MERMER OCAĞI FELAKETE SEBEP OLACAK
DİDİM’DEKI maden sahası açılmasına dair konuşan EMEP Belediye Meclis Üyesi Adayı Zehra Başkaya Ungan, kadınların nasıl etkileneceğini anlatıyor.
Didim’de kadınların daha çok mevsimlik işçi olduğunu söyleyen Ungan, köylülerin ekonomik şartlar nedeniyle artık tarım yapamaz hale geldiğinden bahsediyor: “Köylülerin tarım yapamadığı koşullarla karşı karşıyayız. Bu da köylülerin imara açılmış bölgelerde arazilerini satmasına neden oluyor. Zeytinlikler ise henüz daha korunaklı ve tarımın devam ettiği yerler. Ancak mermer ocağının açılmasıyla köylü için bu imkan da elinden alınacak. Kadınların bir kısmı ise zeytin toplama sürecinde ve zeytin üretim sürecinde çalışıyor. Dolayısıyla bu süreç zeytinlikle çalışan kadınlar işsiz kalacak.”
BAFA GÖLÜ KURUYACAK, SULARIMIZ ZEHİRLİ OLACAK
Mermer ocağının açılmasının Didim’de ciddi doğa tahribatına neden olacağını vurgulayan Ungan, şunları ekliyor: “Mermer ocağının açılması için suya ihtiyaç var. Didim’de yer altı nehri olmadığı için yarıklardaki kuyularda bulunan sulardan Didim halkı su içiyor. Ancak madenin açılacağı nokta Bafa Gölü’ne yakın bir yerde. Çünkü su olamadan madenin açılması mümkün değil. Bafa Gölü’ne doğru kazılacak kuyu ise Bafa’nın kurumasına neden olacak. Öte yandan yer altı sularının zehirlenmesi olağan olduğu için halk zehirli su içmek zorunda kalacak. Zaten suya erişimde sorun yaşıyoruz, eriştiğimiz su ise zehirli olacak. Maden açılırsa mermer tozu bütün zeytinlikleri etkileyecek, doğayı tahrip edecek. Madenin açılmasıyla yeni yolların açılması şart olacak, bu da kir, toz ve gürültü kirliliği anlamına geliyor.”
Doğanın talan edilmesinin yanı sıra turizm sektörünün de etkileneceğini söyleyen Ungan, bu meselenin önemli oranda kadınları etkileyeceğini anlatıyor: “Kadınların önemli bir kısmı mevsimlik olarak Didim’de otellerde, kafelerde ve tatil yerlerinde çalışıyor. Madenin açılmasıyla birlikte Didim’de en önemli geçim kaynağı olan turizm de sekteye uğrayacak. Dolayısıyla turizmde çalışan kadınlar yine işsiz kalacak, yoksullaşacak.”
‘BUNLARIN ELİ KOLU UZUN’ KORKUSU
Ungan, halkı etkileyen faaliyetlerin halka sorulmadan yapılmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor: “Madencilik faaliyetlerinin hemen hepsinde güçlü ve nüfuzlu şirketlerin halkı tehdit ettiğine şahit oluyoruz. Kadınların çoğu bu süreçlerde, ‘Bunların eli, kolu uzun sonra bizim başımıza iş açarlar’ diyerek susmak zorunda kalıyor. Halkın tüm hayatını etkileyen böylesi süreçler ise halka sorulmadan, halkı kandırarak yapılıyor. Halkın zeytini, suyu, havası, işi sermayeye peşkeş çekiliyor. Dolayısıyla emekten ve halktan yana olan herkesin görevi bunun karşısında örgütlenmektir. Biz de bu süreçte Didim halkıyla birlikte hareket edeceğiz. Doğayı, çevreyi, hayatı ve emeği korumak için mücadeleden geri durmayacağız.”