bağlamda genç kuşakların barınma hakkının temini hayati önemde. Diğer bir önemli nokta da konut politikaları bölge ve il bazında değişen dinamikleri veri temelli şekilde takip edilmeli. İstanbul, Avrupa metropolleri gibi kira bedellerinin, kiracı oranının ve eski konut stokunun yüksek olduğu bir şehre dönüşmek üzere. İstanbul’la ilgili her politika konut meselesinden başlamalı. Ayrıca, şehirleşme, okullaşma, kiracı oranı ve iş gücünün son on yılda hızlı bir gelişim arz ettiği güneydoğu illerinde de konuta erişimle ilgili özel politikalar gerektiriyor” dedi.
ORTALAMA FİYAT ASGARİ ÜCRETİN İKİ YÜZ KATI
Raporda konuta erişimin geniş toplum kesimleri için ciddi seviyede zorlaştığı vurgulandı. Konut maliyetlerindeki artış ve konuta yönelik talebin yükselmesiyle konut piyasasında bir şişkinlik olduğunun altı çizildi. Bu duruma bağlı olarak asgari ücretle geçinenlerin ev sahibi olması imkansız olarak değerlendiriliyor. 2023 aralık ayında ortalama bir konut fiyatının 3 milyonun üzerinde olduğu ve asgari ücretle çalışan bir kişinin ortalama bir konuta sahip olması için 17 yıl boyunca bütün ücretiyle ödeme yapması gerektiği değerlendirildi. Ayrıca konut krizinin başlıca sebebinin artan inşaat maliyetleri olduğunun altı çizildi. Rapora göre maliyetlerdeki yükseliş son 3 yıldır yüzde 60’ın üzerinde seyrediyor. Bu durum bina ve konut inşaatlarının maliyetine yansıyarak konut fiyatlarında da önemli derecede yükselişe neden oldu.
İSTANBUL’DA SATILAN HER ON EVDEN YEDİSİ İKİNCİ EL KONUT
Raporda dolar kurundaki ve inşaat maliyetlerindeki yükselişin yeni ev stokundaki artışın önünde engel oluşturduğu ifade ediliyor. Bu nedenle talebin ikinci el evlere doğru akmaya başladığı vurgulanıyor. Özellikle ekonomik büyümenin yavaşlaması ve giderek artan inşaat maliyetlerinin bunda etkili olduğu değerlendiriliyor. Deprem riskinin yüksek olduğu İstanbul’da ise satılan her on evden yedisinin ikinci el olduğu vurgulanıyor. Eski evlerin el değiştirmeye devam ettiği ve olası bir deprem için riskli bir durum ortaya çıkardığı vurgulanıyor. Raporda Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu vurgulanarak konut stoklarının yenilenmesi ve dirençli hale getirilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
KONUT SAHİPLİĞİ ORANI DÜŞÜYOR
Toplumun görünümü 2023: Kent ve konut başlıklı rapora göre ev sahipliği oranı ve ev sahibi olma oranı sürekli bir düşüş eğiliminde. Kiracı oranının en yüksek olduğu illerden ilkinin yüzde 37’le İstanbul olduğu belirtilirken, ikinci sırada yüzde 36.3’le Batman, üçüncü sırada ise yüzde 36.1’le Gaziantep olduğu ifade ediliyor. Son on yılda ev sahibi oranlarındaki değişimin incelendiği raporda özellikle doğuda ev sahibi olma oranlarının yüzde 10’un üzerinde bir azalışla düştüğü değerlendiriliyor. Rapora göre bir konutta ortalama 14 yıl ikamet edildiği ve konut değiştirme süresinin konut sahibi olmakla ilişkili olduğu değerlendiriliyor. (EKONOMİ SERVİSİ)