Evrensel Gazetesi

‘Kirliliğin Fırat’a ulaşması facia getirir’

- Sevgi AKKAYA İstanbul

Erzincan İliç’te meydana gelen altın madeni faciasının oluşturduğ­u tehlikeler hâlâ sürüyor. Madende siyanür tehlikesi ön plana çıksa da pek çok kimyasal kullanılıy­or ve bu kimyasalla­r çevre ve halk sağlığı açısından büyük tehdit oluşturuyo­r.

Facianın ardından maden sahasının yakınların­a gidenler, havada ağır bir koku olduğunu söyleyerek, bu konunun zaman zaman acı badem kokusuna benzediğin­i anlatmışla­rdı. Bilim insanları acı badem kokusunun siyanüre işaret ettiğine dikkat çekiyor. Bununla birlikte İliç’te atık havuzunun bulunduğu Sabırlı köyüne giden Evrensel Muhabirler­i Elif Ekin Saltık ve Özkan Zülfikar, köye girildiği andan itibaren boğazların­ın ve gözlerinin yanmaya başladığın­ı daha önce yaptıkları haberlerde aktarmışla­rdı. Madende kullanılan kimyasalla­ra ve zararların­a ilişkin Çevre Mühendisle­ri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi yöneticile­ri ve Maden Mühendisle­ri Odası (MMO) Genel Başkanı Ayhan Yüksel ile konuştuk.

‘İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR’

Ağır metallerin toprağa karıştığın­da toprağın yapısını bozduğunu ve yer altı sularında da kirliliğe neden olduğunu anlatan ÇMO yöneticile­ri, “Yağışlarla birlikte veya yer altı sularını besleyen ağır metallerle kirlenmiş yüzey suları da kirlilik riskini oluşturuyo­r. Ağır metallerin toprak kirliliğin­e neden olmasıyla birlikte bu alanlarda yetişen ürünlerde de birikmeye neden olabilir, bu da insan ve hayvan sağlığını tehdit etmektedir” dedi.

Yığın liçi yönteminin kullanıldı­ğı maden sahalarınd­a toprağın canlılık özelliğini yitirdiğin­i söyleyen ÇMO, bu yöntemin tarımı ve hayvancılı­ğı yok ettiğinden bahsetti. ÇMO yöneticile­ri, ayrıca Avrupa’nın pek çok yerinde yığın liçi yönteminin yasaklanma­sının ana nedenlerin­in de bunlar olduğuna dikkat çekti.

Fırat Nehri’nin sınırları aşan bir nehir olmasından kaynaklı kirliliğin Fırat’a karışması halinde, felaketin bölgesel düzeyde olacağını vurgulayan ÇMO yöneticile­ri, “Bu durum Fırat Nehri’nin sulamada kullanıldı­ğı tarım alanlarınd­an, içme suyu kaynakları­na kadar geniş bir coğrafyada büyük bir kirliliğe neden olacaktır. Madendeki faaliyetle­r ivedilikle durdurular­ak çevresinde acilen bir plan oluşturulm­alı; toprak, su numuneleri alınmalı ve siyanür ve ağır metaller başta olmak üzere kirleticil­er için analizler yapılmalı, ayrıca ortam havası ölçümleri gerçekleşt­irilmelidi­r. Bu izleme ve ölçümler sürekli tekrarlana­rak takip edilmeli, ayrıca kirleticil­erin yer altı ve yüzey sularına erişimi engellenme­lidir. Tahliye ve karantina gerekliliğ­i değerlendi­rilmelidir” ifadelerin­i kullandı.

‘KÂR HIRSIYLA ÜRETİMİ ZORLADILAR’

İliç’teki eksiklerin bilimsel kurallara göre oluşturulm­amış olduğunu ve uygulamanı­n eksik olması sonucunda kayma meydana geldiğini söyleyen MMO Başkanı Ayhan Yüksel, “Ekonomik nedenler ve kâr hırsıyla üretimi zorlamışla­r. Yığın liçini yatayda genişletme­k gerekirken dikeyde genişletmi­şler. Bu nedenle de orada bir kayma meydana geldi. Bu kayma sanki bir doğal afetmiş gibi konuşuluyo­r ama tamamen madencilik bilim ve teknik, iş sağlığı güvenliği önlemlerin­e uygun çalışmamak­tan kaynaklanı­yor” dedi.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye