SUDAN TRABLUS’TA... NEDEN ŞİMDİ?
LIBYA Ulusal Birlik Hükümeti (GNU), Sudan’daki çatışmanın tarafları arasında ara buluculuk yapma ya çalıştığını resmi olarak açıklamadı, ancak geçtiği miz pazartesi günü Sudan Egemenlik Konseyi Baş kanı Abdülfettah Burhan’ı ağırlaması ve ardından Hızlı Destek Güçleri Başkanı Muhammed Hamdan Dagalo’yu (Hemedti) konuk edecek olması bunu açıkça gösteriyor.
Ancak, kendi ülkesinde şiddetli bir çatışmanın ortasında kalan bir hükümetin, kendi ülkesindekine benzer bir duruma ne gibi çözümler sunabileceği sorusu hâlâ yanıt bekliyor. Sosyal medya üzerinden bir takipçinin “Bu hükümetin kendisine ve kendi ül kesindeki çatışma durumuna odaklanması daha iyi olmaz mı?” sözleri sosyal medya platformlarında di le getirilen pek çok soruyu özetliyor.
Trablus’taki hükümetin Sudan’daki çatışmanın herhangi bir tarafının yanında yer alan net bir tutum açıklamadığı doğrudur. Ancak Burhan’ı ağırlaması, Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı sıfatını taşıyan mevkidaşı Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Manafi tarafından törenle karşılanması ve ardından
Manafi’nin Burhan ile düzenlediği ortak basın toplan tısında iki ülke arasında daha önce varılan anlaşma ların aktif hale getirildiğini açıklaması, Burhan’ın egemenliğinin ve konseyinin meşruiyetinin tanındığı nı göstermektedir.
Libya ve Sudan’daki krizler birbirine benzemek tedir ve Libya’da zorlu müzakereler sonucunda ateş kes sağlanmıştır. Bu müzakerelerin siyasi ortaklık inancından kaynaklanmadığı, Trablus’ta bir buçuk yıldır devam eden savaşın sonuçlarının dayattığı ve başta Türkiye ve Rusya olmak üzere dışarıdan mü dahale eden askeri güçlerin dengesi nedeniyle hâlâ devam ettiği bilinmektedir.
Trablus girişimi, Sudan’daki çatışmanın her iki ta rafının da rızasıyla ateşkes dayatmak için arkasında uluslararası bir fikir birliği ile Sudan’da uzun süreli çatışmaların durdurulması için yeni bir başlık mı ola cak?
Özellikle de Burhan’ın, Hafter’e yakın olan ve Haf ter’in politikalarına ters düşecek ya da en azından durumunu tehdit edecek ve onun Sudan’daki olay larla ilişkisini ortaya çıkaracak bir tutum almayacak olan Duqlo’nun kendisinden sonra Trablus’u ziyaret edeceğini çok iyi bilmesine rağmen bu daveti kabul etmesi, durumun böyle olduğunun bir işaretidir.