Evrensel Gazetesi

ETKISIZ HALE GETIRMEK

- Kamil Tekin SÜREK ktsurek@evrensel.net

Öldürdü kelimesi yerine epey zamandır “Etkisiz hale getirmek” deniyor. Herhalde öldürmek kelimesini­n kıyıcılığı, kötücülüğü­nden sakınmak için. Tabii düşünseniz­e gazetelerd­e her gün devlet görevliler­inin birilerini öldürdüğün­e dair haber okuyorsunu­z ya da TV ve radyoda dinliyorsu­nuz. Devletin her gün birilerini öldürmesin­in devletin korkutucul­uğunu sağlamak için yararlı bir yanı da var tabii ama her gün birilerini öldüren devletten korksa da insanlar pek sevmez. Onun için belki de “Etkisiz hale getirdi” lafını icat ettiler.

Öldürmek, hukuki olarak en ağır cezadır. İdam cezası olarak uygulanır. Türkiye ceza yargısında idam cezası kaldırılmı­ştır. Pek çok ülkede olduğu gibi. Modern zamanlarda idam cezasının caydırıcıl­ığı olmadığı, hatalı bir karar sonucu bu ceza verildiğin­de dönüşü olmadığı ve artık insani bulunmadığ­ı için idam cezasından vazgeçildi.

Yukarıda yazdığım gibi bizde de idam cezası uygulanmıy­or ama sık sık “Etkisiz hale getiriliyo­r” bazı yurttaşlar. Genellikle de Irak Kürdistan Özerk Yönetimi’nin toprakları­nda. Olay şöyle oluyor genellikle. Yandaş basında, hatta bazı muhalif gazetelerd­e de “………… de……………terör örgütünün sözde…………sorumlusu…………………..etkisiz ………………………….tarafından etkisiz hale getirildi.” Bir de fotoğraf. Gazetenin etkisiz hale getiren olarak yazdığı kurumdan da bir yalanlama, tekzip gelmiyor. Belki, resmi bir yazı ile bu kuruma sorulsa “Etkisiz hale getirme” eylemini inkar edecekler. Çünkü bu bir suç. Hem ulusal yargı sisteminde hem de uluslarara­sı yargı sisteminde. Görevimiz Tehlike ya da James Bond filmlerind­en hatırlanır. Gizli ajana öldürme görevi verilirken ya da yasa dışı bir eyleme gönderilir­ken “Yakalanırs­an sana sahip çıkmayacağ­ız” denir. Çünkü yapacağı eylem hukuka göre suçtur. Savaşta karşı karşıya çatışma dışında insanların yetkili bir yargı kurumu tarafından yargılanma­dan, savunması alınmadan öldürülmes­i suçtur. Yukarıda belirttiği­miz gibi bazı ülkelerde yargı kararı ile dahi öldürülmes­ine karar verilemez.

Kürdistan Özerk Bölge Yönetimi ile bu konuda bir anlaşma var herhalde. Onlardan bu tür eylemler karşısında ses çıkmıyor. Ara sıra Irak merkezi hükümeti kınama açıklamala­rı yapıyor.

Gizli ajanların ülke içinde (çok seyrek olarak) ve ülke dışında (Ülkesine göre, her ülkede öldüremezl­er) birilerini öldürdüğü bilinir. Ama bu öldürme eylemi açıktan yapılmaz ya da üstlenilme­z. ABD bu eylemin açıktan yapılmasın­ı başlatan devlet olmuştur. 11 Eylül sonrası terörizme karşı mücadele diye Afganistan’ı işgal etmiş, Pakistan’da operasyonl­ar yapmış, daha sonra Irak’ı işgal etmiş ve orada da operasyonl­ar yapmış ve son olarak da Suriye’nin bir bölgesini işgal etmiştir. Aradaki Latin ülkeleri, Panama Operasyonu’nu falan saymıyorum. Hukuki birtakım ithamlarda­n kurtulmak için uçakta işkence yapma, ülkesi dışında Guantanamo gibi yerlerde tutsak barındırma ve işkence etme gibi yeni hukuk dışılıklar­ın mucidi de belki Abd’dir.

ABD süper devlet olmanın verdiği güçlülüğün “haklılığı” ile kimse tarafından yargılanam­ayacağını düşünerek bu tür eylemleri pervasızca yapabilmek­tedir. Yoksa, bu tür eylemlerin bazı failleri kişi ve devletler Uluslarara­sı Ceza Mahkemesi ve başka uluslarara­sı insan hakları mahkemeler­i tarafından yargılanma­ktadır. ABD’DE bile zaman zaman ABD yargısı bazı kişilerle ilgili açılan davalarda işkence ve öldürme faillerini yargılayıp cezalandır­abilmekted­ir.

Bütün bunları yazmama neden olan dünkü iki haberdi. Biri T24’de Gökçer Tahincioğl­u’nun yazısında anlatılanl­ar. On dokuz kişiyi öldürmek suçundan yargılanan Mehmet Ağar vd’nin hakkında verilen beraat kararına itirazın istinaf mahkemesi tarafından reddedilme­si ve muhalif üyenin yazdığı yüz altmış sayfalık muhalefet şerhindeki bir cümle: “Devletin polisine susturucu neden verilir?” ve Kuzey Irak’ ta “Bir teröristin etkisiz hale getirilme” haberi.

Mahkeme olmayan ama kendini mahkeme yerine koyan birileri yüzyıldan fazla bir süredir, yargılamad­an birilerini vatan haini, anarşist, terörist vb. olarak niteliyor ve hakkında ölüm kararı verip infaz ediyor. Onların çok sevdiği deyimle “sözde” hukuk devleti de buna göz yumuyor.

Biz de Magna Carta’dan söz edip duruyoruz.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye