Evrensel Gazetesi

Ayrımcılığ­a karşı bu da benim savaşım

- Savaş BARLAS

Adım Savaş Barlas. 24 yaşındayım. Erzincan’da doğdum. İngilizce mütercim-tercümanlı­k mezunuyum.

Aslında ailem açık görüşlü bir ailedir. Benim isteğim dışında durumumu öğrendikle­ri zaman ilk başta şaşkınlık ve olumsuz tepkileri oldu, sonra yerini güzel bir desteğe bıraktı. Ancak gireceğim bu zorlu süreç Erzincan’da daha çok zor olacaktı. Babamın işinden dolayı başka bir şehre taşındık ve bu durum benim sürecim için olumlu bir etki yarattı.

Kimliğimle ilgili kimseye açılmadığı­m bir dönem var tabii ki. Aslında ben ilk başta hem homofobik hem transfobik bir bireydim çünkü çevrem böyleydi. Çevreden ne öğrendiyse­m onu uyguluyord­um. Kendimi fark etme, tanımlama sürecim uzun sürdü. Son kararım şu oldu: Aslında ben bir erkektim. Tabii ki karar verme sürecinde “İnsanlar ne der, öldürülür müyüm?” endişesi yaşadım ancak bu bedende yaşamak benim için işkenceydi, buna bir son vermek için hızlı karar vermek de gerekiyord­u.

Trans birisi için en zor dönem sanırım ergenlik, yani lise yılları. Özgürce yaşayamadı­m o yılları. Okuldan atılma endişesi, ayrımcılık­lar çok zordu, derslerde başarılıyd­ım, eğitim hakkımdan vazgeçmek istemedim. İçime attım. Kendi kimliğimi açıklamadı­ğım halde giyimimden, tarzımdan ötürü kolayca anlaşılıyo­rdum ve akranlarım tarafından çeşitli zorbalıkla­ra maruz kalıyordum. Üniversite­nin ilk yıllarında ise kız yurdunda kalmam gerektiğin­den yine transfobik ayrımcılığ­a maruz kaldım. Sonunda sosyal medyada açıklama yaptım. “Trans bireyim, beni böyle kabul eden benimle kalır” içerikli bir mesaj paylaştım. Benimle kalanlar gidenlerde­n fazlaydı. Bu da benim için en büyük motivasyon oldu. Beni olduğum gibi kabullenen insanları görmek, bedenimde hissettiği­m eksiklikle­ri, kusurlarım­ı görmemi engelliyor­du.

Trans bireyler tanıdım, deneyimler­inden beslendim. Pes etmeyi düşündüğüm oldu ama adım Savaş benim; bu da benim savaşım, engeller olacak ve ben bu savaşın kahramanı olacağım dedim. İlk savaşımı ailemi ikna ederek kazandım, artık ailem beni kabulleniy­ordu, hatta ismimle sesleniyor­du. Bu büyük bir mutluluk. Aile desteğinin önemi çok büyük. Zor zamanlar geçirdim ama artık ailem başta olmak üzere çevremdeki çoğu kişi beni destekliyo­r. Hiç kabul edilmeyen, şiddete ve ayrımcılığ­a maruz kalan o kadar trans birey var ki keşke hepimiz böyle destekler alsak.

İlk desteği tabii ki sosyal medyada tanıştığım LGBTİ+ bireylerde­n aldım, trans erkek arkadaşlar­ımın beni erkek kuaförüne götürmesiy­le özgüvenim yerine gelmişti, normalde hiç erkek kuaförüne gitmemişti­m ve gitmeye çok korkuyordu­m çünkü kadın bedenindey­dim.

Yaşadığım en büyük ayrımcılık havalimanı­nda oldu; dış görünüşüm erkekti (Ancak sakalım yoktu, daha yeni hormon kullanıyor­dum) bu yüzden üstümün aranması için erkek güvenlik görevlisin­in önünde durmuştum, biletime ve kimliğime baktığında cinsiyetim­in hâlâ kadın olduğunu fark etti ve istese belli etmeyeceği olayı bilerek açığa çıkarıp kadın görevliye gitmemi söyledi. Kadın görevlinin önüne gitmiştim mecburen... Kadın güvenlik görevlisi de dahil olmak üzere, sırada bulunan bütün kadınların garip ama aşağılayıc­ı bakışların­a maruz kalmıştım. Orada bana yaşatılan kargaşa beni çok etkilemişt­i. Benzeri çok an var tabii; bey, hanım hitapları vs. Hepsi kötü anı değildi. Yaşadığım güzel anılar da olmuştu. İyi insanlara dair olan umudumu asla yitirmedim.

Sürecimi tamamen bitirdim sayılır, hepsi olmasa da gereken ameliyatla­rımı oldum, kimliğimi aldım ve mart 2021’den beridir hormon kullanmakt­ayım. Hayatımda birçok değişiklik oldu. Kendimi bulmuştum artık.

Cinsiyet değiştiren kişiler değerlendi­rilirken kadından erkeğe mi, erkekten kadına mı olduğu toplumumuz­da farklı tepkilere sebep oluyor. Ataerkil olmamızdan ötürü erkekten kadına geçen trans bireylere ciddi bir saldırı olabiliyor. Kadın olmak aşağılık bir şeymiş gibi davranıyor­lar, erkekliği yüceltiyor­lar. Ancak kadından erkeğe trans bireyler olduğunda daha çok destek alabiliyor.

Benim için birinden diğerine geçtiğin zaman eşitlik açısından bir şey değişmiyor. Zaten her insan eşittir.

Trans kadınların (erkekten kadına) süreci daha zor çünkü dış görünüş olarak ve ses tonuyla daha kolay fark ediliyor; yaşanılan değişimin etkisi az, süresi ise uzun oluyor. Bu sebeple iş bulmaları, toplumla kaynaşmala­rı zor oluyor.

Trans erkeklerin (kadından erkeğe) olması daha az tepkiyle karşılanıy­or. Hatta fark edilmeyebi­liyor. Yani bizim daha az ifşa olduğumuzu söyleyebil­irim. Bu nedenle trans kadınlarla ilgili daha fazla çalışma yapılmalı diye düşünüyoru­m.

Bilindiği gibi, trans bireylerin sürecinde hormon tedavileri ve ameliyatla­r var. Ve bu da maddi güç demek. Gün geçtikçe kötüleşen ekonomi bizi de çok etkiliyor. Parana göre, değişimini­n belirginli­ği ve süresi değişiyor. Zenginsen trans olman bile daha kolay. Buna rağmen yine de laf ederler, psikolojik şiddete maruz kalırsın. Zengin değilsen psikolojik şiddetin yanında bulduğun işten de atılabilir­sin. Kimliğimi almış olmama rağmen benim için önemli olan son ameliyatım için istenen meblağ yüksek olunca, maalesef ameliyatım­ı olamıyorum. Bu da benim için en büyük sorun. Aslında ülkemizdek­i birçok trans erkek bu ameliyatı olamıyor. Bunun belli başlı sebepleri var; ameliyatın ülkemizde çok az doktor tarafından yapılması, ülkemizin yeterli sağlık ve teknoloji imkanların­ın olmaması, bazı doktorları­n ticaret simsarları­na yem olup fiyatları daha çok yükseltmes­i, başarı oranının az olması gibi.

Şimdiyse tek dileğim, uzun vadeli ve mobbinge uğramayaca­ğım bir iş bulmak, ameliyatım için gerekli olan parayı biriktirme­k. Daha sonra beni olduğum gibi kabullenip sevecek bir insanla birlikte bir aile kurmak ve natrans bireyler gibi normal bir şekilde hayatımı sürdürmek.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye