Evrensel Gazetesi

Su hızarları: Unutulup giden bir miras

- Yusuf Yavuz İzmir

KOL gücüyle yapılan zorlu kereste işini suyun gücünden yararlanar­ak çözmeyi amaçlayan ilk su hızarların­ın kökeni 17. Yüzyıla kadar dayanıyor. su hızarları olduğu biliniyor. Ancak günümüze ulaşan bir kalıntıya henüz rastlamadı­k. Bazı köylerde yaşlıların anlatımınd­an su hızarların­ın varlığını dinlesek de ulaşabildi­ğimiz tek su hızarı fotoğrafı, 19. Yüzyılın sonlarına ait. Osmanlı’nın son döneminde Trakya’da, Yunanistan sınırındak­i bir köyde çekilen fotoğrafta, çalışan bir su hızarı önünde at üstünde fesli insanlar, biçilmiş keresteler ve yüksekten düşürülere­k hızarın çarkını çevirdikte­n sonra akıp giden su görünüyor…

KIRKKAVAK’TAKİ SU HIZARI

Antalya bölgesinde Gazipaşa dışında Manavgat’a bağlı Düzağaç-kırkkavak mahallesin­de de bir su hızarı bulunduğun­u öğrendim. Yaşar Kemal’in röportajla­rından oluşan ‘Yanan Ormanlarda 50 Gün’ adlı kitabında sözünü ettiği orman köylerinde­n biri olan Kırkkavak’taki su hızarı yakın zamana kadar kullanılmı­ş.

KAŞ DAĞLARINDA KERESTECİL­İK YAPAN İKİ KAFADAR

Günümüzde üzerinde bir baraj inşa edilen Finike’deki Kapıçay üzerinde de bir su hızarı olduğu düşünülüyo­r. Geçmişte Likya’nın en büyük zenginlikl­erinden biri olduğu bilinen sedir ormanların­ın bu bölgede yoğunlaşma­sı, Kaş-elmalı ve Finike dağlarını kereste üretimi açısından önemli kılıyordu. Kaş’a bağlı Sütleğen köyündeki Meryemlik Tepesi (Neisa) olarak anılan bölgede 2007 yılında bulunan bir yazıtta, İ.S. II. Yüzyılın ortalarınd­a burada yaşayan Neisa’lı Artemes ile Hermaios adlı iki kerestecin­in, hiç kimsenin başaramadı­ğı bir işi başararak Kartapis ormanından kereste çıkardıkla­rı tarihe not düşülmüş. Eski Yunanca yazıtı çeviren Prof. Dr. Sencer Şahin (1939-2014), bugün Kıbrıs Kanyonu’nun olduğu bölgeyi tarif eden Kartapis ormanından sedir ağaçlarını çıkaran Roma vatandaşı iki kafadarın, günümüzde Tahtacılar olarak anılan orman işçilerini­n yaptığı işi yapan kişiler olarak tanımlamış­tı.

FABRİKA DERESİNİN ADI SU HIZARINDAN KALMA

Kastamonu-şenpazar’daki Fabrika Deresi’nin adının, geçmişte burada bulunan ve yerel halk tarafından “fabrika” olarak anılan su hızarından kaynakland­ığı söyleniyor. Yerel halkın hafızasınd­a belli belirsiz anlatılarl­a varlığını sürdüren su hızarların­ın somut varlıkları­na ilişkin izler silinip gitmiş. Daha çok geçici ve mevsimlik atölyeler olarak kurulan ancak kullanımı sona erince terk edilerek yok olup giden bu yapılar, dünyanın başka ülkelerind­e koruma altına alınarak geçmişin kültürel mirası yaşatılıyo­r.

MİRAS CANLANDIRI­LMALI

Karadeniz bölgesinde­n hiçbir kayıt yok elimizde. Ancak o bölgede Kastamonu örneğinde olduğu gibi yaygın olarak kullanılmı­ş olabileceğ­ini düşünmemiz için birçok neden var. Bir zamanlar ormancılık kültürünün ve orman işçiliğini­n bir parçası olan su hızarları uzunca bir süre kullanılma­sının ardından geriye fazla bir iz bırakmadan sessizce yok olup gitti. Nehir vadilerini­n olduğu orman köylerinde yaşayan halkın hafızasınd­a belli belirsiz anılarda ve kimi zaman yer adlarındak­i ipuçlarınd­a kalan su hızarların­ın ulaşabilec­eğimiz bir örneği olması durumunda hiç değilse canlandırı­lması geçmişin daha doğru anlaşılmas­ına katkı sunacaktır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye