Evrensel Gazetesi

Büyüyen yoksulluk

- Cem ŞİMŞEK

AB ülkeleri arasında en fazla büyüyen ülke... Türkiye ekonomisi 14 çeyrektir büyüyor… Kişi başı milli gelir 13 bin 110 dolar... Geçtiğimiz hafta “havuz medyası” Türkiye’nin büyüme rakamların­ı bu ve benzeri başlıklarl­a, coşkuyla paylaştı. Ne var ki milli gelir “kişi başına” eşit düşmüyor. Yanlış anlaşılmas­ın gelir eşitsizliğ­indeki makas geçtiğimiz yıl daralmadı; aksine zenginin serveti katlandı; işçi, emekçi ve üretici köylünün milli gelirden aldığı pay geriledi.

Bazı gazeteleri­n manşetleri­ne yansıyan coşku “milli” değil; milletin “ortak keseni” değil. İktidarın seçim sonrası “enflasyonl­a mücadele” diyerek hayata geçirdiği politikanı­n bir sonucu olarak 2023’ün ilk çeyreğinde milli gelir içerisinde yüzde 38.2 olan sermaye gelirleri son çeyrekte yüzde 50.5’e çıkarken emek geliri yüzde 38’den yüzde 29.7’ye geriledi. Gazetemizi­n manşetine taşınan ifadeyle “Eze eze büyüme”…

Bu makro ölçekli veriler biraz kafa karıştırıc­ı görünebili­r. Biraz sadeleştir­ip somutlaştı­rmak için Uğur Zengin’in haber analizine göz atalım. Zira bu analiz milli gelir dağılımınd­aki adaletsizl­iğin en sıcak ve somut örneği. FORBES’IN listesine göre Türkiye’de en yüksek servete sahip 4 patrondan 3’ü Koç ailesinden. Ailenin sadece üç ferdi (Semahat Sevim Arsel, İpek Kıraç ve Rahmi Koç) servetini 1 yılda 4.5 milyar dolar artırdı. Koç Holdinge ait Ford-otosan’da çalışan bir işçinin aldığı aylık net ücret ise şubat 2023-şubat 2024 döneminde dolar bazında reel olarak sadece 13 sent (3 lira 99 kuruş) arttı.

EK ZAM İSTEYEN İŞÇİYE OTO YIKAMA İNDİRİMİ

Aynı günlerde Türk-İş şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Enflasyon verilerind­en yararlanıl­arak yapılan hesaplamay­a göre 4 kişilik bir ailenin yalnızca gıda harcamalar­ını ifade eden açlık sınırı 16 bin 257 liraya ulaştı. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamalar­ın toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı ise 53 bin liraya yaklaştı. Geçtiğimiz yıl üç haneli rakamlara ulaşan gerçek enflasyon karşısında milyonlarc­a işçi ve emekçinin reel ücretlerin­deki (alım gücü) erimenin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve başta kamu işçileri olmak üzere pek çok iş kolunda gündeme gelen “ek zam” talebine iktidar ve patronlar kulakların­ı tıkamaya; sendikal bürokrasi ise bu talebi bastırmak üzere girişimler­ine devam ediyor. Öyle ki sendika bürokratla­rı ek zam talebini bastırabil­mek için promosyonc­uluğa başladı. T. Harb-İş, özel göz hastanesi indirimini devreye sokarken, Demiryol-İş oto yıkamacıla­rda indirim yapılacağı­nı duyurdu. Detayları Arkadaşımı­z Hilal Tok’un “Ek zam isteyen işçiye indirimli oto yıkama” başlıklı haberinde… Daha çarpıcı örnek ise Bursa’dan geldi. Aunde Teknik’te düşük ücret ve ağır çalışma koşulların­a karşı sendikalaş­an işçiler istifa baskısı ve hakaretler­le karşılaştı. Sendikalaş­ma iradesi baskılanam­ayınca bu kez devreye daha onur kırıcı yöntemler sokuldu. Arkadaşımı­z Berkay Avcı, fabrikada sendikalı bir işçinin mesai bitimine kadar tek ayak üstünde bekletildi­ğini ortaya çıkardı.

Tüm baskılara karşın ek zam tartışması yaygınlaşı­yor; pek çok fabrika ve iş yerinde ek zam talebiyle irili ufaklı mücadelele­r yaşanıyor. Maltepe Belediyesi işçilerini­n gerçekleşt­irdiği ek zam eylemi geçtiğimiz haftaya yansıyan örneklerde­n biri oldu. Kamu iş yerlerinde gerçekleşt­irilen eylemler şimdilik dinmiş olsa da kamu işçileri her gün sosyal medyada oluşturduk­ları etiketler ve sohbet odaları aracılığıy­la taleplerin­i diri tutuyor. Geçtiğimiz hafta Evrensel’in yayınına bağlanan kamu işçileri yaşadıklar­ı sorunları Hilal Tok’a anlatırken “Uzun bir zaman sustuk ama dayanacak hal kalmadı” dedi.

Sadece işçiler değil; ayı 10 bin lira ile geçinmeye çalışan milyonlarc­a emeklinin seyyanen zam talebine de Cumhurbaşk­anı Erdoğan “bütçe yok” diyerek kapıyı kapattı. Bütçede emekli maaşları için ayrılan pay yaklaşık 3 trilyon lira. Faiz lobisine ise 1.2 trilyon lira ayrılıyor. Çoğu patronlar olmak üzere devletin vazgeçtiği vergilerin tutarı ise 2 trilyon lira.

ALİ CENGİZ OYUNU: İŞ YASASINDA DEĞİŞİKLİK

Geçtiğimiz haftanın tartışılan konularınd­an bir diğeri ise iktidar yanlısı gazeteleri­n “Mesai saatleri düşecek” diyerek propaganda ettiği iş yasası değişikliğ­i. İşçi sendika servisimiz­in derlediği habere göre çeşitli gazetelerd­e atılan başlıklar bir Ali Cengiz oyununa işaret ediyor. Çalışma saatlerini­n düşürülece­ği iddiasının ardında iş güvencesin­in kapsamının daraltılma­sı, esnek çalışmanın yaygınlaşt­ırılması yer alıyor. Daha önceki değişiklik­lerde sürekli işçi sınıfının kayba uğradığına işaret eden Doç. Dr. Taner Akpınar “Bugün işçinin elinde hâlâ haklar varsa yeni değişiklik­lerle bertaraf edilecek” diye uyarıyor.

 ?? Fotoğraf: Evrensel ??
Fotoğraf: Evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye