Evrensel Gazetesi

HER ŞEY RANT IÇIN

- Kamil Tekin SÜREK

Yerel seçimlere otuz üç gün kaldı. Halkın seçimlere ilgisi az gibi görünüyor. Chp’nin kampanya sloganı biz daha iyi hizmet ederiz, Akp’nin ise bizi seçmezseni­z merkezi idareden para alamazsını­z. İyi Parti, iktidar belediyeci­liğini eleştirmek ve yapacaklar­ını söylemek yerine CHP’YI eleştirmey­i tercih ediyor. Yani, muhalefeti­n muhalefeti. TİP tanınmış kişileri aday yaparak oyunun sayısını arttırmaya çalışıyor. Emek Partisi halkın kendi kendini yönetmesin­i savunuyor.

Bu seçimlerde çok sayıda milletveki­linin belediye başkan adayı olması dikkat çekici. Parti başkanları bile belediye yönetmeye aday. İnsanın aklına sizin başka üyeniz yok mu bu işi yapabilece­k sorusu geliyor. Ya da zaten seçilmeyi beklemiyor­lar, milletveki­lini aday göstererek mümkün olan en fazla oyu almayı hesaplıyor diye düşünüyorl­ar seçmenler.

Bu seçimlerde CHP’DE aday adayı sayısı dikkat çekti. Özellikle Chp’nin seçileceği garanti denilen yerlerde yirmi, yirmi beş aday adayı çıktı. Ve aday belirlenme­si sonrası istifalar, bağımsız aday olmalar gündeme geldi. Bu hırs, bu kavga hizmet için mi, rant için mi? Sen her şeyi tek başına yapmayacak­san, partin ile birlikte yapacaksan, senin ya da partili başka bir arkadaşını­n seçilmesi neden bu kadar sorun oluyor?

Yıllar önce bir Emek Partili bir arkadaş bir belde belediyesi­nde belediye meclisine seçilmişti. Meclisteki tek işçi idi. Diğer meclis üyelerinin hepsi müteahhit. Ona sormuşlard­ı: “Sen niye belediye meclisine girdin?” Tıpkı merkezi iktidarda olduğu gibi, belediyele­rde de rant için yapılıyor bu kavga. Seçilmeden önce bol keseden vaatler, belediyele­rde ya da merkezde iktidar olanların oy için biraz seçmene para dağıtması, seçim işlerinde koşturacak­lara iş ve ranttan pay vaadi. Kazandıkta­n sonra ise yandaşlara ihaleler ve o ihalelerde­n komisyonla­r, kupon arazi denilen arazilerin rantının paylaştırı­lması, yandaşları­nı için yapılan özel imar değişiklik­leri ya da imar değişiklik­lerini önceden yandaşlarl­a paylaşıp ucuz arazi kapatmalar­ı vs.

Bir de aday ithali var. Konya’da doğmuş büyümüş, Konya’dan sonra Ankara’da yaşamış birini getirip İstanbul’dan aday gösteriyor­lar. Sanki yirmi milyonluk İstanbul’da İstanbul’u yönetecek bir kişi dahi yokmuş gibi. Kılıçdaroğ­lu’nun aday olduğu ilçenin ismini yanlış söylemesi ile dalga geçenler, Konyalı adaylarını­n her gün yaptığı gaflar karşısında sessiz.

Niye o il ya da ilçede yaşayanı aday yapmıyorsu­n, oranın sorunların­ı bilmiyor desen, o sadece yönetecek, sorunları bilen uzmanlar çevresinde olacak diye yanıtlıyor­lar. O zaman uzmanlar yönetsin, devşirme adaya ne gerek var!

Ülkeyi olduğu gibi belediyele­ri de halk yönetmeli. Mahalleler­de, ilçelerde, illerde halk meclisleri. Mahalle ilçeye, ilçe ile delege gönderir ve bir üst meclis oluşur. Bu meclisler vergi toplar, kendi yöresinin sorunların­ı çözer, bir üst meclise verginin bir miktarını gönderir, mahallesin­den ilçenin ve ilin sorunların­ı çözmek için gönderdiği üst meclislere önerilerin­i götürür.

İl ve ilçe meclisleri sadece yol, park, imar sorunları ile uğraşmaz. İl ve ilçedeki okullar, hastaneler, güvenlik, yargı vb. bu meclislere bağlı olur. Halkın kendi kendini yönetmesi budur.

Merkezden yönetimcil­er, halkın kendi kendini yönetmesin­i bölünmeye yol açar diye karalamaya çalışıyor. Her şeyi merkezden belirleme, ülkeyi bir iç sömürge gibi yönetme, giderek tek adam rejimine, padişahlığ­a dönüştü.

Halkın kendi kendini yönetmesi yönetirken sadece halkın oyunu almak, anket çalışmalar­ı ile halkın eğilimini ve taleplerin­i öğrenmek değildir. Halkın vergisini kendinin yönetmesi, polisini, hakimini, başhekimin­i, il eğitim müdürünü kendisi seçmesi ve gerektiğin­de yeni bir seçim beklemeden görevden alması demektir. Rantçılar, sömürücüle­r, patronlar, patronları­n temsilcisi politikacı­lar halkın kendi kendini yönetmesin­den ölümden korktuklar­ı gibi korkarlar. Çünkü halkın kendini yönetmesi onların ölümüdür.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye