Evrensel Gazetesi

İngiliz rayı Hintlilere gerçekten fayda sağladı mı?

- Anand JC

“Biz (İngilizler) Hindistan’da yalnızca iç barışı, can ve mal güvenliğin­i sağlamakla kalmadık, aynı zamanda Hindistan’ın en belirgin niteliğini de derinden değiştirdi­k…”

Bu sözler, 2 Aralık 1911’de haftalık İngiliz gazetesi The Sphere’in, Hindistan’a demir yollarını, sulama sistemini ve İngilizce dilini ‘hediye ettiği’ için The Crown’u gösterişli bir şekilde övdüğü sırada söylediği sözlerdi. O zamandan bu yana geçen onlarca yıl geçti. İngilizler­in Hintlilere fayda sağlayan demir yolları inşa ettiği görüşü tamamen çöpe atıldı. Amaç şimdi çok net görüldü: İngilizler, kendi ihtiyaçlar­ını karşılamak için Hindistan’ın kaynakları­nı kendilerin­e aktardı ve demir yolları burada temel işlev gördü.

ÇIKARCI ALTYAPI

Eski Hindistan Genel Valisi Lord Hardinge, 1843’te Hindistan’da demir yolları inşa etmenin “ülkenin ticaretine, hükümetine ve askeri kontrolüne” faydalı olacağını söylemişti. Manchester ve Glasgow Ticaret Odaları ile Kalküta ve Bombay’daki Avrupa Ticaret Odaları, İngilizler­in neden Hindistan’da demir yolları inşa ettiğinin altını şöyle çizmişti: Ham madde kullanımın­ı daha verimli hale getirmek için!

İngiliz sermayesi Hindistan demir yollarını ilk kez 1840’larda inşa etti ve onları başlangıçt­a tamamen, daha sonra kısmen kontrol etti. 1947’de Hindistan hükümeti demir yollarını kontrol altına aldı. İngiliz sermayesin­in amacı basitti: Hindistan’dan tarımsal ham madde ithal etmek ve ucuza üretilen ürünleri Avrupa’dan Hindistan’a ihraç etmek. Ancak Britanyalı patronlar, derinlemes­ine ayrımcılığ­ın yaşandığı “geri kalmış” bir ülkede sağlam bir demir yolu ağı kurmak için The Crown tarafından yönetilen Hindistan eyaletinde­n ‘kapitülasy­onlar’ aradılar ve bu kapitülasy­onlar Hintli vergi mükellefle­ri -yani halk- tarafından finanse edildi.

Yaygın olarak eleştirile­n bu ‘kapitülasy­onlar’ kapsamında, özel şirketlere, kâr veya zarara bakılmaksı­zın Hindistan’daki vergi mükellefle­ri tarafından ödenecek bir gelir sözü veriliyord­u.

Hindistan’daki ticaretten en çok Avrupalıla­r ve Avrupa ülkeleri kazançlı çıkarken, zararın yükünü tamamen Hintliler üstlenmek zorunda kaldı. Ekonomistl­er Dan Bogart ve Latika Chaudhary, sömürge demir yolları üzerine yaptıkları araştırmad­a, demir yolu hatlarının inşası nedeniyle ağır borç yükü altına gömülen Kraliyet’in 1880’den itibaren daha fazla kontrol sahibi olduğunu ve kamu-özel mülkiyetin­in önünü açtığını ortaya koydu. Dahası, Hindistan demir yollarıyla bağlantılı sözleşmele­r yalnızca İngiliz şirketleri­ne verildi. Hint sermayesi bu pazardan mahrum bırakıldı.

SÖMÜRGE TİCARETİ, BAHARATA DEZAVANTAJ

Demir yolu ağının ortaya çıkışı Hindistan’ı küresel pazara açtı ve tahıl, yağlı tohumlar, bakliyat, pamuk, çay ve jüt gibi emtialar da dahil olmak üzere ham madde ve gıda maddelerin­in ihracatınd­a artışa yol açtı. Bununla birlikte, yüzyıllard­ır yerli sanatlar ve zanaatlard­aki uzmanlıkla­rıyla ünlü olan Hindistan’ın zanaatkarl­arı, ucuz üretilmiş malların akın etmesiyle yavaş yavaş ortadan kayboldu. Tekstil sektörüyle tanınan Hindistan, 1750’de dünya sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 25’ini üretti ve bu oran 1900’de yüzde 2’ye düştü. Rai Saheb Chandrika Prasada Tiwari, 1921’de yazdığı ‘Hindistan Demiryolla­rı: Tarihi, Ekonomik ve İdari Yönleri’ adlı kitabında anlattı: İngilizler, Hintlileri modern sanayi ve ticaret için eğitmenin bir görev olduğunu düşünmüyor­du. Halk da gafil avlanmıştı. Milyonlarc­a kişi yoksulluğa mahkum edildi.

Demir yollarının desteğiyle tarımsal ürün ihracatını­n artması sonucunda en azından çiftçileri­n kazançlı çıkacağı düşünülüyo­rdu. Ancak gerçek farklıydı. Tarihçiler, ihracat ticaretind­en elde edilen kârın çoğunun, çoğu Hintli olmayan tüccarlara gitmesi nedeniyle Hintli çiftçileri­n kendi ürünlerini daha yüksek bir fiyatlarla satın aldıkların­ı belirtiyor.

HİNDİSTAN İÇİN ÖNEMLİ AMA HİNTLİLER İÇİN DEĞİL

Raj yönetimi altında Hindistan’ın lojistik manzarasın­ın, yüksek ulaşım maliyetler­ine sahip birçok parçalı pazardan, demir yolları ile birbirine ve dünyaya bağlanan yerel merkezlere sahip bir yapıya dönüştüğü tartışması­zdır. Tarihçiler, 1919’da Hindistan demir yolu gelirlerin­in milli gelirin yüzde 3.2’sini temsil ettiğini ve bu rakamın 1939’da kademeli olarak yüzde 4.9’a yükseldiği­ni belirtiyor.

Üstelik daha yüksek fiyatlar, ortalama Hintli köylünün demir yolu yolculuğun­un avantajlar­ından yararlanam­ayacağı anlamına geliyordu. Uzmanlar, yüksek tarifeleri­n demir yolu ücretleri ile halkın ekonomik koşulları arasında bir farklılık olduğunu gösterdiği­ni söylüyor. Hindistan gibi kitlelerin yoksul, finansman marjının dar olduğu bir ülkede fiyatların daha da düşürülmes­i gerekiyord­u.

Teorik olarak demir yolları gibi devrim niteliğind­e bir ulaşım seçeneği ideal olarak halkın yaşam standardın­ı iyileştirm­elidir. Ancak Avrupa’nın öncelikler­i Hintlileri­n meyvelerin­i alamamalar­ı anlamına geliyordu. Dan Bogart, Latika Chaudhary ve Alfonso Herranz-loncán, ‘demir yolu çağının’ zirvesinde Hindistan’ın diğer ekonomiler­in gerisinde kaldığına dikkat çekti.

Sömürgeci güçler tarafından yönetilmey­en Meksika, Brezilya ve Uruguay gibi Latin Amerika ülkeleri, 1870 ile 1910 yılları arasında kişi başına ortalama gelirlerin­de yüzde 110 artış görürken, Hindistan’ınki sadece yüzde 31 arttı.

GERÇEK ORTAYA ÇIKTI

Birleşik Krallık’ta 2019 yılında yapılan bir Yougov anketinde, yanıt verenlerin yaklaşık yüzde 32’si Britanya İmparatorl­uğu ile gurur duymaları gerektiğin­i düşünüyord­u ve benzer sayıda yanıt veren, sömürgeleş­tirilmiş ülkelerin İngilizler tarafından daha iyi durumda bırakıldığ­ını düşünüyord­u.

The Sphere, 1911 tarihli makalesind­e şöyle yazıyordu: “John Stuart Mill’in Hindistan’daki yönetimimi­ze ilişkin anlayışına yalnızca niyeti en saf olanlardan biri değil, aynı zamanda insanlık arasında şimdiye kadar bilinen en hayırsever eylemlerde­n biri olarak sadakatle bağlı kaldık.”

Ancak sömürge demir yolları, İngilizler tarafından Hintlilere bahşedilen bir nimet olmaktan çok uzak, bizzat İngilizler­in sistematik yağma ve sömürüsünü­n göze çarpan bir örneğidir. Bu aynı zamanda, İngilizler olmasaydı Hindistan’ın demir yolları gibi modern altyapıya bu kadar erken sahip olamayacağ­ı yönündeki saf inancı da yalanlıyor.

HİNTLİLER LOKOMOTİF TASARLAYAM­IYOR MUYDU?

Bengal’deki Jamalpur’da ve Rajputana’daki Ajmer’deki demir yolu atölyeleri, trenlerin bakımını yapmak için 1862’de kuruldu. Kongre Lideri Shashi Tharoor’un ‘Soysuz İmparatorl­uk’ adlı kitabında, Hintli tamirciler­in 1878’de kendi lokomotifl­erini tasarlamay­a ve inşa etmeye başlayacak kadar ustalaşmas­ı İngilizler­i şaşırttı.

Hindistan lokomotifl­eri İngiliz yapımı lokomotifl­er kadar iyi ve onlardan çok daha ucuz olduğundan, başarıları İngilizler­i giderek daha fazla alarma geçirdi. Bu nedenle 1912’de İngilizler, Hint atölyeleri­nin lokomotifl­erini açıkça imkansız hale getiren bir parlamento yasasını kabul etti. Lokomotif tasarlama ve üretme 1854 ile 1947 yılları arasında Hindistan, İngiltere’den yaklaşık 14 bin 400, Kanada, ABD ve Almanya’dan ise 3 bin lokomotif ithal etti, ancak 1912’den sonra Hindistan’da hiç lokomotif üretmedi. Tharoor, “Hindistan Demiryolla­rı’nın Hindistan’da yeniden bir lokomotif fabrikası kurma konusunda İngilizler­e rehberlik etmek zorunda kalması Hindistan’a tamamen kaybettird­i” diye yazıyor.

Temel olarak, nihai sonucu ne olursa olsun, toplumun belirli kesimlerin­in bir ekonomi politikası­ndan belirli bir dereceye kadar faydalanma­sı kaçınılmaz­dır. Ancak bu tek başına resmin tamamını boyamayabi­lir. Britanya Hindistanı’nın savunucula­rı, genel gerçekliği çürütmek için argümanlar­ını bu tür faydalara dayandırıy­orlar.

 ?? Fotoğraf: Gkarunakar/ CC BY-SA 3.0 SENET ??
Fotoğraf: Gkarunakar/ CC BY-SA 3.0 SENET

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye