GAZZE’DEKİ YİYECEK BOMBARDIMANI UTANÇ VE AŞAĞILANMANIN ZİRVESİDİR
SALI günü dünyanın dikkatini iki olay çekti, bunlardan ilki ve en önemlisi: Ameri kalı genç bir pilot, işgal devletinin Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği katliamları pro testo etmek için ülkesindeki İsrail Büyükel çiliği önünde kendini ateşe verdi ve tüm dünya bu gencin vücuduna gazyağı dök mesini ve ardından “şehit olana” kadar kendini yakmasını izledi. Utanmaz bir gös teriş ile karakterize edilen ve ses ve gö rüntülerle de belgelenen ikinci olay ise, üçü Ürdün, diğerleri Birleşik Arap Emirlikle ri, Mısır ve Fransız askeri C-130’ları olmak üzere gıda malzemesi yüklü altı uçağın Amerika Birleşik Devletleri tarafından gön derilmesiydi.
İlk olay tüm sosyal medyada en çok iz lenen olay oldu ve izlenme sayısı yüz mil yonlara, hatta daha fazlasına ulaştı. Genç Amerikalı, özellikle ülkesinin vatandaşları arasında eşi benzeri görülmemiş bir küresel sempati topladı ve “şahadeti” ülkesinin hü kümetine ve yaklaşık beş aydır Gazze Şeri di’nde soykırım ve etnik temizlik savaşı yü rüten işgal devletine şok edici bir darbe ol du. Yaklaşık beş aydır Gazze Şeridi’nde 30 binden fazla şehit ve 100 binden fazla yaralı verildi, yaklaşık iki milyon insan yerinden edildi ve evlerinin yüzde 86’sı yıkıldı. İkinci olay olan, Gazze Şeridi’nde açlık çeken in sanlara havadan “insani yardım” atılması ile ilgili tepkiler gelince; azınlık destek ve memnuniyetlerini ifade ederken, çoğunluk için eleştiri ve alay konusu oldu.
Saf ve masum insani hedefleri ve sahip olduğu uzlaşma açısından açık ve net ol duğu için ilk olayı bir kenara bırakıyor ve birkaç kilit noktada kafa karışıklığı, şüphe ve kuşku uyandıran ikinci olaya odaklanı yoruz:
Birincisi: Bir kısmı uzun bekleyiş nede niyle son kullanma tarihleri geçen yüz bin lerce ton gıda ve tıbbi malzeme taşıyan İn sani yardım yüklü 2 bin 300’den fazla kam yon kapalı Refah Sınır Kapısı’nın önünde beklediği bir dönemde bu gösterişli hava indirmesine başvurulması
İkincisi: Bırakılan toplam yardım ve ha zırlanan yemek miktarı 46 tonu geçme mektedir ki bu da ancak birkaç yüz kişiye ve sadece bir öğüne yetmektedir.
Üçüncüsü: Bu altı askeri uçak Gazze Şeridi’nin hava sahasına işgal devletiyle koordinasyon halinde ve belki de yalvar yakar onun onayını alarak girmiştir; yani bu, bölümleri üzerinde önceden anlaşılmış ve geçersiz kılınmış bir “oyundur”.
Dördüncüsü: Bu adım, zaten açlıkla karşı karşıya olan ve bir buçuk milyondan fazlası çadırlarda çok kötü koşullarda ya şayan Gazze halkı için geçici veya kalıcı bir çözüm sağlamadı. Aksine, bu çıkarma tam tersini yaptı: İşgal kasaplarının ve yürüt tükleri soykırım eylemlerinin ekmeğine yağ sürdü ve onlara insani bir dokunuş kata rak uluslararası baskıyı hafifletti ve onları dünyaya uysal, iş birlikçi ve insancıl bir ku zu olarak sundu.
Beşincisi: Uçakları bu hava indirme operasyonuna katılan üç Arap ülkesi (Mısır, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri) işgalci devletle normalleşen ülkeler arasında yer alıyor. Dört aydan fazla süren kan dökül mesinin ardından ancak 46 ton yiyecek sağlayabildiler. Güney Afrika, Kolombiya, Bolivya, Şili ve Venezuela gibi Arap ve İslam dışı ülkelerin yaptığı gibi hiçbiri ilişkilerini kesmediler ve protesto amacıyla başkent lerindeki İsrail Büyükelçiliğini kapatmadılar.
Altıncısı: Gazze Şeridi’nden siyasi ve ah laki olarak sorumlu olan büyük Mısır’ın bu operasyonda sağladığı veya bıraktığı tek şey, resmi açıklamalara göre, kötü hazır lanmış ve kötü uygulanmış olduğunda ıs rar ettiğimiz 10 tondu. Refah Sınır Kapısı’nın kapatılması ve İsrail’in tüm koşullarına bo yun eğilmesi konusunda en büyük sorum luluğu taşıyan Mısır, büyüklüğü, statüsü ve sorumluluklarıyla kıyaslandığında neden bu çok ama çok küçük adıma ihtiyaç duy maktadır?
Yüz binlerce aç insanın, iki ya da üç gündür tek lokma ekmek yemeyen ve su kirliliği nedeniyle hastalık ve salgınlarla bo ğuşan çocuklarını doyurmak için gök ten düşen yemekleri soluk soluğa top ladığını, hastanelerin tamamen yıkıldı ğını ve ilaç yokluğunu gören herkes şok olur, utanır ve üzülür. Çünkü bölge ve belki de tüm dünya tarihinde daha önce böyle bir şey yaşanmamıştır. Çünkü bölge ve belki de tüm dünya ta rihinde eşi benzeri görülmemiş bir du rumdur, aşağılanma ve alçalmanın zir vesidir ve üç Arap ülkesinin hükümet lerinin medyada övünmesi çok utanç vericidir.
Bu kadar küçük bir adımla silahla rın, paranın, orduların ve Amerika’ya sadakatin sahibi olan üç Arap ülkesi hükümetlerinin medyada övünmeleri, böbürlenmeleri ve gözlerinin önünde trajedinin zirvesini yaşayan kardeş bir halka karşı görevlerini yerine getirdik lerine, vicdanlarını temizlediklerine ve tüm sorumluluklarını üstlendiklerine inanarak kendilerini tamamen tatmin olmuş hissetmeleri ve belki de gurur duymaları çok utanç vericidir.
Bu, bunu üstlenen hükümetleri ren cide eden ve Gazze Şeridi’ndeki maz lum, kuşatılmış ve açlık çeken Filistin halkı için çok az şey ifade eden utanç verici bir gösteridir. Aynı zamanda bu, bir yandan bu yapay Arap resmi çare sizliği ve diğer yandan İsrail’in kanlı küstahlığı karşısında halklarının öfke sini hafifletmek için başarısız bir giri şim olarak daha fazla aşağılama, kü çük düşürme ve hatta sömürme anla mına gelmektedir.