TYS’NIN DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜ BILDIRISINI AYLA KUTLU KALEME ALDI
TÜRKİYE Yazarlar Sendikası (TYS), 14 Şubat Dünya Öykü Günü dolayısıyla bir bildiri yayımladı. Ayla Kutlu tarafından kaleme alınan bildiride, öykünün insan hayatındaki önemi vurgulandı.
Doğumdan ölüme kadar yaşanan her olayın bir öykü olduğu belirtilen bildiride, öykünün insanların duygusal ve düşünsel algılarını derinleştirdiği ve yaşamın her aşamasında önemli bir rol oynadığı ifade edildi. Kutlu, “Metinlerin gözümüzün önünde sıradan işaretlermiş, harflermiş, sözcüklermiş gibi sessiz ve onurlu duruşlarından; yaşam boyu yorumlanacak duygulanımlar yaratanlara, yazının içerdiği ‘saklı cevher’i üreten sanatçılara ve okurlara ne mutlu. Gün bizlerin…” dedi.
‘SINIRLARI EN GENİŞ YAZIN TÜRÜ’
Bildiride, “Öyküyü; anlatı konularıyla, sınırları en geniş yazın türü olarak niteleyebiliriz. En oylumlu metin olarak nitelendirilen roman, teknik kurgusu yönünden öykülerden oluşan bir bileşimdir. Bu sanat, insanlığın her çağında var olan şeylerle; varsayılan kurgusallıkları kapsadığı gibi; canlı cansız, gerçeküstü, yalın gerçekleri de duygusal yönden derinleştirir. Yalnız yazarını değil, gözüne ve oradan içsel dünyasına ulaştığı okuru da sıradanlıktan çıkarır. Genellikle küçük oylumlu sayılan bu yazın türünün yaşamımızdaki yerini senede bir gün toplumsal etkinlikle onurlandırmayı, anlamlı bir değerbilirlik olarak nitelendiriyor, bu yolda harcanan emeklerin sahiplerine saygılarımı sunuyorum” ifadeleri yer aldı.
Öyküye, yazara ve öykü yazmaya dair yazılan metinde, “Yazarın emeği, yeni olay, algı, yorum ve anlatımla bütünleştiğinde; bilinen şeylerin başka yüzlerini keşfetmenin coşkusu, okura bir armağan olarak yansır. Dahası… Öyküde insanları tiryaki kılmak gibi bir özellik de vardır. Bu yüzden öykücüler, kuşaklar boyunca yeni anlatımları sanat dünyamıza sunarak, algımızı yüceltir, derinliğimizi artırırlar. Her yaştaki insanı etkileyen bu dal, onu daha duyarlı olmaya yönlendiren içerikleriyle; yaşamın her aşamasında okurun özlediği/ özleyeceği lezzeti sunarak; uzun- kısa, acı-tatlı, örseleyici yahut onurlandırıcı içerikleriyle… Ödüldürler. Paylaşıldıkça; bireyin, halkların, insanlığın ortak mirası olan dillerin sahipleneceği bu armağanlar kuşaktan kuşağa aktarılma onurunu kazanırlar” denildi. (KÜLTÜR SERVİSİ)