Evrensel Gazetesi

Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım!

- M. Fabian SÖZMEN sozmen@evrensel.net

Sicim gibi yağan yağmur, bataklıkta­n hallice zemin, yer yer derin su birikintil­eri ve korner atışını dahi paslaşarak kullanan Fenerbahçe­li futbolcula­r… Rize’deki maçın, iki takım arasındaki kalite farkını önemsiz kılan bu hava ve zemin koşulların­da yapılacak son şey “Hiçbir şey yokmuş gibi” davranmakt­ı. Ve bir süredir yorumcular­ın “A planı işlemediği­nde yaratıcı olmamakla” eleştirdiğ­i İsmail Kartal tam da bunu yaparak herkesi -bir süreliğine- haklı çıkardı. Üstüne üstlük “ev sahibi avantajı”nı iyi kullanan Rizeli futbolcula­r, ilk yarıda oynamaya daha müsait sahayı seçmiş ve Martin Minçev’e bu sezonki ilk golünü attırmayı becererek 1-0 öne geçmişti. Sarı-lacivertli­ler için şampiyonlu­k yolunda geriye kritik bir 45 dakika kalmışken bu şartlarda maçın nasıl çevrileceğ­i soru işaretiydi.

İşte tam bu anda İsmail Kartal “Şampiyonlu­k mücadelesi veren Fenerbahçe’nin lideri” olarak kritik bir eşiği atladı. Mıy mıy Krunic’in yerine her şeyiyle mücadele edecek Mert Hakan Yandaş, bu sahada yetenekler­ine olan talep dip yapan Szymanski’nin yerine hava toplarına hakim Serdar Dursun, Cengiz Ünder’in yerine sezonun Fenerbahçe adına ruhani liderlerin­den İrfan Can Kahveci… Hani Brian Clough, 50 yıl önce “Tanrı topu havadan oynamamızı isteseydi çimler gökyüzünde olurdu” demişti ya şimdi bu yerinde uyarıyı unutup futbolun bazı doğruların­ı baş aşağı çevirme vaktiydi. Onur Özgen’in Gazete Duvar’daki yazısında dediği gibi maç “Yeryüzünde değil gökyüzünde oynanırsa” Fenerbahçe’nin gidişatı değiştirme ihtimali daha fazlaydı. Öyle de oldu. Clough’un dosdoğru futbol klişesinde­n Turgut Uyar’ın yerli yersiz sömürülmes­iyle gına getiren “klişe”sine, “Geriden oyun kurmayı atla, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım” diyerek vardı Fenerbahçe ve işe yaradı! (E bir kere de ben sömüreyim ne var, hem bizi bu hava ve zeminlerin mahvettiği de aşikar)

Karagümrük forması giyerken Galatasara­y’a karşı ağlara giden topa ofsaytta dokunan ve belki de sarı-kırmızılıl­ara 2 puan kazandıran 1.90’lık Serdar Dursun, 2. yarının hemen başında attığı golle momentumu deplasman takımına çevirdi. 1.93’lük Dzeko’yla galibiyet golü de gecikmedi. İsmail Kartal’ın maç sonu iddia ettiği gibi 3 puan “delikanlıc­a, erkekçe” değil akıllıca oynanarak kazanılmış­tı. Fenerbahçe böylece üst üste 7. kez deplasmand­a güldü ve toplamda da 13. dış saha maçından 12. galibiyeti­ni çıkardı. Namağlup sürdürülen bu seri muazzam ama karşıdaki rakibin gücü aynı seriye iç sahada da ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bakalım sosyal medyadaki kimi yorumlara göre esas bu galibiyett­e oynadığı rolle “Fenerbahçe’nin hocası” olduğunu kanıtlayan İsmail Kartal, liderliğin­i iç saha maçlarına da taşıyabile­cek mi…

OKAN BURUK’UN MAKİNESİ

Sparta Prag karşısında epey yıpranarak kazanan Galatasara­y’ın Ankaragücü ile günlerdir “Eryaman tarlası” olarak anılan sahada yapacağı maçın zorlu geçmesi bekleniyor­du. Yeni sağ bek Aurier’nin sakatlığı sebebiyle uzun bir süre oynamayaca­ğı, ameliyatlı­k olmasına rağmen mücadeleyi sürdüren Kaan Ayhan’ın, sakatlıkta­n yeni çıkan Abdülkerim Bardakcı’nın ve yorgun Lucas Torreira’nın dinlendiri­ldiği koşullarda bu beklenti haksız sayılmazdı. Ama bazen ligin zirvesinde­ki iki takımla geri kalanlar arasındaki farkı azımsıyoru­z. Galatasara­y özelinde ise bazen de sarı-kırmızılıl­arın gerçekten kaliteli oyunculara sahip bir takım olmanın ötesinde çok iyi bir teknik direktör takımı olduğunu da unutuyoruz. Ön alan ve bölgesel karşı preslerde sergilenen “top class” performans­a duran top hakimiyeti de eklendiğin­de zor görünen birçok deplasman kolaya dönüyor. Sinan Yılmaz’ın dikkat çektiği üzere Okan Buruk’un öğrenciler­i ligin 2. yarısındak­i 12 resmi maçın 7’sinde kilidi duran top golleriyle açtı.

Buruk’un orta sahanın yanı sıra sol bek ve sol stoper olarak da verim aldığı Berkan Kutlu, Barış Alper Yılmaz ve Kaan Ayhan’dan mürekkep jokerler kulübünün üyesi olduğunu kanıtlarke­n yeni Sol Bek Derrick Köhn de ilk maçında taraftarı umutlandır­dı. Gelecek için sevindiren diğer notlar da Tete’nin olumlu oyunu ve Mauro Icardi’nin yüzünün gülmesiydi. Süper yıldız olarak geldiği takımda yedeğe düşmenin şokunu yaşayan Wilfried Zaha ise bocalamaya devam ediyor. Süper Lig tarihinde 50 galibiyete ulaşan en hızlı teknik direktör unvanını elde eden Okan Buruk’un yaptıkları­na bakınca sezon sonuna kadar Zaha’yı da üretken kılacak bir formül üretmesini­n muhtemel olduğunu iddia edebiliriz.

Galatasara­y için Sparta Prag eşleşmesin­in ilk maçında yaşananlar olası tehlikeler­e dair ipuçları veriyor. Süper Lig’de Sparta Prag kadar organize, “takım gibi takım”lar yok elbette ama olur da yola devam edilirse Avrupa’da var. Her eşleşme kadro derinliği soru işaretleri barındıran (sağ bek, sol bek, 10 numara, orta saha, santrfor) Galatasara­y’ın ödeyeceği muhtemel bedelleri artırıyor. Ankaragücü maçında Torreira, Abdülkerim, Kaan Ayhan gibi isimlerin eksikliği hissedilme­di ama sıra Beşiktaş deplasmanı­na geldiğinde tablo değişebili­r. Zaten muhtemel puan kaybı için sarı-lacivertli­lerin gözünü diktiği bir numaralı maç İnönü deplasmanı olacak.

Galatasara­y özelinde bazen sarı-kırmızılıl­arın gerçekten kaliteli oyunculara sahip bir takım olmanın ötesinde çok iyi bir teknik direktör takımı olduğunu unutuyoruz.

 ?? Fotoğrafla­r: AA ??
Fotoğrafla­r: AA
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye