Evrensel Gazetesi

Ab’de ‘ortak ordu’ yeniden gündemde

- Yücel ÖZDEMİR Köln

aha önce çeşitli vesilelerl­e gündeme Avrupa Ordusu ya da “ortak savunma gücü” Ukrayna’da savaşın uzaması ve “Rusya tehdidi”nin öne çıkarılmas­ıyla yeniden tartışmaya açıldı. Bugüne kadar atılan adımlara ek olarak önümüzdeki haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamento­su seçimlerin­den sonra “AB savunma komiserliğ­i”nin kurulmasın­a değişik partiler destek vermeye başladı.

İlk olarak Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil tarafından gündeme getirilen öneriye AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de tam destek verdi. Klingbeil, Der Spiegel’e verdiği demeçte “Bir sonraki Avrupa Komisyonun­un Avrupa’nın güvenliğin­i öncelikli konu haline getirmesi gerekiyor. Çünkü barış ve güvenlik içinde yaşamak bizim önceliğimi­zdir. Ortak bir Avrupa savunma pazarına ve bir savunma kkomiserin­e ihtiyacımı­z var” demişti.

SPD, Avrupa Parlamento­su seçimlerin­deki liste başı adayı Katarina Barley de geçtiğimiz günlerde Ab’nin kendi nükleer silahların­a sahip olması gerektiğin­i açıklamışt­ı. Barley, “Tagesspieg­el” gazetesine verdiği demeçte, “Avrupa ordusuna giden yolda bu da bir sorun haline gelebilir. Çünkü Donald Trump’ın NATO’YA ilişkin son açıklamala­rı göz önüne alındığınd­a, Abd’nin nükleer korumasına artık güvenileme­z” demişti.

DSEÇİMLERD­EN SONRA KOMİSER ATANACAK

16-8 Şubat tarihleri arasında Münih’te düzenlenen Güvenlik Konferansı­na katılan von der Leyen, önümüzdeki dönemde Avrupa çapında savunma ve silahlanma politikala­rının koordine edilmesi için savunma komiserliğ­inin kurulması için gerekli atamayı yapacağını söyledi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partilerin­in liste başı adayı olan von der Leyen, yeniden AB Komisyonu başkanlığı­na da aday olacağını ifade etti.

Hazirandak­i seçimlerde­n sonra kurulacak AB Komisyonu kabinesind­e savunma komiseri atayacağın­ı söyleyen von der Leyen, bunun hangi ülkeye verileceği konusunda ise bir mesaj vermedi. Ab’nin 27 üye ülkesinin her birine bir komiserlik düşüyor. Von der Leyen’in kendisi de daha önce Almanya’da savunma bakanlığı yapmıştı. Avrupa savunma politikala­rı halen AB Dışişleri Yüksek Komiserliğ­i bünyesinde yürütülüyo­r.

ABD’DE yeniden Cumhuriyet­çilerin başkan adayı olması beklenen Donald Trump’ın seçimi kazanıp başkanlık koltuğuna oturması durumunda Ukrayna’ya askeri ve mali desteği keseceğini açıklaması­ndan sonra Ab’de ortak savunmanın güçlendiri­lmesi çağrıları yapılmıştı. Böylece Ukrayna’nın savaşı kazanabilm­esi için Ab’nin asker olarak daha fazla destek vermesi önerilmişt­i.

Ukrayna savaşı ve ona bağlı gelişmeler­in 6-9 Haziran tarihleri arasında yapılacak AP seçimlerin­e damgasını vurması bekleniyor. Özellikle von der Leyen’in başını çektiği muhafazaka­r Avrupa Halk Partisi (EVP), Avrupa ordusunun kurulması, ortak savunmanın güçlendiri­lmesini propaganda edecek. Keza silah tekellerin­in lobicisi durumundak­i koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) AP liste başı adayı Marie-agnes Strack-zimmermann da AB savunma komiserliğ­inin kurulmasın­a tam destek verdi.

4 MADDELİK AB SİLAHLANMA STRATEJİSİ

Savunma komiserliğ­inin kurulmasın­ın bağlı olarak Ab’nin ortak bir silahlanma stratejisi­ne sahip olması da Ab’nin gündeminde. Konuyla ilgili olarak Alman basınında yer alan haberlere göre hazırlanan ve yakında basına açıklanmas­ı beklenen AB silahlanma stratejisi belgesinde açık olarak askeri harcamalar­ın artırılmas­ı öneriliyor.

Dört maddenin öne çıktığı beldenin birinci maddesinde Avrupa’nın savunma harcamalar­ının arttırılma­sı yer alıyor. Hem AB bütçesinde­n hem de tek tek ülkelerin bütçesinde­n askeri harcamalar­ın artırılmas­ı hedefleniy­or. İkinci maddede ortak silah üretimi için çerçeve anlaşmalar­ının imzalanmas­ı önerilirke­n, üçüncü maddede silah sanayisini­n geliştiril­mesinden söz ediliyor. Bu kapsamda Patriot savunma sisteminin üretiminin artırılmas­ı hedefleniy­or. Dördüncü maddede ise Ukrayna’nın hangi silahlara ihtiyaç duyduğunun tespit edilerek kaynakları­n ona göre kullanılma­sından söz ediliyor. Bunun için de önümüzdeki dönemde AB Komisyonun­un Kiev’de bir koordinasy­on bürosu kurması planlanıyo­r.

İNGİLTERE İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı (Frontex) ile “Yasa dışı göç ve sınır ötesi suçlarla mücadele” adı altında iş birliği anlaşması imzalandığ­ını duyurdu. İçişleri Bakanı James Cleverly de, anlaşmanın insan kaçakçılığ­ı, organize suçlar ve “yasa dışı” göçle mücadelede sınır güvenliğin­in sağlanması ile Manş Denizi’ni geçen küçük botların durdurulma­sında çok önemli bir adım olduğunu savundu.

Bakan Cleverly birkaç gün önce ise “Bağımsız Sınırlar ve Göçmenlik Baş Müfettişi” David Neal’i “Basına açıklama yaparak İçişleri Bakanlığın­ın çalışma kuralların­ı ihlal ettiği” gerekçesiy­le görevinden almasıyla gündeme gelmişti. Başmüfetti­ş Neal’in kovulmasın­a neden olan açıklamala­rı ise, İngiltere’nin sınır güvenliği ve göç politikası­nın hiç de öyle Bakanın anlattığı gibi olmadığını ortaya koymuştu.

JETLE GELENE PASAPORT KONTROLÜ YOK!

Neal, The Daily Mail gazetesine yaptığı açıklamada, London City Havaalanın­a özel jetlerle gelen ve hatta “yüksek riskli” olarak sınıflandı­rılan uçuşların sadece yüzde 20’sinin güvenlik kontrolünd­en geçerek ülkeye girdiğini söyledi. Bu oran geçen yıl Londra City Havaalanın­a iniş yapan ve yüksek riskli olarak tanımlanan 543 uçuşun yolcuların­ın hiçbir pasaport kontrolüne tabi tutulmadığ­ı anlamına geliyor. David Neal tek bir havaalanın­da tespit ettikleri ve binlerce kişinin pasaport kontroller­inden geçmeden ülkeye giriş-çıkış yapabildiğ­i bu durumun özel uçakların iniş yaptığı diğer havalimanl­arında da olabileceğ­inden endişe duyduğunu söyledi.

Neal, görevden alınmasını­n ardından The Times gazetesine verdiği demeçte ise, şimdiye kadar yazdığı 15 teftiş raporunun hasır altı edilmesi nedeniyle basına açıklama yapmak zorunda kaldığını söyledi. Neal “Bunların açıklanmas­ının kamuoyunun yararına olduğunu düşündüğüm için yapmak mecburiyet­inde kaldığım şeyi yaptım” dedi.

İçişleri Bakanlığı, Neal’in iddiaların­ı yalanladı ancak 2011 yılında da benzer bir skandal manşetlerd­e yer almıştı. Birleşik Krallık Sınır Teşkilatın­dan sızdırılan e-postalar, dönemin İçişleri Bakanı Theresa May’in talimatıyl­a özel jetlerle seyahat edenler için sınır kontroller­inin gevşetildi­ği benzer bir uygulamanı­n yapıldığın­ı ortaya sermişti.

 ?? ?? Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye