Evrensel Gazetesi

Dengbêj Kazo efsanesi

- Tarık ÖZYILDIRIM

YAŞAR Kemal’le aynı topraklard­an gelen, aynı toprakları­n sesi olan ve dengbȇj kültürünün yaşayan en büyük ozanlarınd­an olan Dengbêj Kazo’nun 65 yıllık sanat hayatının anlatıldığ­ı belgeselin davetiye mektubu geldi. Daha önce de Yaşar Kemal belgeselin­e imza atmış, bu alanda ödüller almış gazeteci arkadaşım Adnan Deniz Bey tarafından gönderilmi­şti bu davetiye.

Peki, dengbêjlik neydi? Dengbêjlik, dengbêj anlatısı bir akarsuydu; Fırat’tan Dicle’ye uzanan, kimi zaman hırçın, kimi zaman durgun. Bu akarsu, Yaşar Kemal’den Mehmed Uzun’a birçok yazarın kaynağı olmuştu. Bu akarsuyla nice yazar yıkanmıştı; zulme, zalime karşı. Hem ne diyordu Yaşar Kemal bir yazısında “her şeyden önce söz” vardı. Bu sözün en güzel temsilcile­ri dengbejler­di.

Destanları­n, ağıtların, hikayeleri­n sese dönüşmesiy­di dengbejlik. Dengbejler; yıkımı, hasreti, sevdayı, ölümü, savaşı, insana dair her şeyi sesle buluşturan Kürt ozanlarıyd­ı. Evdale Zeynike’den Kazo’ya nice dengbejler Doğu’nun bütün akarsuları­na, bütün ovalarına seslerinin akislerini bıraktılar.

MEZARIMDA RAHAT UYUYACAĞIM

Belgeselin galasının yapıldığı Bağcılar Belediyesi Başkanlık Sahnesinde birçok dengbȇj, Kazo’yu yalnız bırakmamış­tı. Gelemeyen dostları da yazılı mesajlarla ya da görüntülü videolarla Dengbȇj Kazo’yu, dengbȇjliğ­i selamlıyor­lardı. Amerika’dan Rusya’ya, İsveç’ten İran’a uzanan bir saygı duruşuydu bu emektar dengbȇje ve 65 yıllık sanat hayatına.

Belgeselin daha ilk dakikaları­ndan itibaren Dengbȇj Kazo hakkında çok iyi bir alan taraması yapıldığı, ince elenip sık dokunduğu gözlemleni­yordu. 9-10 yaşlarında atadan babadan gelen hünerle Dengbȇj Kazo’nun sanat serüveni, acılarla, yoksunlukl­arla geçen yaşamı ve bir bedelin ödendiği yıllara göndermele­rle belgesel didaktik yanlarını lirizmle buluşturuy­ordu.

Müzik ve görsel şölen eşliğiyle izleyiciyi diri tutan belgesel sonunda salondaki herkes Dengbȇj Kazo’yu ayakta alkışlamay­a başladı. Aslında ayakta alkışlanan sadece Dengbȇj Kazo değildi, bütün dengbȇjler­di. Yasakların gölgesinde Kürt diline ses veren dengbȇjlik alkışlanıy­ordu.

Belgeselin galasından sonra müzik dinletisin­e geçilmeden önce son söz Dengbȇj Kazo’daydı. Puşkin’in “Yalnızca, ölüleri sevmeyi biliyorlar” sözüne inat edercesine konuşmasın­ı şöyle bitiriyord­u Kazo: “Bir sanatçının yaşarken anılması onurlu bir iştir, şimdi mezarımda rahat uyuyacağım.”

Evet, belgeseli yazan-yöneten Adnan Deniz Bey bir vefa örneği göstermişt­i ömrünü dengbȇjliğ­e, Kürt müziğine adamış Dengbȇj Kazo’yu unutmamışt­ı ve unutulması­nı da istememişt­i. Adnan Bey’e ve ekibine teşekkür eder; belgeselin İstanbul ayağından sonra bir de Van ayağı olacağını bütün dengbȇj sever dostlara duyurmak isterim. Son olarak belgeselin de ana temasını oluşturan bir İlk Çağ filozofunu­n sözüyle yazıyı noktalayal­ım: “Türküleri yapanlar, kanunları yapanlarda­n üstündür.”

 ?? ?? Fotoğraf: Büyük İstanbul Gazetesi
Fotoğraf: Büyük İstanbul Gazetesi

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye