MADEN DEMEK KADINLARIN İŞSİZ KALMASI DEMEK
İliç’te yaşanan facia birçok tahribat ve etkilerinin hatırlatıcısı oldu. Maden sahalarının genişletildiği, tarım yerlerinin imara açıldığı her yerde kadınların payına işsizlik ve ekonomik sorunlarla boğuşmak düşüyor. Örneğin Hakkâri uzun bir dönem tarım ve hayvancılığın daha yaygın yapıldığı bir yer olarak biliniyordu. Kadınlar da hayvancılık ve tarımda rol alıyordu ama bu, günden güne değişti. Özelikle düzenli olarak göç veren ve neredeyse nüfusunun yarısını kaybeden kentte tarım ve hayvancılık da gerilemeye başladı. İnsan Hakları Derneği Hakkâri Şube Sekreteri Pınar Şen, Hakkari’de maden sonrası kadınların yaşadıklarını şöyle anlatmıştı gazetemize: “Madenler kadınların hiç olmadığı yerler.
Dolayısıyla tarımın da zayıflamasıyla kadınlar çalışma alanlarından evlere çekildi. İşsizlik ve yoksullukla baş başa bırakıldı.”
Hakkâri gibi birçok örneği saymamız mümkün, halkı ve özellikle kadınları etkileyen tüm bu tablonun içinde sermaye dur durak bilmeden talana devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Aydın’da 6 maden ocağının açılacağı haberi gündem olmuştu. Aydın’ın maden ve enerji şirketlerinin hedefi haline gelmesi, Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden birinin tahrip edilmesi anlamına geliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 15 gün içinde 6 yeni maden projesi için süreç başlattığını duyurmuştu. Söke ve Didim gibi farklı ilçelerde maden projeleri sonrası yaşanacak olanlar ise endişe verici. Söke’de organize sanayi içerisinde termik santralin de bulunması ve Menderes Nehrini kirletmesi uzun süredir o bölgede yaşayan halkın önemli sorunlarından biriydi. Şimdi ise maden projesiyle Söke’de tarım ve suyun iyice etkileneceği tahmin ediliyor. Didim’de ise 23,90 hektarlık alana GZ Madencilik tarafından kurulması planlanan mermer ocağı için de bakanlık tarafından ÇED süreci başlatıldı. Ancak bölgedeki orman alanı ve çevresindeki tarım arazileri, projenin çevresel etkileri konusunda endişe yaratıyor.